Vali Ekici, ziyaret ve programlarına hafta sonunda da devam etti
Satrancın şampiyonları madalyalarını aldı
Öğrenciler Başsavcı ve Savcı oldu
Bayramın keyfini doyasıya çıkardılar
Bu yazı 13 Temmuz 2022, Çarşamba 07:58:48 tarihinde eklendi. 1921 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

SÜMER TABLETLERİ -2 - Metin ATLI

SÜMER TABLETLERİ -2

 

  Niburu’dan 600 kişi geldi. Yanlarında yarıcıyı getirdiler. Dağlar yarıldı. İçinden altınlar çıkarılmaya başlandı. Çıkan altınlar Niburu gezegenine gönderilmeye başlandı. Ancak zamanla dünyada çalışanlar şikayet etmeye başladılar. Altın çıkarmak çok ağır bir işti. Çok yoruluyorlardı. İsyan çıkardılar. Niburu’da ki tanrılar toplandı ve bir çözüm aradılar. Bir insan yaratmaya karar verdiler. Daha sonra bunları çoğaltacaklar ve bunları çalıştıracaklardı.

        Niburu’da ki tanrı bilim adamları ilk insanı nasıl yaratacaklarını  düşünmeye başladılar. Dünyada onlara benzeyen bir canlı yaşıyordu. Bir kristal kase yaptılar. Dünyadaki bu canlının bir dişisinin yumurtasını aldılar. Niburuda ki bir erkeğin spermini aldılar. Kristal kasede karıştırıp döllediler. Ama çıkan canlı çalışmaya uygun değildi.  Bilim a damı “kristal kase yerine dünyadan bir şeyden kase yapmalıyız”  dedi. Topraktan çamur yapıp  kase yaptılar. Döllemeyi bu kasede yaptılar. Sonunda olmuştu. Böylece ilk insanı yarattılar. Adını dünyadaki çamur anlamına gelen ADAMU koydular. (İlk insan Hz. Adem’in topraktan yaratılması).

          Yeni yaratılan altını çıkaracak işçi insanın elleri ayakları çalışmaya uygundu. Konuşmuyor, düşünmüyordu. Görünüşü tıpkı Niburu’da ki tanrılara benziyordu. Bir fark vardı. Önündeki penisi örten bir deri vardı. Niburu’da kilerde bu yoktu. Bu bizi ayıran bir özellik olsun dediler. (Bazı tarihçilere göre sünnet olup tanrılara benzemek buradan çıkmış olabilir. Tevrat’a göre Tanrı İbrahim Peygamber’e aralarındaki yapılan anlaşma gereği sünnet olmasını, soyundan gelenlerinden de sünnet olmasını emretmiştir.  Kur’an da sünnetten bahsedilmemesine rağmen, peygamberimizin sünnetli olmasından dolayı sünnet İslamiyet’te kabul görmüştür. İncil’de Hz. İsa’nın sünnetinden bahsedilmesine rağmen Hristiyanlıkt’a sünnet önemsiz görülüp kabul görmemiştir.)

         Adamu’nun testisine çizik atıp kan aldılar. Bu kandan toprak kasede insan üretmeye devam ettiler. Ancak bu da çok zor oluyor ve çok zaman alıyordu. Adamu’nun dişisini yaratmaya ve kendi kendilerine üreyip çoğalmasına karar verdiler. Toprak kasedeki formülü değiştirerek dişiyi yarattılar. Adına Tiamat (Havva) adını verdiler. Ancak toprak kasede yaratılan dişiden üreme olmadı. Adamu’yu bayılttılar. Kaburgalarının arkasındaki iki yılan gibi birbirine sarılmış özsuyundan aldılar ve Tiamat’a naklettiler. (Havvanın Adem’in kaburgasından yaratılması). Adamu ile Tiamat’ı  üreyip çoğalsınlar diye Aden’e (Yemen’de yeş’illik bir yer)  koydular.

          Niburu Kralı Baştanrı Enki olanları duyunca çok kızdı. Üreme bize mahsustur, bunlar zamanla bize başkaldırır dedi. Bilim adamları bunu yapmaya mecbur kaldıklarını, başka çare bulamadıklarını  anlattılar. Kral Enki  ‘O zaman bunlar bizim gibi ölümsüz olmasın, 120 yıl ömür biçilsin, Aden’den çıkarılsın, altın çıkarılacak yere Abzu’ya götürülsün (Afrika’da bir yer), orada çoğalsınlar’ dedi. (Adem ve Havva’nın cennetten kovulması).

           İnsanlar çoğaldı. Altın çıkarmak için işçi olarak çalışıyorlardı. Toz, sıcak ve çok çalışmak nedeniyle şikayetçi olmuyorlardı. Çünkü düşünemiyorlardı ve zekaları yoktu. Çıkan altınlar Niburu gezegenine götürülüyor ve gezegendeki atmosfer gün geçtikçe düzeliyordu. Herkes mutluydu. Bir gün Kral Enki dünyaya geldi. Burada 2 kız gördü. Kızları çok beğendi. Onlarla beraber oldu. Kızlar Enki’nin çocuklarını doğurdu. Yeni doğan çocuklar akıllıydı.

           Niburulular bu akıllı insanlara tarımı öğrettiler, hayvan yetiştirmeyi öğrettiler. Böylelikle Nibirulular dünyadaki insanların yetiştirdiklerinle beslenip çalışmadan rahat bir hayat sürdüler. Hayvan yetiştirenlerin başına Abael (Habil), tahıl yetiştirenlerin başına Kain (Kabil) getirildi. İlkler kutlaması yapıldı. Kral Enki bir kuzuyu kaldırıp dünyaya yiyecek et, giyecek yün geldi dedi. Kain’in ürettiği tahıllara önem verilmedi. Kain Abael i kıskandı ve onu öldürdü. (Kabil’in Habil i öldürmesi).

        Yeryüzündeki insanlar akıllandıkça Niburularla çekişmeler başladı. Tanrılar akıllı insan yapmakla iyi yapmadık demeye başladılar. Niburu’daki tanrılar dünyaya büyük bir fırtına geleceğini duyurdular. Dünyadaki Niburulu Ziusudra’ya haber verdiler. Ziusudra ve yanındaki dünyalılar hemen bir gemi yapmaya başladılar. Su girmesin diye  her tarafını katranla kapattılar. Gemiye her canlıdan 1 çift aldılar. Ziududra yanına karısını ve çocuklarını aldı. Dünyadan kimse alma demelerine rağmen o yanındaki dünyalıları da aldı. Yeryüzüne müthiş bir afet geldi. Sanki gök yarılmıştı (Nuh tufanı). Geminin kapağını kapattılar. Tufan her şeyi yuttu. Yeryüzündeki bütün canlılar yok oldu. Ama gemi sağlam kaldı.  7 gün sonra tufan bitti. Her yer suydu. Kara yoktu. Sular çekilince gemi kayalara takıldı. Burası Arrata dağıydı (Ağrı dağı). Gemiden dışarı çıktılar ve dünyada yeniden bir yaşam başladı.

            Bu tabletler Kral Anu’nun oğlu Kral Enki tarafından Başyazıcı Endubsar’a ne bir eksik, ne bir fazla yazdırıldı. Evet bu sözlerle tabletler bitiyor. Ben sadece tabletlerde yazılanların özetini çıkardım. Herkes kendine göre yorumlayabilir.

 

 

    

   

 

     

      

             

           

 

           

      

                

          

 

Yazdır Paylaş
Diğer Metin ATLI Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek