Saygıdeğer okurlar;
Kadim kültür medeniyetimizde kadın her daim önemli bir konumda olmuştur. Toplumları yetiştiren fedakar, cefakar, yiğit, gözü kara Türk kadını Tomris Hatun’dan bu yana hep adından söz ettirmiştir.
Tüm dünyaya ibret olan kahramanlık destanları kanaatimce bugün okullarda kız çocuklarımıza ders olarak okutulmalıdır. Özellikle milli mücadele yılları tarihimize bakacak olursak Şerife Bacılar, Halide Onbaşılar, Nene Hatunlar ve niceleri.. Öyle kahramanlık destanları aktarılmıştır ki günümüz insanı gözüyle belki de anlaması güç gelecektir. Gösterilen fedakârlık ve azim bütün dünyada emsal oluşturacak nitelikte olup şanlı tarihimize geçecektir.
93 Harbinde bebeğini beşikte bırakarak “Sizi bana Allah verdi. Ben de sizi ona emanet ediyorum.” diyerek cepheye koşan, genç yaşına rağmen bu fedakarlığı gösteren Nene Hatun işgale karşı Aziziye Tabyasında direnişin sembolü olmuştur.
Yine Kurtuluş Savaşı döneminde Şerife Bacı bebeği ile zorlu şartlarda cepheye cephanelik taşımış bebeğinin örtüsünü donmasın diye cephanelere örtmüştür ve kendisi donarak şehit olmuştur.
Halime Çavuş ise cepheye alınmaz diye erkek kılığına girip en önde düşmana karşı mücadele vermiştir.
İstiklal madalyalı Çete Emir Ayşe şehit eşinden hatıra kalan tek değerli hediyeyi bozdurmuş tüfek alarak Yunan’a karşı savaşmıştır.
Erzurumlu Kara Fatma akrabasını arkadaşlarını örgütlemiş çeteler kurarak düşmanı püskürtmüştür. Hafız Selman İzbelli kadınlarla birlikte askere çorap, kazak, fanila örmüş cepheye göndermiştir ve bereketli aşıyla askeri doyurmuştur. “Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum da siz erkek olarak yerlerde sürünmeye utanmıyor musunuz?” sözüyle tereddütte kalan askerleri cesaretlendiren Tayyar Rahmiye Fransızlara karşı direniş göstermiş cephede şehit düşen arkadaşlarını sırtında kendi cephelerine getirmiş ve bu ismi almıştır. Korku nedir bilmez Kılavuz Ayşe Fransızlara yönlerini şaşırtmış onları Türk askerinin eline düşürmüştür. Adını altın harflerle tarihe yazdıran daha niceleri..
Öyle kahramanlıklara imza atılmış öyle büyük fedakarlıklarda bulunulmuş ki her biri birer ders niteliğindedir ve bizler bununla ne kadar gurur duysak azdır. İslam ile olgunlaşmış bu aziz Türk milleti tarihin her döneminde olduğu gibi yine yeniden destanlar yazmaya hazırdır. Bizler bu kalpleri vatan millet aşkıyla yanan imanlı anaların evlatları olarak bu bilince sahip nesiller yetiştireceğiz . Zira bu kahramanlığı dünyanın başka milletlerinde görmek zordur. İşte bizler bu yüzden
“Bin cihana değişmem Şu öksüz Türk’lüğümü...” demişizdir.
