Sol Parti, Lüleburgaz İlçe Başkanlığı ve Kırklareli İl Başkanlığı’nı AKP Hükümetini protesto etmek üzere yürüyüşlü, mitingli basın açıklaması yaptı.
27 Eylül 2025 Cumartesi günü gerçekleştirilen basın açıklaması Lüleburgaz Eksi Hükümet Konağı olarak bilinen Tören Alanı’nda yapıldı.
Saat 15:00’te başlayan basın açıklamasına SOL Parti Kırklareli İl Yönetim Kurulu ve Lüleburgaz İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte SOL Parti Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi Deniz Demirdöğen, CHP Kırklareli İl Başkanı Bora Terzi, CHP Lüleburgaz İlçe Başkanı Ali Can, EMEK Partisi Lüleburgaz İlçe Başkanı Erdal Tektaş, Lüleburgaz Aktivist Hakan Dedeoğlu ile birlikte emeken ve demokrasiden yana olan vatandaşlar katıldı.
Lüleburgaz Tören Alanı’nda başlayan yürüyüş İstanbul Caddesi istikametinden Lüleburgaz Kongre Meydanı’nda sonra erdi.
Burada önce basın açıklaması yapıldı.
SOL PARTİ Kırklareli İl Başkanı Celal Midilli’nin okuduğu basın açıklaması şöyle; “Değerli dostlar, Çeyrek asırdır iktidarda olan AKP yenilmeye mahkûmdur. ABD ve her türlü gerici gücün desteğini alarak ülkeyi İslamcılık temelinde etnik ve mezhepsel kimlikler üzerinde kurgulanan seçimsiz bir rejime dönüştürmeye çalışıyor. AKP-MHP iktidarı geldiği günden bugüne sermaye yanlısı emek düşmanı politikalar uyguluyor. Ülkenin 100 yıllık birikimi olan işletmeleri yerli ve yabancı sermayeye yok pahasına satıyor. Siyasal iktidar bu süreçte çeşitli teşviklerle büyük bir yandaş sermaye grubu yaratmıştır. Hepimizin çok iyi bildiği yasa tanımaz beşli çete bu sürecin eseridir. Yarattığı yandaş sermayeden vergi almayan AKP- MHP iktidarı bütçeyi oluşturun vergileri çalışanlardan, yoksul halktan almıştır. Siyasal iktidar emekçilere karşı acımasızca uyguladığı politikalarla sendikal faaliyetleri engelleyip, var olan grev haklarını çeşitli bahanelerle yasaklamıştır. Asgari ücreti ve emekli maaşlarını düşük tutarak insanlarımızı açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm etmiştir. Bu ceberut iktidar sadece emeğe değil, kadınlarımıza, gençlerimize, çocuklarımıza, doğamıza, toprağımıza, havamıza, suyumuza düşmandır. AKP-MHP iktidarı geleceğimiz olan çocuk ve gençlerimizi uyguladığı politikalarla eğitimden uzaklaştırıyor. Ülkemizde 7 milyon çocuk açlığa mahkûm ediliyor. Öğrencilerimize günde 1 öğün yemeği çok gören bu iktidar sermayeye her gün teşvik üzerine teşvik veriyor. Okullarımızda tarikat ve cemaatler cirit atıyor. MESEM’lerle çocuk işçilik patronlara yeni bir gelir kapısı oldu. Üniversite gençliği barınma, beslenme, okulu bitirince iş bulamama kaygısıyla eğitimler ayrılıyorlar. Laik, bilimsel, demokratik eğitim için siyasi iktidarı göndermek için birleşik mücadeleyi hayatın her alanına taşıyacağız. Bu gerici, İslamcı, faşist yönetim kadınların sosyal yaşamdan çekilmesi için kazanılmış haklarını yok ediyor. Özellikle İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasından sonra, kadın cinayetlerinde artış yaşanmıştır. Ağustos ayıyla birlikte Diyanet İşleri verdiği Cuma hutbelerinde kadının yaşam, miras, giyim hakkına karışır olmuştur.
Tarım bir ülkenin geleceğidir. Siyasal iktidar uyguladığı tarım ve hayvancılık politikalarıyla tarımı bitirme noktasına gelmiştir. Tarımın bitmesinin sebeplerinin başında; yeterli teşvik ve desteğin verilmemesi, taban fiyatının düşüklüğü ve girdi fiyatlarının yüksekliği geliyor. AKP-MHP iktidarı, ülkemizin dağını, taşını, toprağını çok uluslu maden şirketleri ile yerli işbirlikçilerine peşkeş çekiyor. Ülkenin her tarafı, maden aramaları nedeniyle delik deşik ediliyor. Toprağımız, suyumuz, havamız kirleniyor. Istıranca dağlarında 200’e yakın taş ocağına ruhsat veriliyor. Kıyıköy’e kurulacak nükleer santral ile ormanlarımız, toprağımız, suyumuz, havamız yok ediliyor. Bunların yanında, Tekirdağ maden arama bölgesi yapıldı. Tüm bunları yaparak çocuklarımızın geleceğini çalıyorlar. Bunlara ek olarak küresel iklim değişikliği ile kuraklık ve susuzluk en büyük sorunumuz oluyor. ABD ve İsrail’in Büyük Ortadoğu bataklığında büyütülen baskı ve zorbalıkla; hile ve aldatmacalarla ülkemize dayatılan bu gerici rejime asla teslim olmayacağız. Bütün emekçiler ve ezilenler birleşerek bu gerici, faşist rejimi mutlaka yeneceğiz. Bu gerici rejimden ne özgürlük, ne adalet, ne demokrasi ne de barış beklenemez.
Faşizme, yoksulluğa, yolsuzluğa, baskılara, hayat pahalılığına karşı BİRLEŞELİM!
Laikliği, Demokrasiyi, Özgürlüğü, Adaleti bu gerici rejimi göndererek KAZANABİLİRİZ! Tek adam rejimine, ancak BİRLEŞEREK son verebiliriz!
Çağrımız; emperyalistlerin ve gerici faşist ortaklarının ülkemizi sürükledikleri felaket senaryolarını boşa çıkarmak için hep beraber mücadele çağrısıdır.
Çağrımız; ülkemizim yeniden kurtuluşu yolunda BİRLEŞME çağrısıdır.
Yaşasın, EMEK, DEMOKRASİ ve ÖZGÜRLÜK mücadelemiz.”
Ertan BAYER




