Bu yazı 24 Şubat 2014, Pazartesi 09:26:47 tarihinde eklendi. 528 kez okundu.
Hem parayı alırsın, hem kravatı - Metin Dikener
14 Şubat Sevgililer Günü tamam da 14 Şubat aslında benim doğum günüm idi. Bu günü iyi bilen MHP’den Belediye Başkanı adaylığını koyan sevgili kardeşim Murat Mahir Altan’a teşekkürlerimi sunuyorum. Öyle ya o üniversitede okuduğu yıllarda ben Hürfikir Gazetesi’nin yine köşe yazarı idim. O yıllarda yazılarım gazetenin ön sayfasında ve de solunda yer alıyor, iki üç günde bir değişik türdeki yazılarım yayınlanıyordu. Yıllar ne çabuk geldi geçti değil mi? Dün geçen günlerde baba Mahir Altan’ı sevgi ve saygı ile rahmetle anarken, bugün oğul Murat Mahir Altan’a MHP Lüleburgaz Belediye Başkanlığı için gireceği yerel seçimlerde sonsuz başarılar diliyorum. Kutlanan bir aşk günü içerisinde ben bugün yine gazetemizin köşe yazarıyım. Ayrıca yaş günümü kutlayan dostlarıma, eski futbolcu arkadaşlarıma ve de futbolcu kardeşlerime de bu anlamlı günde yanımda olan iyi ki varsın diyen, geçen tüm yılları bir sinema şeridi gibi bana hatırlatan sevgili kardeşim Murat Mahir Altan’a da sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bu konuya uygun güzel bir hatırasını anlatan bir zamanların Galatasaray sonra Vefa ve Adalet takımlarının formalarını giyen milli takımımızın da unutulmaz golcü santraforları arasında olan Necmi ağabeyimizin aklımda kalan unutulmayan bir anısını sizlere aktarıyorum.
“Galatasaray’dan Adalet takımına geldim. Kulüp başkanımız Atatürk’ün silah arkadaşı rahmetli İsmet İnönü’nün damadı Adalet Battaniye Fabrikalarının sahibi Adalet Hanım’ın oğlu Atıf İlmen’di. Atıf beye ağabey bugün benim doğum günüm dedim. O hafta da Adalet ile Galatasaray’a karşı ilk resmilik maçını oynayacağım. Atıf bey şu maçı alın gerisini bana bırakın dedi. Ağabey o gün Galatasaray’ı 1-0 mağlup ettik. Golü de ben atmadım mı? Ertesi gün Balat’taki fabrikada Atıf beyin yanındayım. Başkanımız gülerek bizi tebrik etti. Primimizi verdi. Ben parayı alırken teşekkür ettim. Atıf beyin o gün boynuna taktığı nefis bir kravatı vardı. Başkanım bu kravat bana yakışır dedim. Söküp kravatını aldım. Bana bir şey demedi güldü, iyi günlerde kullan dedi. Ertesi gün antrenmanda, soyunma odasında bu durumu diğer futbolcu arkadaşlarıma anlattım. Arkadaşlarım ya işte futbol böyle bir şey. Yen Galatasaray’ı hem paranı al, hem kravatı. Ağabey var ya takım bir mağlup olsa, fabrikaya gitmeyi bırak, Balat semtine bile uğrayamazsın.”
Necmi Ağabeyimin anlattığı bu olay benim profesyonellik dönemlerinde de çok önemli bir yer tutmuştur. Bu olayı futbolcu arkadaşlarıma anlatmışım ve onlara kardeşim bak iyi futbol oynarsan hem paranı alırsın, hem de istersen başkanın kravatını takarsın.
Diğer Metin Dikener Yazıları |
|