ATATÜRK’ÜN ÜRETİM DEVRİMİ - Servet Şenyiğit

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda, alt yapısı olmayan, mal ve hizmetleri kendi halkına yetmeyen, üretimsiz ve yoksulluk içinde bir ülkedir. 1923’te ürettiği buğday kendisine bile yetmeyen, şeker üretemeyen ve şeker dışalımı yapan bir ülkedir. Sermaye birikimi de yoktur ve olanda gayrimüslimlerin elindedir. Savaşlar nedeniyle o sermayede yurt dışına gitmiştir.

1938 yılına gelindiğinde, hem tarım hem de sanayi ürünlerini dışsatım yapan bir ülke haline gelmiştir. Bu, Kemalist Devrimlerin ekonomi alanındaki Üretim Devrimi’dir. Mustafa Kemal ATATÜRK, askeri ve devlet adamlığı konusunda bir deha olduğu kadar ekonomi alanında da dehadır. Bunun en güzel ve ilk örneği, Cumhuriyet kurulmadan önce, izlenecek ekonomik politikaların belirlenmesi için İzmir İktisat Kongresi’nin yapılmasıdır.

Türkiye, 1930-1938 döneminde elde ettiği dış ticaret fazlasıyla Osmanlı’dan kalan borç taksitlerini ödemiş ayrıca sermayenin elindeki limanları, demir yollarını, madenleri, elektrik ve telefon işletmelerini millileştirmiştir.

Çünkü; ATATÜRK devletçiydi. Sağlıkta, eğitimde, ulaştırmada, tarımda ve sanayide devletçiliği uyguladı. Ayrıca devletçilik, milli bütünlüğü sağlamada ve bir millet yaratmada, halkı kaynaştırmak için de kullanıldı. Devlet, özel girişimi ve girişimcileri de destekleyecekti, özel sektörün gücünün yetmediği, karlı bulmadığı veya yatırım yapmaktan çekindiği alanlarda devreye girecekti. İzlenmesi amaçlanan bu politikaya, karma ekonomik kalkınma politikası diyebiliriz.

Geçmişte ATATÜRK’e saldıranlar çok oldu. Günümüzde de saldırıyorlar. Ona saldıranlar, emperyalistlerle aynı safta yer alanlardır. ATATÜRK’e saldırmak, Türkiye’ye saldırmaktır, halkımıza saldırmaktır. Kemalist Devrim’in tartışılması akademik bir ilgi değil güncel bir siyasi görevdir.

Günümüzdeki COVİD-19 salgını bitecektir ancak ekonomik kriz uzun süreli olacak gibi görünüyor. Bu krizi atlatmak için Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Üretim Devrimi elimizdeki reçetedir. Kapitalist ülkeler bile kamulaştırmadan yana olmaya başlamışlardır. Devletçilik ve karma ekonomi birlikte canlandırılmalıdır.

servetsenyigit@gmail.com