Lüleburgaz’da 23 Nisan coşkusu
Kenan Ürün; “Lüleburgazspor’u iyileştirmek için adayım”
Lüleburgaz’da feci kaza
Çeşme meydanına TREPAŞ Resmi Ödeme Merkezi  açıldı
Bu yazı 09 Mart 2022, Çarşamba 09:39:22 tarihinde eklendi. 1137 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

TARIM BAKANI İSTİFA ETMİŞ - Metin ATLI

TARIM  BAKANI İSTİFA ETMİŞ

 

                                                  TARIM  BAKANI İSTİFA ETMİŞ

           Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli istifa etti. Pardon istifa etmedi, görevinden affını istedi. Biliyorsunuz artık istifa etmek de yasak. Tepeden sana haber gönderilecek, sende affını isteyeceksin, sonra seni ne zaman görevden alacaklar diye bekleyeceksin. Sonra bir gece yarısı görevden alınacaksın. Artık yeni sistem böyle. Ağız tadıyla istifa bile edemiyorsun. Sonra devir teslim töreni yapılıyor. İstifa eden bakanda bir neşe bir keyif, gelen bakan da ise bir sıkıntı bir gerginlik. Halbuki tersi olması gerekiyor değil mi?

            Birçok bakan, birçok bürokrat “Allah’ım beni de görevden alsınlar” diye dua ediyordur. Eski Adalet Bakanı Abdülhamit Gül kısmen bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Ama yaptırmadılar. Adamı doğru düzgün gülümserken bile görmemiştim. Ama ne zaman görevden alındı, adamın yüzüne sanki nur yağdı. Müebbet hapis yemiş bir mahkum genel afla salıverilince nasıl mutlu olur, O da o kadar mutlu oldu. Aynı şeyi Sağlık Bakanın da  görüyorum. Sanki adamın yüzünde “Nerden bulaştım bu bakanlık işine” der gibi bir ifade var. Bakanlıktan bir alınsa kurtuldum diye kurbanlar kesecek. Eski Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da bir şeyler yapabilecek bilgili biriydi. Ama hiçbir şey yapamadı. Önünü açmadılar. Bakanlığında her şeyin kararını cemaatler verdi. O kukla gibi oturdu. Affını istedi. Bir sene gece gündüz görevden alsınlar diye dört gözle bekledi. Bir gece yarısı nihayet müjdeli haberi aldı. Ne mutlu bir haberdi, görevden alınmıştı.

          Pekiyi aynı şeyi Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli için söyleyebilir miyiz. Kesinlikle hayır. O kukla gibi oturmadı. Tarım için gece gündüz uğraştı. Ormanlarımız için sabahlara kadar uyumadı. Ama ülkenin tarımını düzeltmek için değil, ülkenin tarımını mahvetmek için uğraştı. Ormanlarımız yok olsun diye uğraştı. Bu konuda gayet de başarılı oldu.  Ülkemizin baş düşmanı olan bir ülkeden bize tarım bakanı gönderseler, git Türkiye’nin tarımını bitir deseler o bile bu kadarını yapamazdı.

          Geçen yıl ülkemizin her tarafında orman yangınları oldu. Her yerde birden aynı anda çıkmıştı. Kimse yangınların kendiliğinden çıktığına inanmadı. Yangınlar hep güzel oteller yapılabilecek, turistik yerlerde adrese teslim yangınlardı. Yangınlar uzun süre söndürülemedi. Çünkü yangınlarımızı söndüren Türk Hava Kurumu’na (THK) yangın söndürme görevi verilmedi. THK uçaklarının su kapasitesi 4,9 tondu. İhale şartnamesine en az 5 ton olmalı diye madde koydular. Böylece THK’yı devre dışı bıraktılar. Bu görev ihaleyle bir işadamına verildi. Bu işadamı dünyanın parasını aldı ama yangınları söndürmede çok başarısız oldu. Yangınları çıkartanlar bulunamadı. O tarihte ormanlardan sorumlu Bakan Bekir Pakdemirli idi.

        Benin doğduğum köy Pınarhisar Ataköy de sedir ağacı fidanlarının olduğu orman alanından yol yapan müteahhitler izinsiz toprak aldı. Koskoca Trakya’da sanki yer kalmamıştı. Köyün en güzel yerinden, orman arazisinden toprak almak istiyorlardı. İtiraz edildi. Ama sonra maalesef izin çıktı. Mücadeleye devam ediyoruz. Mahkeme devam ediyor. Bakalım sonuç ne olacak. Bütün bunlar olurken Orman Bakanı kimdi? Bekir Pakdemirli.

          Onun bakanlığında gübre fiyatları uçtu, mazot fiyatları uçtu, tohum fiyatları uçtu. Tüm maliyetler acayip arttı. Çiftçi bu maliyetlerin altında ezildi. O ne yaptı. Gitti yurtdışından saman getirdi, mercimek getirdi, buğday getirdi. Bu kadar verimli topraklarımız varken dünyada dışarıdan en fazla buğday ithal eden ülke olduk. Dışarıdan pahalıya aldığı buğdayı içeride zararına yandaş un fabrikalarına verdi. Zarar devlete yazıldı. Kendi çiftçisini ezdi, dış ülkelerin çiftçisine bayram ettirdi. Kafaya bak. Bunları kim yaptı. Bekir Pakdemirli.

              Sonunda ülkemizde tarım yapılan topraklar dörtte bir azaldı. Çünkü para kazanamayan çiftçi ekim yapmıyordu. Daha az toprak ekildikçe daha çok ithalat yapıldı. Sonunda kendi kendine yetebilen güzel tarım ülkemiz dışarıya bağımlı hale geldi. Ve tüm gıda ürünleri pahalılaştı. Şimdi taneyle domates, taneyle patlıcan, taneyle portakal alır hale geldik. Trakya’da bir kişi toprakların yarısını satın aldı. Kim aldı, kaça aldı, neden aldı, arkasında bir yabancı şirket var mı bilmiyoruz. Sanki birileri çiftçi zora girsin, topraklarını satsın, bu şirketlerde tarlaları toplasın diye baktı.

            Tohumculuğumuz İsrail firmalarının eline geçti. Yağ fabrikalarımız yabancıların eline geçti, Gübre fabrikalarımız özelleştirilip satıldı. Kooperatifçilik desteklenmedi. Pekiyi yeni gelen ne yapacak. Bence çok bir şey beklemeyin. Tarımda hükümet politikası komple değişmeli. Ülkenin genel politikaları komple değişmeli.  Ama hükümetin tek derdi seçimi kazanmak. Tarım Bakanı yıprandı. Bu bakanla seçim kazanılamazdı, değiştirilmeliydi ve değişti.

            Zeytin ağaçları kesilemez diye yasamız vardı. Kaldırıldı. Artık maden şirketleri zeytin ağaçlarını kesip maden arayabilecekler. Televizyonda yaşlı teyzem bastonuyla çıkmış zeytinlerimizi kesmeyin diye protesto yapıyor. Buradan bu teyzeme seslenmek istiyorum. Bak güzel teyzem. Bu maden sahipleri toplanmışlar, hükümetimizden kırk yılın başı bir istekte bulunmuşlar. Zeytinleri keselim altın arayalım, kömür arayalım demişler. Şimdi hükümet bu durumda ne yapsın? Senin 3 kök zeytinin için koskoca maden şirketlerini üzsün mü? Hükümette tamam demiş. Şimdi bakanlarımız seni böyle televizyonda protesto ederken görünce çok üzülüyorlar. Sonra üzüntülerinden istifa ediyorlar. Pakdemirli İzmir’de havaalanından inince yazlık evine arabayla gitmesin diye helikopter pisti yaptırmış, helikopterle gidiyormuş. Şimdi istifa edince altından helikopteri alacaklar,  arabayla gitmek zorunda kalacak. Ona yazık değil mi?  Böyle giderse ülkemize bakan bulamayız. Bu güzel ülkemize yazık değil mi?

 

 

 

 

 

 

 

Yazdır Paylaş
Diğer Metin ATLI Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek