Lüleburgaz’da 1997 yılında kamera ve çekimlerle meslek hayatına adım atan fotoğrafçı Caner Özoğlu, yaptığı işi büyük bir sevgiyle sürdürüyor. O’na göre iyi bir fotoğrafçı olmanın sırrı; sabır, özen ve işi en ince ayrıntısına kadar öğrenmekte gizli.
Fotoğrafçılığa 1997 yılında başlayan Caner Özoğlu, mesleğe olan ilgisinin zamanla bir tutkuya dönüştüğünü anlatıyor.
Özoğlu, mesleği ile ilgili “Çekimlerle başladım, bu işi severek yapıyorum. 1997 yılında kamerayla ve çekimlerle bu mesleğe başladım,” diyor.
Mesleğinde en çok önem verdiği şeyin müşteri memnuniyeti olduğunu vurgulayan Özoğlu, yaptığı her işi titizlikle yürüttüğünü söyledi.
Özoğlu; “Öncelikle her işimi düzgün yapmaya çalışırım. Bizim için en önemli şey müşterinin memnun kalması. İşimizi özenle ve severek yapıyoruz. Maddiyat her zaman ikinci planda.” Diyor.
Fotoğrafçılığa geçmeden önce fabrikada çalıştığını belirten Özoğlu, bu işi ilk başta ek iş olarak yapmaya başladığını ifade ediyor:
“Önceden fabrikada çalışıyordum. Fotoğrafçılığı hobi olarak yapıyordum ama zamanla asıl mesleğim haline geldi. Sonrasında fabrikadan ayrılıp kendi işimi kurdum.”
Bugün kendi stüdyosunda çalışmalarına devam eden Caner Öz oğlu, yanında iki stajyer öğrenciye de eğitim veriyor.
“Yanımda iki stajyer arkadaşım çalışıyor. Onlara da bildiklerimi öğretmekten mutluluk duyuyorum. Çünkü bu mesleği sevecek gençlere ihtiyaç var,” diye konuşuyor.
Stüdyosunda profesyonel fotoğraf makineleri, flaş sistemleri, stüdyo fonları, aksesuarlar ve bilgisayar ekipmanları kullandığını söyleyen fotoğrafçı, teknik bilginin yanında sabrın da çok önemli olduğuna dikkat çekiyor:
“İyi bir fotoğrafçı olmak isteyen biri öncelikle işini sevmeli. İşi en ince ayrıntısına kadar öğrenmeli, kullandığı aksesuarları iyi tanımalı ve sabırlı olmalı.”
Fotoğrafçılık dışında başka meslekler de ilgisini çekiyor. Öz oğlu, “Eğer fotoğrafçı olmasaydım sevdiğim başka bir meslek üzerine çalışırdım; ya pilot ya da asker olmak isterdim,” diyerek sözlerini tamamlıyor.
Kadir Ege Ergül
