Kırklarelispor 57. Yaşını Kutladı
Emekliler Derneği’nden Başkan Gerenli’ye ziyaret
Karakavak’ta bugün Leylek   Festivali var
Bahçelievler İlkokulu’ndan e-Twinning projesi
Bu yazı 29 Nisan 2025, Salı 09:53:51 tarihinde eklendi. 1580 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Mirastan Feragat Nedir, Ne Değildir? - Ayça sezgin

Mirastan Feragat Nedir, Ne Değildir?

Aramızda sevdiklerinden miras kalsın isteyenler olduğu kadar intikal eden mirası kabul etmek istemeyenler de mevcut olabilir. Bunun farklı sebepleri olabilir. Mirastan feragat genellikle kişinin mirası kabul etmek istemediği, mirasın getirdiği sorumlulukları üstlenmek istemediği veya mirası başka birine devretmek istediği durumlarda söz konusu olur. İşte bu yazıda halk arasında “mirası önceden kabul etmeme” olarak bilinen ama hukuken çok daha teknik bir işlem olan mirastan feragat konusunu anlatıyoruz.

Mirastan feragat sözleşmesi, miras bırakan ile gelecekte muhtemel mirasçı olan kişi arasında ivaz karşılığında veya karşılıksız olarak miras hakkından tamamen veya kısmen vazgeçmesini içeren bir sözleşmedir. Özetle kişinin henüz miras doğmadan, ileride doğabilecek haklarından vazgeçmesi işlemidir. Bu işlem ancak miras bırakan hayattayken yapılabilir. Yani henüz ortada bir miras yok iken kişi kendi gelecekteki hakkından resmi bir belgeyle vazgeçer.

Feragat işlemi ciddi sonuçlar doğurur. Bu nedenle feragat yalnızca sözleşmeyle yapılır. Vasiyetname düzenlemek suretiyle mirastan feragat etmek mümkün değildir. Bu işlemin resmi usullere uygun şekilde noter huzurunda düzenlenmesi ve iki tarafın da imzalaması gerekmektedir. Tüm bu işlemin sonucunda kişi, mirasçı olma sıfatını kaybeder.

İvazlı ve İvazsız Feragat Ne Demek?

Mirastan feragat sözleşmesi ivaz karşılığında yapılıp yapılmamasına göre ikiye ayrılır. Mirasçı, muhtemel mirasından bir karşılık (mal, para vb.) alarak vazgeçmişse buna ivazlı feragat denir. Burada kararlaştırılan ivazın miktarının ne olduğu önemli değildir. Yani mirasçının aldığı ivaz ileride doğması beklenilen miras hakkından az veya çok belirlenir.

Ancak kişi hiçbir karşılık almadan gönüllü olarak feragat etmişse buna ivazsız feragat denir. İvazlı feragat sözleşmesi ile ivazsız feragat sözleşmesinin asıl farkı altsoylar bakımından hüküm doğurup doğurmayacağı noktasında toplanmaktadır. İvazlı mirastan feragat sözleşmesinde kural olarak vazgeçenin altsoyu da mirasçılık sıfatını kaybeder. İvazsız mirastan feragat sözleşmesinde ise herhangi bir karşılık sağlanmadan miras hakkından vazgeçildiğinden hakkaniyet gereği feragat altsoya sirayet etmemektedir. Bu durumda feragat edenin çocukları, yasal mirasçı olmaya devam eder. Bu ayrım, ileride doğabilecek miras çekişmeleri açısından oldukça önemlidir.

Bazı durumlarda yapılan işlemin gerçekte bir ivazlı feragat olduğu halde, bu gerçeği gizleyip taşınmaz devrini “satış” gibi göstermek düşünülse de bu tür yaklaşımların hukuken bir geçerliliği olmadığının altını çizmekteyim. Zira Yargıtay bu konuda son derece açık bir tutum sergilemektedir. Eğer kişi miras hakkı karşılığında bir taşınmaz devralmışsa ve taraflar arasında bir feragat anlaşması varsa, bu işlem tapuda “satış” olarak gösterilmiş olsa dahi, dava önünde bu ivazlı feragat olarak kabul edilir. Üstelik sözleşmede yer alan 'tenkis davası açmayacağım' gibi ifadeler de bağlayıcı niteliktedir. Kısacası, mahkemeler sadece şekle değil, işlemin gerçek içeriğine ve tarafların iradesine bakar. Bu husus önemli olup göz ardı edilmemesi gerekir.

Mirastan feragat tam olabileceği gibi kısmi de olabilir. Tam feragat halinde kişi mirasçılık sıfatından tamamen vazgeçmektedir. Buna rağmen, kısmi feragatte feragat eden mirasçılık sıfatını korumaktadır.

“Ben Şu Kişiye Miras Bırakmak İstemiyorum” Diyenler Dikkat!

Hayat bu, her şey planladığımız gibi gitmiyor. Kimi zaman evlatla, eşle, kardeşle araya mesafeler giriyor. Sonra insanlar “Ben bu kişiye miras bırakmak istemiyorum” diyor. Ama işte mesele o kadar da kolay değil. Hele bir de bahsettiğiniz kişi, kanunen “saklı payı” olan bir mirasçıysa işler epey karışıyor.

Peki kimdir bu “saklı paylı” mirasçılar?

Kanun diyor ki; eşiniz, çocuklarınız, torunlarınız, anneniz ve babanız… Bunlar öyle mirastan kolayca çıkarılacak kişiler değil. Çünkü onların “saklı pay” dediğimiz, yasayla korunan bir miras hakkı var. Yani siz vasiyet bile yazsanız, onların bu payını ellerinden alamıyorsunuz.

Ama mirastan feragat sözleşmesi tam da bunun için var. Bu sözleşme, miras bırakacak kişiyle mirasçısı arasında karşılıklı olarak yapılıyor. Diyelim ki oğlunuzla artık bağınız kalmadı, miras almasını istemiyorsunuz. Eğer onu mirastan çıkaracak geçerli bir sebebiniz de yoksa (örneğin size ağır bir suç işlemiş olması gibi), oturup onunla bir “mirastan feragat” sözleşmesi yapmanız gerekiyor. Bu şekilde, ileride miras davası açmasının da önüne geçmiş olursunuz.

Ama diyelim ki kardeşinizle iyi geçinemiyorsunuz. Onunla böyle bir sözleşme yapmanıza gerek yok. Çünkü kardeş, 2007 yılındaki düzenlemeden itibaren doğrudan saklı pay sahibi değildir. Vasiyetle onu miras dışı bırakabilirsiniz.

Bir de işin teknik kısmı var. Miras bırakan kişi bu sözleşmeyi yaparken aklı başında olmalı, yani tam ehliyetli olmalı. Bu kişi bizzat orada bulunmalı, temsilci gönderemez. Ama feragat eden kişi için işler biraz daha esnek. Kısıtlı olsa bile (örneğin vasi altında) bu sözleşmeyi yapabiliyor.

Sonuç olarak; mirastan feragat gibi önemli bir karar alınmadan önce mutlaka iyi düşünülmeli, şartlar net bir şekilde anlaşılmalıdır. Çünkü miras meselesi sadece bugünü değil, yarını da ilgilendirir. Atılan yanlış bir adım, yıllar sürecek aile içi kırgınlıklara ve hatta davalara yol açabilir.

Unutmayın, miras hukuku öyle “Ben istemiyorum, vermiyorum” denilerek kolayca yön verilecek bir alan değil. Ortada ciddi haklar ve kurallar var. “Benim de böyle bir durumum var” diyenlerdenseniz, işinizi şansa bırakmayın. Mutlaka bir hukukçudan destek alın. Hukuku bilmek sadece avukatların değil, herkesin hakkı. Bilgiyle hareket ettiğinizde sadece hakkınızı korumakla kalmaz, gelecekte güvenli ve huzurlu bir zemin de kurmuş olursunuz.

Bir sonraki yazıda tekrar görüşmek dileğiyle… Sağlıkla kalın.

Yazdır Paylaş
Diğer Ayça sezgin Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek