“Umutsuzken, değiştirilmesi imkânsız bir kaderi yaşıyorken bile hayatta kalmak için bir neden bulabileceğimizi hiçbir zaman unutmamalıyız.”
Viktor Frankl
Zorluklar karşısında uygulayacağınız bir bakış açısı ve yaşam biçimi geliştirmelisiniz. Zorluklara dayanma yaşam kiti!
Eşinizden ayrılıyor olabilirsiniz, işsiz kalmış olabilirsiniz ya da en sevdiklerinizle sınanıyor olabilirsiniz… Durum ne olursa arka bahçenizdeki çiçekleri canlı tutmanın birçok yolu var.
Sorunu belirleyin ve kabullenin.
Hastalık, maddi durum, ayrılık, neyse yaşadığın zorluk önce inkâr cümlelerini bir kenara koyup resmi çekmelisin kafanda. Ne çok acımasız ne çok şefkatli… Realist bir resim olsun gerçekleri yansıtan. Burada şunu sor kendine; olayların gidişatı senin kontrolünde mi? Değil mi? Eğer senin kontrolündeyse şapkanı önüne alıp yapman gerekenlerin planını yap öncelikle. Mesela işsiz kalmışsan, günlerini maddi yetersizliğine odaklanarak geçirmek yerine mevcut iş arayışlarına ilave neler yapabilirsin, bunu keşfe çık. Potansiyelini küçümseme. Eğer senin kontrolünde değilse olanlar, bunu da kendine sık sık hatırlat. Ve her şeyin eninde sonunda yoluna gireceğini söyle kendine.
Kendinize özel alanlar yaratın.
Kötü bir dönemden geçmen hayatı durdurman gerektiğini göstermez. Aksine seni mevcut rutininden çıkartacak yeni uğraşlar bulman hem içinde bulunduğun durumu daha objektif değerlendirmene hem de kafanın dağılmasına, neşelenmene sebep olacaktır. Sana ait alanlar zor zamanlarda rahat bir nefes almana olanak sağlayacaktır.
Sevdiklerinizle daha sık görüşün.
Bu kimisi için ailesi, kimisi için dostlarıdır. Ama en önemlisi zor zamanlardayken yanında kendiniz olabildiğiniz ve size iyi gelen insanlarla daha sık vakit geçirmek ve yaşadığınız sıkıntılı süreçte yanlarında dinlenebilmenizdir. Burada önemli olan enerji olarak size iyi gelen ve kalben sizi seven insanlarla vakit geçirmektir. Çünkü günün sonunda ne ile uğraşırsan uğraş, seni seven, seni destekleyen insanlardan güç alırsın. Ve bilirsin ki her ne olursa olsun onlar hep yanındadır.
Kendinizi hırpalamayı bırakın.
Ne olduysa oldu ve şu an buradasınız. Sizi bu noktaya getiren ne varsa koca bir teşekkürü hak etti. Neden mi? Hayatın zorlukları karşısında daha dayanaklı ve daha korunaklısınız artık. Başınıza gelenlere takılı kalmak yerine, ayakta kalabildiğiniz için sarılın kendinize. Çünkü dışarıda aradığımız hediye; aslında tam olarak kendi içinizde.
Bütün bu açılardan baktığınızda; hayat hiçbir zaman mutluluklardan ibaret olmadığı gibi hiçbir üzüntünüz de kalıcı olarak sizinle değil. Bazen başınıza geldiğinde yıkıcı olarak tanımladığınız olaylar zaman süzgecinde sizi daha mutlu, daha doyumlu bir hayata taşıyan aracılar olabiliyor. Yaşadığımız her şeyi bu çerçeveden görmeye başladığımızda zorluklarla baş etme kapasitemiz arttığı gibi, “şimdi”nin elimizden kayıp gitmesine engel olup her bir anımızı hediye gibi yaşamaya başlıyoruz.
Sağlıkla ve sevgiyle kalın…