“DİSİPLİNİ BIRAK SOKAKLARA BAK”
Milletvekili Sarıçam, Orman işçileri ile buluştu
Lüleburgaz yarın sağanak yağışlı
Fahri Özkan’dan “SİSLİ VADİ” açıklaması
Bu yazı 09 Haziran 2023, Cuma 09:12:41 tarihinde eklendi. 1264 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

ÇOCUKTA AHLAK EĞİTİMİ ve TERBİYE, MUHAMMED(ALEYHİSSELAM)’IN TERBİYE METODU—(İKİNCİ BÖLÜM) - Eyyüp Sabri Erdem

ÇOCUKTA AHLAK EĞİTİMİ ve TERBİYE, MUHAMMED(ALEYHİSSELAM)’IN TERBİYE METODU—(İKİNCİ BÖLÜM)

 

Geçen haftaki yazımıza devam ediyoruz

Çocuğun duygularının, düşüncelerinin, bedenî gelişiminin, Alemlerin Rabbi olan Allah’a yakınlığının, ileriki yaşlarda olgun iman sahibi, ahlaklı,yüksek karakterli ve mükemmel bir insan olup olmamasının sebeplerini etkileyecek her şey eğitimin ana konusudur.”

Bu yüzden okulda ki öğretmenlerinden önce evdeki bireyler başta anne ve baba, çocuk için en önemli “eğitici” olduklarının farkında olmalıdırlar.

Çocuğun dünyaya gelip hayata adım attığı, düşe kalka yürümeyi öğrendiği,yarım ve eksik kelimeleri söyleyip ailenin neşe kaynağı haline geldiği bu süreçten itibaren çocuk için “oyun” da asla ihmal edilmemesi gereken bir eylemdir. Bu süreçte sevgili Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem)in “Çocuğu olan çocuklaşsın!..” (Deylemî) buyruğu anne ve baba tarafından dikkate alınmalı,fiiliyata dökülmeli ve çocukları eğlendirmek, onları eğlendirirken eğitmek, onlarla oyunlar oynamak için özel çaba sarf edilmelidir.

Çünkü oyun oynamak çocukların en sevdiği eylemdir. Anne babanın ve diğer aile bireylerinin çocuklarla oyun oynaması, çocuklar ile aile fertleri arasında sağlıklı  ilişkiler için sağlam bir zemin oluştururken, aynı zamanda çocuğun zekâsını geliştirip, ruhsal gelişimine de ciddi manada katkı sağlayacaktır.

Resûlullah’ın torunları Hasan(Radiyallahu Anh)ve Hüseyin(Radiyallahu Anh)ile oynamış, onları sırtına alarak gezdirmiştir, ayrıca amcası Abbâs’ın (Radyallahu Anh)çocukları arasında koşu yarışı düzenlediği olmuştur.

Abdullah bin Hâris (Radyallahu Anh)diyor ki:

Resûlullah  Amcası Abbas’ın çocukları Abdullah, Ubeydullah ve Kesîr’i yanyana getirir ve şöyle derdi:

“– Kim önce koşup bana gelirse ona şu kadar ödül var!” Çocuklar da koşarak gelirler, kimi Resûlullah’ın sırtına, kimi göğsüne çıkmaya çalışırdı. O da onları öper ve kucaklar ve severdi. (İbn-i Hanbel,)

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)çocukların akşam karanlık bastığında dışarıda bulunmalarının mahzurlu olduğunu belirtmiş ve bu hususta ashabını uyarmıştır. (Buhârî, Müslim)

Peygamber efendimiz (Aleyhisselam) büyüklere, yapamayacakları şeyleri ve yerine getiremeyecekleri sözleri  çocuklarına vaad etmemelerini tenbih etmiştir ve bu konuda hassas olunmasını tavsiye etmiştir, böylece ahde vefa ve söz vermek hususunda örnek olmaları gerektiğine dikkat çekmiştir.

Abdullah bin Âmir anlatıyor:

Bir gün Resûlullah efendimiz(Sallallahu aleyhi ve sellem)bizim evimizdeyken annem beni çağırarak:

– Gel sana bir şey vereceğim, dedi. Resûlullah anneme:

“– Ona ne vermek istemiştin?” dedi. Annem:

– Bir hurma vermek istemiştim, deyince Peygamberimiz şöyle buyurdu:

“– Haberin olsun, eğer ona bir şey vermeyecek olsaydın, sana bir yalan (günahı) yazılırdı.” (Ebû Dâvûd, İbn-i Hanbel)

Ebû Hüreyre’den(Radyallahu Anh)rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem (Aleyhisselam) şöyle buyurmaktadır:

“Kim bir çocuğa, buraya gel sana bir şey vereceğim der de sonra vermezse onun için bir yalan günahı yazılır.” (İbn-i Hanbel)

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)babalarından sonra çocukların ekonomik yönden muhtaç duruma düşmelerine mâni olmak için gerekli önlemleri almış ve bununla ilgili kuralları ashabına ve kıyamete kadar gelecek olan ümmetine bildirmiştir.Malının tamamını Allah yolunda harcanmak üzere vasiyet edeceğini söyleyen Sa’d bin Mâlik’in bu tavrını hoş karşılamamış, çocuklarına ne bıraktın diye sormuş, bir şey bırakmadığını öğrenince de malının onda dokuzunu çocuklarına bırakmasını söylemiştir. Sa’d’ın ısrarı üzerine üçte birini vasiyet etmesini istemiş ve onu bile çok bulduğunu belirtmiştir. (Tirmizî)

Peygamberimiz(Sallallahu aleyhi ve sellem)çocukları, savaş gibi yaşlarına uygun olmayan alanlarda görevlendirilmelerini istememiş ve yasaklamıştır.

İbn-i Ömer(Radyallahu Anh)diyor ki:On dört yaşında iken bir orduya iştirak etmek üzere beni Resûlullah’a söyledilerde o, katılmamı uygun bulmadı. Ancak daha sonra ki yıllarda tekrar orduya katılmam teklif edildiğinde bu kez kabul etti. (Tirmizî)

Resûlullah’ın(Aleyhisselam)Zeyd bin Harise, Berâ bin Âzib, Zeyd bin Erkam, Ebû Saîd el-Hudrî ve Câbir bin Abdillah gibi sahâbîleri de küçük bularak Uhud savaşına kabul etmediği nakledilmektedir. (Hâkim)

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)anne babaların evlatları arasında adil olarak muamele etmelerini emir ve tavsiye etmiştir. Bu medelede çocukların kız erkek, büyük küçük, öz veya üvey olması arasında fark yoktur. Dolayısıyla anne ve baba için ikram,hediye ve miras gibi maddî konularda adil olma zorunluluğu var ise sevgi, ilgi ve şefkat gibi manevî hususlarda da bütün çocuklarına karşı âdil olma zorunluluğu vardır.Nu’mân bin Beşîr’in (Radyallahu Anh)anlattığına göre, babası onu Peygamber efendimize (Aleyhisselam)götürdü ve:

– Ben, sahip olduğum bir köleyi bu oğluma verdim, dedi. Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)

“– Buna verdiğini diğer çocuklarına da verdin mi?” diye sordu. Babam Beşir:

– Hayır, vermedim, dedi. Resûlullah:

“– O halde hibenden dön.” buyurdu.

Müslim’in bir rivayetine göre, Hz. Peygamber:

“– Bu hibeyi çocuklarının hepsine yaptın mı?” buyurdu. Beşir:

– Hayır, yapmadım, dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz:

“– Allah’tan korkunuz; çocuklarınız arasında adaletli davranınız.” buyurdu.

Neticede babam da hibesinden döndü ve derhal o bağışını geri aldı. (Müslim)

Hz. Enes (Radyallahu Anh)anlatıyor:

Adamın biri Peygamber Efendimiz’in yanında iken oğlu geldi. Adam oğlunu öptü, kucağına oturttu. Derken biraz sonra adamın kızı geldi. Adam kızını (öpmeden) önüne oturttu. Bunun üzerine âlemlere rahmet Efendimiz:

“– İkisine eşit davransaydın ya!” buyurdu. (Heysemî)

İslam dini gelmezden önce cahiliye devrinde hor görülen, erkek çocuklar yanında ikinci plana itilen, hakkı gasp edilen ve zaman zaman diri diri toprağa gömülen kız çocukları, İslâm’ın gelişiyle birlikte aile fertleri arasındaki konumuna ve eğitimlerine bilhassa önem verilmiş ve toplumda âdil bir statü kazanmışlardır. Onlara ihtimam gösterilerek eğitimlerini teşvik eden ve gerçek hakkını veren bazı hadîs-i şerifler şöyledir:

“Kimin bir kız çocuğu olur da, onu toprağa gömmez, hor görmez ve erkek çocuğunu ona tercih etmezse, Allah onu cennete koyar.” (Ebû Davud)

Hz. Peygamber parmaklarını bitiştirerek;

“Her kim iki kız çocuğunu yetişkinlik çağına gelinceye kadar büyütüp terbiye ederse, kıyâmet günü o kimseyle ben şöyle yanyana bulunacağız.” buyurmuştur. (Müslim)

Bunun yanında Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) söylediği hadis-i şeriflerde bülûğ çağına ermeden ölen kız veya erkek çocuklarının âhirette anne babaları için kurtuluşlarının vesilesi olacağını belirtiştir.Hz. Peygamber (Aleyhisselam)şöyle buyurmuştur:

“Henüz ergenlik çağına ulaşmamış üç çocuğu ölen her Müslümanı Allah, çocuklara olan rahmet ve şefkati sebebiyle cennete koyar.” (Buhârî)

Peygamber efendimiz (Aleyhisselam)kadınlara yaptığı bir va’z u nasihatte:

“– Sizden (henüz ergenlik çağına gelmemiş) üç çocuğunu âhirete gönderen her kadın için bu çocuklar cehenneme karşı mutlaka siper olur.” buyurmuştu.

İçlerinden bir kadın:

– Bu durum iki çocuk gönderenler için de geçerli midir, dedi. Bunun üzerine Resûlullah:

“– Evet, iki çocuk gönderen için de durum aynıdır.” cevabını verdi. (Buhârî, Müslim)

Bu konuyla ilgili dikkat çekici bir başka hadîs-i şerif ise şöyledir:

“Bir kulun çocuğu öldüğü zaman Allah Teâlâ meleklerine hitaben:

 – Kulumun çocuğunun ruhunu mu aldınız! buyurur.  Melekler:

– Evet Yâ Rabbî! derler.  Allah Teâla:

– Onun gönül meyvesini mi kopardınız? buyurur. Melekler:

– Evet Yâ Rabbî, derler. Hak Teâlâ hazretleri:

– Peki, kulum ne dedi? buyurur. Melekler derler ki:

– O Sana hamdetti ve biz Allah için varız, O’na döneceğiz, diyerek yalnız Sana iltica etti. Bunun üzerine Allah Teâlâ şöyle buyurur:

– Kulum için cennette bir ev inşa edin ve adını da Beytü’l-Hamd (Hamd evi) koyun.” (Tirmizî)

ÇOCUKLAR İÇİN HAYIRLI ve GÜZEL DUA ETMEK

Çocuklarımızın güzel yetişmesi hususunda gösterilecek ilgi ne kadar önemli ise haklarında yapılacak hayırlı dualar da o derece önemlidir. Onların yaptıkları yaramazlıkları karşısında öfkemize hâkim olmalı ve haklarında kötü söz söylemek veya beddua etmekten kaçınmalıyız. Nitekim Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)uygulamalarında ve tavsiyelerinde bu durumu hep müşahade etmekteyiz. Hz. Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)şöyle buyurmuştur:

“Kendinize beddua etmeyiniz, çocuklarınıza beddua etmeyiniz, mallarınıza da beddua etmeyiniz. (Zira bu durum) dileklerin kabul edildiği zamana denk gelir de Allah bedduanızı kabul ediverir.” (Müslim)

Mus’ab bin Abdillâh anlatıyor:

“Abdullah bin Sa’lebe hicretten dört sene önce doğmuştu. Mekke’nin fethedildiği sene Resûl-i Ekrem’e götürüldü. O da çocuğun yüzünü eliyle sıvazladı ve hayatının bereketli olması için duada bulundu. Resûlullah (Aleyhisselam)vefat ettiğinde çocuk on dört yaşında idi.” (Hâkim)

Peygamber efendimiz (Aleyhisselam)Abdullah bin Ca’fer’e (Radyallahu Anh)uğramıştı. O bir çocuk olduğu hâlde alış veriş yapıyordu. Resûlullah:

“Allah’ım! Onun alış verişini bereketli kıl” diye dua etti. (Heysemî)

Abdullah bin Ca’fer der ki:

“Hz. Peygamber eliyle başımı üç defa sıvazladı ve «Allahım! Abdullah’a evlât ihsan eyle!» diye dua etti.” (Hâkim)

Çocuk yaşlarda sık sık Efendimiz’in yanında bulunma şerefine erişmiş olan Amcasının oğlu Abdullah İbn-i Abbas bir hatırasını şöyle anlatır: Resûlullah, hanımlarından (teyzem) Meymûne’nin evinde idi. Ben de ona abdest suyu hazırlamıştım. Teyzem Resûlullah’a dedi ki, Abdullah sana abdest suyu hazırladı. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem bana şöyle dua etti: “Allah’ım! Onu dinde ince anlayış sahibi kıl ve ona te’vili (Kur’ân’ın tefsirini) öğret!” (Hâkim)

Hz. Enes (Radyallahu Anh)anlatıyor:

Hz. Peygamber evimize gelmişti. Anneciğim ona ikramda bulunmak üzere hurma ve yağ getirdi. Peygamber:

“– Yağınızı tulumuna, hurmanızı da kabına geri koyunuz. Çünkü ben orucum.” buyurdu.

Sonra kalkarak evin bir tarafında nafile namaz kıldı. Ardından annem Ümmü Süleym ve ev halkına dua etti. Ümmü Süleym:

– Ya Resûlallah, benim bir hâssacığım var (ona da dua buyur), dedi. Resûlullah:

“– Hâssacık nedir?” diye sordu. Ümmü Süleym:

– Hizmetçin Enes’tir, cevabını verdi. Bunun üzerine Resûlullah:

“Allah’ım! Onu mal ve evlât ile rızıklandır ve bunları kendisi için hayırlı ve bereketli eyle!” buyurarak, dünya ve ahiretin hiçbir iyiliğini bırakmayacak şekilde bana dua etti. İşte bu yüzden ben, mal bakımından Ensar’ın en zenginlerindenim. Kızım Ümeyne bana, Haccâc’ın Basra’ya gelişine kadar neslimden yüz yirmi küsur kişinin defnedildiğini söyledi. (Buhârî, İbn-i Hanbel)

Velîd bin Ukbe(Radyallahu Anh)demiştir ki:

“Peygamber Efendimiz Mekke’yi feth ettiği zaman Mekkeliler çocuklarını Resûlullah’a (Aleyhisselam)götürüyor, o da onların başlarını sıvazlıyor ve kendilerine dua ediyordu.” (İbn-i Hanbel)

Çocuk yaşta Resûlullâh’ın duasını alan bütün bu sahâbîlerin hayatlarını incelediğimizde, çok bereketli bir ömür yaşadıkları görülmektedir. Bu çocuk sahabilerin bazıları maddi manada bazıları ilmî yönden, diğer bir kısmı da hem maddi hemde ilmi yönden muhtelif mazhariyetlere nâil olmuşlardır.

ÇOCUK EĞİTİMİ ve TERBİYESİ İLE İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER

“Hiçbir baba çocuğuna güzel ahlâktan daha hayırlı bir mîras bırakmamışltır.” (Tirmizî)

Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Çocuklarınızı üç hususta yetiştirin:

Peygamber sevgisi,

Ehl-i Beyt sevgisi ve

Kur’ân kıraati…

Çünkü hamele-i Kur’ân (yâni Kur’ân hafızları) hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyâmet gününde peygamberler ve asfiyâ (yâni safâya ermiş olan Allâh dostları) ile birlikte Arş’ın gölgesindedir.” (Münâvî)

“İlk söz olarak çocuklarınıza güzel bir şekilde “Lâ ilâhe illâllah” demeyi öğretiniz!” (Beyhakî)

Çocuğunuza bırakacağınız " en güzel miras" onu, hem dünya ve hem de ahiret mutluluğuna eriştirecek bir terbiyedir. (Tirmizi)

Çocuklarınıza ikramda bulunun ve onların edebini güzelleştirin. (İbn-i Mace)

Kim "üç kız" veya "üç kızkardeş" veya " iki kız kardeş" veya "iki kız" yetiştirir, te’diplerini(edeplendirilmelerini) eksik etmez, onlara iyi davranır ve evlendirirse cenneti hak etmiştir.(Ebu Davud-Tirmizi)

 

………..

Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber efendimiz Hz.Muhammed Mustafa (Sallallahu aleyhi ve sellem) çocukların terbiyesine önem göstermiş ve bu konuda da hem yaşantısı ile hemde tavsiyeleri ile kıyamete kadar başta ümmetine ve tüm insanlığa örnek olmuştur.

Salat ve selam ona, ashabına ve ehl-i beytine olsun.

Selam ve Dua İle

Yazdır Paylaş
Diğer Eyyüp Sabri Erdem Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek