Sevim Ören hayatını kaybetti
RAYFEL Bilim Fuarı başladı
Akım Koleji 2-A sınıfı 23 Nisan’ı coşkulu bir şekilde kutladı
Yaşasın 1 Mayıs Alanlardayız!
Bu yazı 04 Ağustos 2020, Salı 09:39:30 tarihinde eklendi. 2848 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

YÜCE BEN. - HAYRİ AKPINAR

YÜCE BEN.

 

 

           CHP 37. Kurultayını 26 Temmuz da tamamladı. Parti meclisi listelerini incelediğimiz ve Toplantıya gerek delege gerekse izleyici olarak katılanları dinlediğimizde kurultay sürecinin bir SOL parti kurultayından ziyade miras paylaşımı yapan küskün kardeşlerin ayak oyunlarına benzediğini anlıyoruz.

        

           Ancak; asıl anladığım konu Mustafa Kemal ATATÜRK’ün   “Memleketteki sınıflar birbirlerine lazım olan ve birbirlerini tamamlayıcı ve bütünleyici mahiyettedir. Onun için de Halk Fırkası (partisi)  bütün sınıfların haklarını, yükselme sebeplerini ve saadetini sağlamak yolunda çalışmalarda bulunacaktır.” Sözünden hareketle kurulan CHP bu kurultayda gösterdi ki Sol hareketin partisi değil SAĞIN sol kanadı olmuştur.

        

           Parti tamamen halktan kopmuş ağaların ve lider eşrafının yönettiği tam anlamı ile çetelere bölünmüştür.  

        

          *Kurultay delege listesine bakınca insanın midesi bulanıyor neye göre sayıların tespit edildiğini anlamak mümkün değil. Aldığınız oy oranı desek tutmuyor seçmen sayısı desek tutmuyor.

        

           *Edirne’de 150 bin oy alıyor 4 delegesi var, Bingöl’de sadece bin oy alıyor 5 delegesi var.

        

          *Mardin, Şırnak, Batman, Iğdır, Erzurum  toplamında aldığı oy 23 bin ancak 41 kurultay delegesi var. Yani CHP nerede kaybetti ise delege sayısı orada fazla. Demek ki neymiş, Kaybedenler kulübü ve kaybedenlerin seçtiği 9 seçim kaybetmiş hala İktidara yürüyen Genel başkan YÜCE BEN  Kemal Kılıçdaroğlu.

        

          Genel merkez böyle olurda yerelde durum çok mu farklı olur olmaz tabii baş nereye giderse gerisi de oraya gidermiş. Yerelde de durum aynı, delegeleri ağalar seçer sonra kimin ilçe başkanı kimin Belediye meclisine gireceğine oturur kağıt üzerinde karar verirler. Seçilenlerde onlara biat eder.

          

          Yakındır Solun yeni bir parti ile tanışması, buda solun  SOL’AK olma yolunda kaçınılmaz macerası gibi görünüyor.

 

          Bu kadar merkeziyetçi, ben odaklı bir parti yapılanmasından hem partiyi hem de ülkeyi geleceğe hazırlayacak fikirler ve Liderler çıkarması beklenebilir mi?

        

          Sorgulamak gerekmez mi, 65 yaşını aşmış bir kişi sahibi olduğu mülkünü satmak için bile “akliselim” (akıl sağlığı yerindedir) raporu almak zorundayken siyasilerimiz için neden gerekli değildir. Yetmedi; 18 yıllık AKP iktidarının zeminini hazırlayan ve Tekerlekli sandalye ile yemin edip bu devletten maaş almayı hak eden Deniz Baykal 82 yaşında olmasına rağmen aklın başında mı diye kimse neden sormuyor.

        

              Anlayın artık; ATATÜRK CHP’sinin Propaganda aracı değil, bu ulusun kurucusu ve  Kahramanı, Gelmiş geçmiş en büyük Devrimcidir. CHP, Tüm yönetimleri solcu geçinen burjuva ve aristokratlar tarafından ele geçirilmiş bir partiye dönüşmüştür. Halkçı ve solcu olduğunu söyleyen bir partinin belediyelerinde neden Taşeron bulunmaktadır ve nasıl olurda halkının ucuz çalıştırılmasına, emeğinin değersizleştirilmesine vesile olur. Neden Belediyelerin hizmet araçları olmaz, neden toplu taşıma araçları olmazda kar amaçlı şirket gibi çalışırlar. Solcu yönetim biçimi bu değil, eğer buysa CHP solcu değil.

        

               Bilmelisiniz ki Halk umudunu yitirmiş değil sadece Bu CHP yönetim anlayışından ümidini kesmiştir. Ancak bu ülke ümidin tükendiği en vahim zamanlarda tarihi değiştirmiş liderler çıkarmıştır, yine çıkaracaktır. Solculuk yaşam tarzıdır, devrimdir, sorgulamaktır. Ne güzel tarif etmiş sevgili Kazım Koyuncu” Devrimi düşlüyorsan ona göre yaşarsın. Yürüyüşün farklı olur. Bakkala, manava başka türlü davranırsın. Bunun için sana kimse puan yazmaz tabii; ama anlarlar. Orada birisi farklı yürüyordur!”

        

ATATÜRK’ün kurduğu CHP’ye dönebilmek için cesur siyasetçilere ihtiyaç vardır. Zaman onların konuşma ve harekete geçme zamanıdır. Yarın değil, hemen şimdi.

 

 

        

        

 

Yazdır Paylaş
Diğer HAYRİ AKPINAR Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek