KASAPLAR KURBAN BAYRAMINA HAZIR
Bayram ikramiyeleri ödenmene başladı
Kepirtepe Anadolu Lisesi Müzesi’ne Anlamlı Ziyaret
Lüleburgaz’da yarın berberler açık olacak
Bu yazı 16 Aralık 2022, Cuma 09:08:44 tarihinde eklendi. 1816 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

HİLM SAHİBİ OLMAK (YUMUŞAK HUYLU,KİBAR ve NAZİK OLMAK)(İKİNCİ BÖLÜM) -

HİLM SAHİBİ OLMAK (YUMUŞAK HUYLU,KİBAR ve NAZİK  OLMAK)(İKİNCİ BÖLÜM)

 

Alemlerin Rabbi olan Allah (Azze ve Celle)hilim sahibidir, kullarına son derece yumuşak ve merhametli davranır, kullarının yaptığı hatâ ve kusurlarına karşı hemen gazaplanmak yerine büyük bir sabır ve tahammül gösterir.

Rabbimiz bu ahlâkının, kulları tarafından kulların birbiri arasında sergilenmesinden de memnun ve râzı olur.

Peygamber Efendimiz(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ;“Rıfktan (yumuşak huyluluktan) nasîbi olana, hayırdan da nasip verilmiştir. Rıfktan nasîbi olmayan da hayırdan mahrum kılınmıştır.” (Tirmizî) buyurmuştur.

Peygamber Efendimiz’in hizmetini yapan Enes (Radıyallâhu anh)şöyle der:

“Ben Rasûlullâh’ın ellerinden daha yumuşak olan ne bir atlasa ne de bir ipeğe dokundum. Allah Rasûlü’nün kokusundan daha hoş bir râyiha da koklamadım. Efendimiz’e tam on yıl hizmet ettim. Bana bir defa bile «Üf!» demedi. Yaptığım bir şey sebebiyle; «Niçin böyle yaptın?» demediği gibi, yapmadığım bir iş sebebiyle de bir kez bile; «Şöyle yapsan olmaz mıydı?» demedi. (Buhârî,Müslim)

Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır: “İnsanların arasına karışıp onların ezalarına sabreden mümin, insanlar arasına karışmayarak onların ezalarına sabretmeyen müminden daha hayırlıdır.” (Tirmizî,Buhârî)

Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu aleyhi ve Sellem), hilm ve müsâmaha (hoşgörülü olamak)tavrının ve ahlakının, hayâtın her safhasında yaşanmasını arzu eder ve ashabına tavsiye ederdi. Nitekim bu güzel ahlâkın hayatın her safhasında olduğu gibi ticâret hayâtında da yaşanmasıyla ilgili şöyle buyurmuştur:

“Satışta, alışta ve borcunu istemekte kolaylık gösteren kimseye, Allah Teâlâ rahmet etsin.” (Buhârî,İbn-i Mâce)

Rasûlullâh Efendimiz(Sallâllâhu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“İnsanlara borç para veren bir adam vardı. Hizmetçisine şöyle derdi:

Darda kalmış bir fakire vardığında onu affediver; umulur ki Allâh da bizim günahlarımızı affeder.

Nihâyet o kişi Allâh’a kavuştu ve Allah Teâlâ onu affetti.” (Müslim,Buhârî)

Başka bir hadîs-i şerîfte de şöyle buyurmuştur:

“Sıkıntıda olanlara ve borçlulara vâde veren (veya alacağından vazgeçen) kişiyi, Allah Teâlâ, hiçbir gölgenin olmadığı günde kendi gölgesinde gölgelendirir (onu korur)(Müslim)

Peygamber efendimizin bu emri bize hilm sahibi olmanın hayatın her safhasında olması gerektiğini göstermektedir.

İslam dininin insanlara sağlıklı bir şekilde ulaşması için bu iki özelliği taşımamız son derece önemlidir. Kaba olmamalıyız, yumuşak huylu,nazik ve yumuşak sözlü olmalıyız. Katı kalpli olmamalıyız, merhametli ve iyi niyetli olmalıyız.

Abdülazîm Münzirî “Et-Tergîb vet-Terhîb” adlı eserinde şu hadîs-i şerîfleri rivayet etmiştir:

Bir kimse, Rasulullah’a: İşlerin en iyisi hangisidir? diye sorunca: Güzel huylu olmaktır, buyurdu. O kimse kalkıp biraz sonra sağ tarafından gelip, aynı soruyu sordu. Yine: İyi huylu olmaktır, buyurdu. Gidip, sonra sol tarafına gelip: Allah’ın en sevdiği iş nedir? diye sorunca, yine: İyi huylu olmaktır, buyurdu. Sonra tekrar arkadan gelerek: En iyi, en kıymetli iş nedir? dedi. Hazreti Peygamber, ona karşı dönüp: İyi huylu olmak ne demektir anlayamadın mı? Elinden geldiği kadar kimseye kızmamaya çalış! buyurdu.

“Kimse ile münakaşa etmeyen, haklı olsa bile, dili ile kimseyi incitmeyen Müslümanın Cennet’e gireceğini size söz veriyorum. Şaka yapmak, yanındakileri güldürmek için olsa bile yalan söylemeyenin Cennet’e gireceğini size söz veriyorum. İyi huylu olanın, Cennet’in yüksek derecelerine kavuşacağını size söz veriyorum!”

“Sıcak su buzu erittiği gibi, iyi huylu olmak, insanın günahlarını eritir, yok eder. Sirke balı bozduğu, yenilmez hâle soktuğu gibi, kötü huylu olmak, insanın ibadetlerini bozar, yok eder.”

“Allahu Teâlâ yumuşak huylu olanları sever ve onlara yardımcı olur. Sert ve öfkeli olanlara yardım etmez.”

“Yavaş ve yumuşak davranmak, Allah’ın kuluna verdiği büyük bir ihsandır. Aceleci, atak olmak, şeytanın yoludur. Allahu Teâlâ’nın sevdiği şey, yumuşak ve ağır başlı olmaktır.”(Et-Tergîb vet-Terhîb)

Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:

“Firavuna gidin. Çünkü o, hakikaten azdı. (Gidin de) ona yumuşak söz söyleyin. Olur ki nasihat dinler yahut (Allah’tan) korkar.”(Taha Suresi 43-44)

Allah Musa Aleyhi’s Selam'a Firavun'a karşı yumuşak söz söylemesini ve yumuşak davranmasını emretmiştir. Firavun, o kadar sapıtmıştı ki, kendini İlah ilan etmişti. “Ben sizin en büyük rabbinizim.” diyordu. Firavun Hz.Musa’ın(Aleyhisselam) İslâm dinine ettiği davet karşısında zamanının en azılı düşmanıydı.

Allah-u Teâlâ(Azze ve Celle)Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor  “Ona gittiğin zaman, ona karşı yumuşak söz söyleyin. Olur ki nasihat dinler yahut Allah’tan korkar.”(Taha sûresi 44)

İnsanları Allah’ın dinini anlatma ve dini hayatın yaşanması hususunda kabalık ve sertlik terk edilmeli yumuşak davranılmalı ve hikmetli güzel sözlere yer verilmeli,çevremizdeki insanlara kibar ve nazik davranılmalıdır.

Çünkü Allah’ın dinine davet ve İslam’i hayatın yaşanması hususunda yumuşaklık,nezaket ve kibarlık, güzel düşünmeye,ön yargının ortadan kalkmasına, Allah’tan korkmaya ve verilen nasihati dinlemeye ve kişinin hayatına çeki düzen vermesine sevk edecektir.

Tabii ki burada şu husus da çok önemlidir. Karşımızdaki muhatabımız haddi aşıp zulme sapmadıkça, dinimiz İslâm’la alay edip, hakaret etmedikçe, bizler yumuşak ses tonu ve yumuşak bir tavırla, sabırlı ve vakarlı bir şekilde konuşmalarımızı yapmalıyız.

Hilm sahibi ve hoşgörülü olmak, gönlü büyük insanların işidir. Kendinden emîn olan, yaptığının doğruluğundan şüphesi olmayan ve ilâhî hikmet gereği, insanoğlunun çeşitli zaaflarlarını bilen olduğunu bilen asîl ve güçlü insanlar halîm ve müsamahakâr olabilirler.

Peygamber Efendimiz(Aleyhisselam), olgunluk ve güzel ahlak kendinde bulunduğu için şahsına karşı yapılan kalabalıkları hilmle ve tebessümle karşılamıştır.İslâm Tarihi'nde Hz. Osman'ın (Radiyallahu Anh) sıfatının "halîm" olduğu bilinmekle birlikte bu güzel ahlakını hayatında da tatbik etmiştir.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur :

" Bir kimsede üç fazilet yoksa o boştur : Bu faziletler, sahibini günahtan koruyan takva, kavgalardan koruyan hilm ve muamelelerde gösterilen güzel ahlaktır. "(Taberani, Ebu Nuaym)

Peygamber Efendimizin (Aleyhisselam) İslamiyet'in tebliğ edilmeye başladığı ilk yıllardan itibaren müşrikler, hem Hz. Muhammed'e(Aleyhisselam)hem de sahabeye düşmanca tavırlar sergilemiş ve zulmetmişler, İslamiyet'i seçip Müslüman olan kişilere işkence edip onların Mekke'den Medine'ye hicret etmelerine neden olmuşlardır.

Buna karşın, 630 yılında Mekke'nin fethedilmesiyle birlikte esir alınan binlerce müşrik, Müslümanlara okuma - yazma öğretmek şartıyla serbest bırakılmıştır bu da islamın gönüllerde kabul edilmesine sebep olan olaylardan biri olmuştur.

Rabbimiz bizleri yumuşak huylu, halim selim,iyi geçimli, yumuşak sözlü ve iyi niyetli olanlardan eylesin inşaAllah.

Selam ve Dua İle


 

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek