“DİSİPLİNİ BIRAK SOKAKLARA BAK”
Milletvekili Sarıçam, Orman işçileri ile buluştu
Lüleburgaz yarın sağanak yağışlı
Fahri Özkan’dan “SİSLİ VADİ” açıklaması
Bu yazı 02 Haziran 2023, Cuma 09:14:04 tarihinde eklendi. 1296 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

ÇOCUKTA AHLAK EĞİTİMİ ve TERBİYE, MUHAMMED(ALEYHİSSELAM)’IN TERBİYE METODU—(BİRİNCİ BÖLÜM) - Eyyüp Sabri Erdem

ÇOCUKTA AHLAK EĞİTİMİ ve TERBİYE, MUHAMMED(ALEYHİSSELAM)’IN TERBİYE METODU—(BİRİNCİ BÖLÜM)

 

Aile toplumunun temel taşıdır. Aileyi oluşturan çocuklar da toplumun geleceği için en önemli unsurdur. Çocuk yetiştirmek ebeveynlerin görevi olduğundan dolayı çocuğun eğitimi anne ve baba için dikkat edilmesi gereken en önemli konudur.

Dünyaya gelen her çocuk İslâm fıtratı üzere doğar, yaratılışından gelen bu vasfı koruma vazifesi anne ve babaya verilmiştir.

Ailenin neşesi, toplumun geleceği ve inşası,geleceğimizin ümidi olan çocuklarımızın terbiyesi, mutlak surette hususî ve azami bir ihtimamı gerektirmektedir. Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber efendimiz (Aleyhisselam) Hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüklerinizden mesulsünüz.” (Buhârî) Hadis-i şerifiyle bu hakikati ifade etmiş ve çocuklarına karşı sevgi,şefkat ve merhametli davranmak sûretiyle onlara düşkün olan baba ve anneleri methetmiştir. (Buhârî)

Dinimiz İslama göre hayırlı,güzel ahlaklı,terbiyeliyi çocuklara sahip olmak, dünyada yaşadığımız hayat için bir mutluluk kaynağı olduğu gibi ebedi olan âhiret hayatımız için de Allah’ın rızasını kazanma ve sevap vesilesidir. Peygamber efendimiz (Aleyhisselam) kişinin ölümünden sonra bile amel defterinin kapanmamasını sağlayacak olan üç şeyden birinin “kendisine dua eden hayırlı bir evlât” olduğunu bildirmiştir. (Müslim,Tirmizî)

Allah-u Teâlâ’dan kendilerine göz nuru eşler ve çocuklar vermesi için dua  etmelerini ve niyazda bulunmalarını müslümanlara  tavsiye eden Kur’ân-ı Kerîm (Furkan suresi 74), bazı peygamberlerle salih olan kulların da Allah-u Teâlâ’dan bilhassa hayırlı çocuklar ve temiz nesiller istediğini bildirmektedir. (Bakara suresi 128; Âl-i İmrân suresi 35, 38)

İslâm dinin çocuğa yaklaşımı, sevgi, şefkat ,merhamet ve hoşgörü anlayışına dayanır. Çünkü  İslama göre çocuk dünyaya tertemiz bir yaratılışla ve günahsız olarak gelmiştir.Ergenlik (Büluğ)çağına kadar da yaptığı davranış ve hareketlerden dinî bakımdan sorumlu sayılmaz. Dünyaya  gelmiş olan bebek, her yönüyle anne,babasının ve büyüklerin yardımına koruyup gözetmesine muhtaç olup belli bir yaşa gelene  kadar ana babaya bağımlıdır. Dolayısıyla çocuk, kendisine gerekli olan ilginin, şefkatin ve merhametin gösterildiği ölçüde ve verilecek olan eğitim ile sağlam bir kişilik geliştirebilir.

Bu açıdan bakıldığında Peygamber efendimizin(Sallallahu aleyhi ve şeklen)çocuklara yaklaşımı ve onların yetiştirilmesine yönelik tavsiyeleri son derece önemlidir.

Yeni doğan bir çocuk Peygamber  Efendimiz’e (Aleyhisselam) getirildiğinde, ilk önce bir hurmayı çiğneyerek çocuğun ağzına koyardı. (Ebû Dâvûd)

Bunun sebebi ise öncelikle Peygamber ağzından bir şey yemesi onun için bir berekete vesiledir,bu yaptığı da ümmetine emsal teşkil etmiştir.

Mekke’den Medine’ye hicretinde Kuba’da oğlu Abdullah’ı dünyaya getiren Hz. Ebûbekir’in kızı Esma diyor ki:

“Çocuk doğunca, onu alıp Peygamber Efendimiz’e(Sallallahu aleyhi ve sellem) götürdüm, kucağına bıraktım. Resûlullah efendimiz bir hurma istedi, çiğneyerek ezdikten sonra onu çocuğun ağzına sürdü. Abdullah’ın midesine ilk inen şey Peygamberimiz’in ağzından çıkan hurmaydı. Daha sonra hayır ve bereketli bir hayat sürmesi için dua etti ve çocuğa Abdullah ismini verdi.” (Buhârî,Müslim)

ÇOCUK DÜNYAYA GELDİĞİNDE YAPILMASI GEREKENLER

Çocuk dünyaya geldikten kulağına ezan okumak, onun için Akika kurbanı kesmek(kız çocukları için bir adet küçük baş kurban,erkek çocukları için iki adet küçük baş) kurban ve bunun yanında doğumunun yedinci günü saçını tıraş ederek ağırlığınca gümüş ya da altın değerinde bir şeyi sadaka olarak vermek de sünnettendir.

(Ebû Dâvûd,Tirmizî)

Bütün bu yapılanlar ile birlikte çocuğa güzel bir isim koymak Peygamber Efendimiz’in(Aleyhisselam)bilhassa üzerinde durduğu bir husustur. Peygamber efendimiz(Aleyhisselam) bir Hadîs-i Şeriflerinde: “Siz kıyâmet gününde kendi isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız, çocuklarınıza güzel isimler koyunuz” buyurmuş (Ebû Dâvûd), bunun yanında hoş olmayan bazı isimleri de değiştirmiştir. (Müslim, İbn-i Abdilberr)

Peygamber efendimiz (Aleyhisselam)

Erkek çocukların büluğ çağına varmadan sünnet ettirilmesini emretmiştir. (Buhârî)

PEYGAMBERİMİZİN(ALEYHİSSELAM)ÇOCUKLARA DAVRANIŞ BİÇİMİ

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)hayatın her safhasında çocuklara derin bir sevgi,şefkat beslemiş, onlara merhametli davranmış,onları ciddiye almış, onların seviyelerine inmiş ve problemlerini çözmüş ve onları doğruya ve hakka yönlendirmiştir.

Hâdis-i şerîflerinde: “Kimin bir çocuğu varsa onunla çocuklaşsın.” (Deylemî) buyurmuş ve bu manada da ümmetine örnek olmuştur, Resûlullah efendimizi (Aleyhisselam) bir keresinde torunu Hasan’ı öperken yanında oturan Akra bin Hâbis isimli şahıs onu görmüş ve:

– Siz çocukları öper misiniz? Benim on çocuğum var hiç birini öpmem, demişti. Efendimiz ise:

“– Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” karşılığını vermiştir. (Buhârî, Müslim)

Peygamberimiz(Aleyhisselam) çocukları“gözümün nûru” diye tavsif etmiş ve her fırsatta önemli dediği namaz esnasında dahi çocuklara karşı şefkat ve merhamet göstermiş, onların gönlünü hoş tutmuş ve onları memnun etmiştir.

Allah Resûlü bir yatsı namazında torununu mescide getirmişti. Cemaate namaz kıldırırken secde esnasında torunu sırtına çıkmış, o da bu sebeple secdeyi uzatmıştı. sahâbe namazı bitirince Peygamberimiz’e(Aleyhisselam):

– Secdeyi uzattınız ya Resûlallah! Bir şey oldu ya da vahiy geldi zannettik, dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber(Aleyhisselam):

“– Yok, böyle bir şey olmadı. Ancak oğlum sırtıma çıkmıştı. Gönlü hoş olsun diye acele davranmak istemedim.” buyurmuştur. (Nesâî)

Peygamber efendimiz yolda gördüğü çocuklara selâm verir, onların hatırını sorardı ,hastalandıklarında ziyaretlerine gider hem kendi torunlarıyla  hemde diğer çocuklarla şakalaşır ve onları bir taraftan eğlendirir diğer yandan da onlara bir şeyler öğretir ve eğitirdi. Muhammed bin Rebî (Radyallahu Anh)diyor ki:

“Ben beş yaşlarında iken Resûlullah’ın evimizdeki kovadan ağzına aldığı suyu yüzüme püskürttüğünü hatırlarım.” (Bûhârî, İlim, 18; Müslim, Mesâcid, 265)

Peygamber efendimizin on sene hizmetini gören  Enes bin Malik(Radyallahu anh)der ki:

Resûlullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)ahlâk bakımından insanların en güzeli idi. Benim Ebû Umeyr adında sütten kesilmiş bir kardeşim vardı. Peygamberimiz bize geldiğinde:

“– Ey Ebû Umeyr! Ne yaptı Nuğayr!” derdi. Nuğayr, kardeşimin oynayıp durduğu bir kuş idi. Bazen Efendimiz bizdeyken namaz vakti gelirdi. O hemen altındaki yaygının süpürülüp üzerine su serpilmesini emrederdi. Sonra namaza durur, biz de arkasında saf bağlardık ve bize namaz kıldırırdı. (Buhârî)

Ebû Hüreyre(Radyallahu anh)

Şu iki kulağım duymuş ve şu iki gözüm görmüştür ki Resûlullah efendimiz iki eliyle Hasan’ın veya Hüseyin’in iki avucunu tutar, sonra çocuğun iki ayağını kendi ayağı üzerine koyar ve:

“– Yukarı çık” derdi. Çocuk ayaklarını Resûlullah’ın göğsüne koyuncaya kadar çıkardı. Sonra Resûl-i Ekrem, çocuğu öper ve:

“Allah’ım! Bunu sev, çünkü ben onu seviyorum.” buyururdu. (Bûhârî)

Hz. Enes (Radyallahu Anh) diyor ki:

Peygamber  efendimizin(Aleyhisselam)hizmetinde bulunan Yahudi bir çocuk vardı. Bir gün hastalandı. Peygamberimiz onu ziyarete gitti, başucuna oturdu ve ona:

“– Müslüman ol!” buyurdu. Çocuk, düşüncesini öğrenmek için, yanında bulunan babasının yüzüne baktı. Babası:

– Ebü’l-Kâsım’ın çağrısına uy, dedi. Çocuk da Müslüman oldu. Bunun üzerine Hz. Peygamber:

“– Şu yavrucağı cehennemden kurtaran Allah’a hamdolsun.” diyerek dışarı çıktı. (Buhârî)

Peygamber Efendimiz Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin evine ineceği sırada Neccar oğullarının küçük kızları deflerle çıkıp:

“Neccar oğullarının kızlarıyız biz!

Ne hoştur komşuluğu Muhammed’in(Aleyhisselam).” diyerek neşideler okuyorlardı. Allah Resûlü onlara:

“– Beni seviyor musunuz?” diye soruyor, onlar da:

– Evet yâ Resûlallah, diyorlar, Peygamber Efendimiz:

“– Allah biliyor ya vallahi ben de sizleri seviyorum! Vallahi ben de sizleri seviyorum! Vallahi ben de sizleri seviyorum!” diyordu.

(İbn-i Mâce)

İbn-i Abbas (Radyallahu Anh)der ki:

“Hz. Peygamber Mekke’ye geldiğinde kendisini Muttalib oğullarından küçük çocuklar karşıladı. Resûlullah onlardan birini (bineğinin) önüne bir diğerini de arkasına aldı.” (Bûhârî)

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)çocuklara ikramda bulunmaya teşvik etmiş ve kendisi de uygun bulduğu zamanlarda bu hususta onlara gereken ilgiyi göstermiştir,Hz. Enes naklettiği bir hadiste Resûlullah (Aleyhisselam)şöyle buyurmuştur:

“Çocuklarınıza ikramda bulunun ve terbiyelerini güzel yapın.” (İbn-i Mâce)

Ebû Hüreyre’nin rivayetine göre Hz. Peygamber’e(Aleyhisselam)mevsimin ilk meyvesi getirilir ve:

“Allah’ım! Bize memleketimizde, meyvelerimizde ve ölçeğimizde, bereket üstüne bereket ver.” diye dua eder, sonra o meyveyi orada bulunan en küçük çocuğa ikram ederdi. (Müslim)

Hz. Âişe (Radyallahu Anha)demiştir ki: Habeş kralı Necâşî’den Resûlullah’a (Aleyhisselam)hediye olarak bir zinet eşyası gelmişti Bunların içinde kaşı Habeş mamulü olan altın bir yüzük de bulunuyordu. Hz. Peygamber altın yüzükten kaçınarak onu bir çöple veya parmaklarının ucuyla aldı. Sonra Ebü’l-Âs ile kerîmesi Zeyneb’ten dünyaya gelen torunu Ümâme’yi çağırdı ve:

“– Ey kızcağızım! Bunu zinet olarak takın!” buyurdu. (Ebû Dâvûd)

Peygamberimiz’in(Aleyhisselam)ashabından bazı çocukları kendi akranıymış gibi muhatab kabul etmiş ve onlara bir kısım sırlarını söylemiştir .

Hz. Enes diyor ki:Bir gün, Efendimiz’in hizmetini gördükten sonra, kaylule (öğlen uykusu)uykusundadır, diyerek çocukların yanına gittim. Ben onların oyununa bakarken Resûlullah geldi. Oyun oynayan çocuklara selâm verdi. Ardından beni çağırdı ve bir yere gönderdi. Ben de gittim. Hz. Peygamber ben dönünceye kadar bir gölgede oturdu. Annemin yanına dönmekte gecikmiştim. Yanına vardığımda annem:

– Niye geciktin diye sordu. Ben:

– Hz. Peygamber beni bir iş için göndermişti, dedim. Annem:

– O iş neydi, diye sordu. Bunun üzerine ben:

– Resûlullah’ın sırrıdır, dedim. Annem:

– Öyleyse Resûlullah’ın sırrını muhafaza et, dedi. Bu hadisi rivayet eden Sabit der ki:

– Enes bana “Eğer onu birisine söyleyecek olsaydım sana söylerdim ey Sabit!” dedi. (İbn Hanbel)

Abdullah bin Ca’fer anlatıyor:

“Bir gün Fahr-i Kâinât beni terkisine aldı. Bana sır olarak bir söz söyledi. Ben onu hiçbir kimseye söylemem.” (Müslim)

Peygamber Efendimiz (Aleyhisselam) çocukların oyun oynamalarını da tabiî bir ihtiyaç olarak görmüş ve oyun oynamalarını teşvik etmiştir. Meselâ kendisine hizmet eden küçük yaştaki Enes’in, gönderdiği yere gitmeyip çocuklarla birlikte oyuna dalmasını müsamaha ile karşılamıştır. Söz konusu olayı Hz. Enes şöyle anlatmıştır :

...Resûlullah bir gün beni bir yere göndermek istedi. Ben:

– Vallahi gitmem, dedim. Hâlbuki içimden gitmeye karar vermiştim. Çünkü emri veren Allah’ın Nebîsi idi. Yola çıktım, sokakta oynayan çocukların yanlarına vardım (ve orada oyalandım). Derken Allah Resûlü arkamdan gelerek ensemden tuttu. Dönüp baktığımda gülümsüyordu.

“– Enescik! Söylediğim yere gittin mi?” diye sordu.

– Hemen gidiyorum Yâ Resûlallah, dedim. (Müslim)

Bir keresinde de Efendimiz toprakla oynayan çocuklara rastlamış, sahâbeden biri onlara bunu yasaklamak isteyince Hz. Peygamber:

“– Bırak onları! Toprak çocukların ilkbaharıdır.” buyurmuştur. (Heysemî)

Bunun yanında Resûlullah’ın torunları Hasan ve Hüseyin ile oynadığı, onları sırtına alarak gezdirmiştir, ayrıca amcası Abbâs’ın (Radyallahu Anh)çocukları arasında koşu yarışı düzenlediği olmuştur.

Yazımıza önümüzdeki hafta devam edeceğiz inşaAllah…

Selam ve Dua İle

Yazdır Paylaş
Diğer Eyyüp Sabri Erdem Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek