Yapılacaklar listesi uzun ama motivasyon sıfır. Hepimiz bu durumu yaşıyoruz: başlanmamış projeler, yarıda kalmış planlar, ertelenen hayaller... Ve çoğu zaman kendimize kızıyoruz, “Neden başlayamıyorum?” diye sorarak. Oysa sorunun kökeni genellikle tembellik değil, daha derin psikolojik nedenlerdir.
Erteleme, sadece zaman yönetimiyle ilgili değildir. Asıl mesele çoğunlukla kaygı, mükemmeliyetçilik ve başarısızlık korkusu gibi duygusal bariyerlerde yatar. Bir işe başlamak, yalnızca fiziksel bir hareket değil; aynı zamanda zihinsel bir eşikten geçmektir. Ve bu eşik, bazen düşündüğümüzden çok daha yüksek olabilir.
Özellikle mükemmeliyetçi kişiler için “başlamak”, bir tehdittir. Çünkü işler kusursuz ilerlemezse, iç dünyalarında başarısızlıkla yüzleşmek zorunda kalacaklardır. Bu yüzden hiçbir şey yapmamak, kötü bir şey yapmaktan daha “güvenli” gelir. Erteleme, bir nevi kendimizi koruma stratejisidir — ama uzun vadede en çok kendimize zarar veririz.
Bir başka neden de kontrolsüz bilgi tüketimi. Hedefe başlamadan önce “daha hazır olmak” için sonsuz araştırma yapmak, sürekli plan yapmak da bir erteleme biçimidir. Aslında başlamaktan korkarız ama bunu “hazırlık” kılıfına sokarız.
Peki çözüm ne? En basit ama etkili yaklaşım şu: başlamak için ilham bekleme, ilham başlamakla gelir. Harekete geçmek, beynin motivasyon devresini tetikler. Küçük bir adım atmak – sadece bilgisayarı açmak, 5 dakika yazmak, yürüyüşe çıkmak – zihni harekete geçirir ve devamı gelir.
Ayrıca kendimize daha nazik olmayı öğrenmeliyiz. Her ertelemenin altında bir duygu yatar. Kendimizi suçlamak yerine o duyguyu anlamaya çalışmak, kalıcı değişimin kapısını aralar.
Büyük işler genellikle küçük adımlarla başlar. Ve en zor adım da genellikle ilk adımdır. Ama o adımı attığımızda, ertelemenin zincirlerinden kurtulmaya başlarız.
Erteleme, yüzleşilmesi en zor ama değiştirilebilir davranışlardan biridir. Ve çoğu zaman, başlamanın kendisi motivasyondan daha güçlü bir etkendir. Ne yaparsan yap, kusurlu da olsa başla. Çünkü ilk adım her zaman en zorudur, ama aynı zamanda en dönüştürücü olanıdır.
Yarın değil. Bugün. Hemen şimdi.
Sevgiyle kalın…