Sevim Ören hayatını kaybetti
RAYFEL Bilim Fuarı başladı
Akım Koleji 2-A sınıfı 23 Nisan’ı coşkulu bir şekilde kutladı
Yaşasın 1 Mayıs Alanlardayız!
Bu yazı 18 Ağustos 2020, Salı 09:12:15 tarihinde eklendi. 2805 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

YAŞAM KALİTESİ YÖNETİMİ - ÖZGÜR TERZİOĞLU

YAŞAM KALİTESİ YÖNETİMİ

 

Piyasanın hâkimi para olunca ve değerin karşılığını biriktiren anlayış, mevcut kültürel yapılanmanın da iklimini belirlemiştir. Mevcuttun içerisinde ahlaklı, dürüst, erdemli, kişiliğinden taviz vermeyenler zoru yaşarken; kaderin cilvesine aldanan, zayıf düşenler, taraf olmayanlar yoksullaşmaya emeğinin çok azına ikna edilmektedirler. Emeğin değersizleşmesi adına güdülen politikalarla her geçen gün fakirliği yaşamaya başlayanlar artmaktadır. İnsani bir yaşam için lazım olan temel ihtiyaçlarına dahi tam olarak ulaşamayanların sayısı katlanarak artıyor. Hal böyle olunca demokrasiyi yaşadığımızı düşündüğümüz kentlerimizde sermaye birikimlerini yapabilen ve yatırımlarını halkına yaptığını söyleyen kamu kurumlarının yönetim anlayışlarının sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. 

Bugün markete girdiğimizde çeşitli markalar, ihtiyacımızın dışında yiyeceklerin çok olması zenginliğin göstergesi değildir. Besin değeri düşürülmüş sebzeleri, meyveleri, bakliyatları, ekmeğin ucuzcu mantığı ile emeği hiç ederek pazarlamanın, haksız kazancın etiği sorgulanmasa da vatandaşın sağlığının korunması adına top yekûn bir yönetim sisteminin yürürlüğe girmesi gerektiği zamanlardayız.

Söz konusu insan olunca yemi, suyu, aşısı tamamsa yaşar diye düşünemiyoruz. İnsan sosyal bir biyolojik varlıktır. İhtiyaç çemberi ekonomik sebepler ile sürekli genişletilerek sırtına ağır yükler vurulmaktadır. İsraf kültürünü yaşayanların varlığıyla ağır, her geçen gün daha ağır olmaya başlıyor. Bu sebeple yaşanılan fiziki, biyolojik ve ruhsal sağlık sorunlarıyla birlikte üretimde verimsiz, yaratıcı üretim için düşünemeyen bir beyne sahip milyonların varlığı milli ekonomiler için son derece tehlikelidir.

Milli ekonomilerin gelişmesi merkezi yönetimin, hükümetlerin etkin kararları kadar, yerel ekonomilerinde geliştirilmesi de önemlidir. Belediyelerin, meslek odalarının çalışma disiplini ve rutinin dışında daha aktif, kaynak yaratabilen, beşeri sermayeyi en iyi şekilde kullanmaları için yaşamsal kalite yönetimi üzerinden projeler üretmeleri gerekmektedir. Bahsinde bulunduğum yönetim sistemi kent sınırları içerisinde kalan her alan, köy, kasaba, doğal yaşama ait ne varsa deresi, su kaynağı, ağacı, vahşi hayvanın korunumundan öte yaşam alanlarımızın yaşamsal kalite yönetimi sistemiyle yeniden tasarlanarak her canın iyi bir yaşamı sürdürebilmesi için marka değeri yüksek kentlerin planlanmasıdır.

Yazımın başında belirttiğim gibi sermayeyi cebinde tutan tüccar mantığında “sonuç odaklı” işlerin peşinde yaşamın diğer unsurları hakkında pek düşünce geliştirmemektir. Bu tutum nesnel bir kalite anlayışını ortaya koyarken paylaşımsız ve kalitenin çok sınırlı yaşanmasına sebebiyet vermektedir. Yaşamsal kalite yönetimi “süreç odaklıdır”. Öznel bir kalite anlayışını bizlere anlatmaktadır. Eğitim seviyesinden, sağlığın korunumuna, kentin zenginliğine, kültürel çeşitliliği sağlayarak ekonomik aktörlerin çoğalmasıyla sağlıklı süreçler geliştirerek sürekli iyileştirme, sıfır sorun siyasetiyle mükemmele doğru hedef alan ve yaşamın içerisinde ki diğer paydaşları da korumaktadır. Bu tanımla adil bir yaşamın resmini çizmeye özen gösterirken kaliteyi, toplumsal boyuta taşıyabilmemiz için geleceğin yönetim sisteminin kurulması gerekmektedir.

Politik tutum sergileyen vatandaşın biriktiği kamu yönetimlerini daha paylaşımcı ve adil olabilmeleri için iyi yönetişim ilkeleri çerçevesinde eyleme zorlayacak olan iklim, geleceğin insanını daha yaratıcı, dengeli ve uyumlu olabilmesi için ruhsal evrimin tamamlanmasını istiyor. Şahsi görüşüm olarak her kentte “Kaliteli Yaşam Merkezi” oluşturarak, yaşamsal kalite yönetimleri için halk-kamu ortaklığı kurularak, tarafsız bir bölgede partiler üstü çalışmalar ile sivil toplum örgütleri aracığıyla demokrasi sahası genişletilmelidir.

Tam demokratik bir yönetim için kör inançlarımızdan, bencilliğimizden, ötekileştirme tavrımızdan kaynaklı sınıf, sembol düşmanlığını bırakarak, yaşamın muhteşem detaylarına odaklanmamız gerekmektedir. 

 

 

Yazdır Paylaş
Diğer ÖZGÜR TERZİOĞLU Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek