Lüleburgaz’da toplantısının sonuç bildirgesi açıklandı
Şenol Atlı hayatını kaybetti
Lüleburgaz’da yağmur sevinci
19. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali yarın başlıyor
Bu yazı 09 Aralık 2022, Cuma 09:20:20 tarihinde eklendi. 2084 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

KÖPEKLER VE İNSANLAR - Ahmet Bostancı

KÖPEKLER VE İNSANLAR

 

İnsan varlıkların en şereflisi ve üstünüdür. Diğer tüm canlılar da saygıya ve merhamete layıktır. Tüm canlıların yaşama hakları vardır. Hayvanlara eziyet edilmemesi, aç, susuz bırakılmaması, takatinden fazla yük yüklenmemesi gerekir. Rahmet peygamberi Muhammed(as) şöyle buyurur:

-"Bir adam yolda, yürürken susadı ve susuzluğu arttı. Derken bir kuyuya rastladı. İçine inip susuzluğunu giderdi. Çıkınca susuzluktan soluyup toprağı yalamakta olan bir köpek gördü. Adam kendi kendine: 'Bu köpek de benim gibi susamış.' deyip tekrar kuyuya inip, mesini su ile doldurup ağzıyla tutarak dışarı çıktı ve köpeği suladı. Allah onun bu davranışından memnun kaldı ve günahlarını affetti.”[1]
-"Bir kadın, eve hapsettiği bir kedi yüzünden cehenneme gitti. Kediyi hapsederek yiyecek vermemiş, yeryüzünün haşeratından yemeye de salmamıştı."[2]
Her can taşıyan varlık merhameti yaratılıştan hak eder. Bu sebeple atalarımız geçmişte hayvanları tedavi etmek için hastaneler açmışlar, göç edemeyen hayvanlara yuvalar yapmışlar, çetin kış mevsimlerinde beslenemeyen ormanlardaki vahşi hayvanları dahi beslemek için vakıflar kurmuşlardır. Bugün aynı gayret içinde olanları da tebrik ediyoruz.
Buna mukabil peygamberimiz(as) buyurdular ki:
-"İçinde köpek, resim ve cünüb bulunan  eve (rahmet getiren) melekler girmez”[3]

Dinimiz köpeğin eve sokulmasını uygun görmemiş, evin dışında bakılmasını tavsiye etmiştir. Köpeğin mal bekçiliği, avı yakalama, polise uyuşturucu bulma konusunda yardımcı olma, gözleri görmeyen birini gezdirme ve benzeri gibi işlerde kullanılması ne güzeldir. Fransa’da dört yıl yaşadım sokakta sahipsiz hayvan görmedim. Bu durum işin olumlu tarafıdır.  Fakat Avrupalılar genelde yaşlanınca ana-babalarını huzur evine gönderirler, köpekleri, kedileri evlerine alırlar, ayakkabı ile eve girerler, bu da evde pis bir kokuya sebep olur. Sabah erkenden köpekleri çişe, kakaya, gezintiye çıkararak adeta onlara çobanlık yaparlar. Veteriner, aşı, ilaç, kuaför masraflarına katlanırlar, fakat ana- babalarına köpeğe baktıkları kadar bakmazlar. Hinduların inekleri kutsallaştırdıkları gibi, köpek ve kediye daha fazla değer veririler. Evlilik ve aile hayatı da azaldığı için, evlada verilecek sevgiyi hayvanlara verir olmuşlar.
 Dikkat ederseniz günümüzde köpekler ve kediler mutfak artıklarını yemez oldular. Fare tutmuyorlar. Hazır mamalara alışmaları sebebiyle huyları da değişti. Bu hayvanları sokaklara değil, doğal ortamlarına göndermek daha uygun olur.
Şu anda Türkiye’de milyonlarca köpek sokaklarda dolaşıyor, bu durum ileriki zamanlarda daha da büyük sorun haline dönüşecek. Bu arada köpeklerin saldırısı yüzünden ölen ve yaralanan insanlar var. Aynı acıları herkes yaşayabilir. Sabah namazı için camiye giden bir adam, okul yolunda bir öğrenci ve diğer insanlar, her an köpek sürüsünün saldırısına maruz kalma tehlikesi ile karşı karşıya.
Her şey yerinde güzel!

Yazdır Paylaş
Diğer Ahmet Bostancı Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek