COVİD 19’DAN SONRA-2 - Doğukan Önal

Dünya düzenini böylesine kısa bir sürede değiştiren ve ülke liderlerini dahi etkisi altına alan bir pandeminin mutlak suretle ülkelerin iç işlerinde de karışıklığa sebep olacağı da bir hakikattir. Özellikle Avrupa hem iç hem dış politikasında büyük bir sarsıntı görülürken bunun Türkiye’de olması ve bunun olması için çalışanların gayretlerine prim verilmemelidir. Bu nebze’de böylesi olağanüstü bir durumda gerçekleşebilecek kasıt ve zan barındırmayan hatalar neticesinde Türkiye’de daha önce görülmemiş bir mücadele azmi ile Terör örgütleri ile mücadele eden Sn. Süleyman Soylu’nun istifasının ülke menfaatleri açısından faydalı olmayacağı ve özellikle bu süreçte çok zarar getireceği görüşündeyim, çok şükür ki gereğini sn. Cumhurbaşkanımız yapmıştır!

                Bize mülkiye’de ilk öğretilen şey sağlık eğitim politikası gibi hükümet politikalarının değişebilir olduğu ama dış politikanın uzun süre değişmez olduğudur. Hususiyetle batı mukalliyetçiliği taşıyan ve batıyı merkeze alan Türk Dış politikası bu salgından itibaren İFLAS ETMİŞTİR! Mentalite ve fiziksel olarak  yerlerde sürünen batının bu günden sonra Türkiye ve Türk milletine faydalı olabileceğini düşünmek ancak ve ancak tek parti ideolojisinde debelenip duran, YILMAZ ÖZDİL gibi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün nutuk kitabını 3000 TL’ye satan istismar eden, ‘’ mahalle yanarken ben muhalefet yapayım’’ diyen zihniyet sahiplerinin işidir.

                Özellikle Türki Cumhurriyetlerin ve doğu bloğunun covid-19’dan az etkilenmesi ve ekonomik tahribatının az olması salgından sonra oluşacak ekonomik buhran benzeri bir daralmada özellikle Türki Cumhurriyetlere büyük bir avantaj sağlayacaktır. Bu doğrulta Türk dış politikasının doğu merkezli olması ve kendi isteği ile AB üyeliği adaylığından çekilmesi bence zaruri bir hal halini almıştır. Şuanda AB gemisi batarken bu gemiye hala binmek istememiz ancak ve ancak bir kompleks meselesidir. Ki bu noktada Birleşik Krallık dahi brexit anlaşması ile bu batan gemiden ilk limanda aşağıya inmiştir. Bu gün Türki Cumhurriyetler ekonomik ve askeri güç olarak salgın sonrası dünya’da güçlü durabilmek için bir TURAN BLOĞU kurmalıdır!

                İnfülienza gribinden sonra dünya KARA PERŞEMBE’yi yaşamış dünya dolaylı şekilde ekonomik olarak nerdeyse yüzde 40 daralmıştır. Büyük pandemilerden sonra ekonomik krizlerin yaşanabileceği muhtemel. Bu noktada, ömründe ihtilal görmemiş ve sıkıyönetim şartlarında hayatını idame ettirmemiş, Türkiyenin bel kemiğini oluşturan nüfus göz önüne alındığında uzun süreli ve ülke genelini etkisi altına alacak bir sokağa çıkma yasağı cinayettir. Bunun yerine bölgesel izalasyon gereklidir, Genel değil yerel izalasyon gereklidir. İşkembeden atan fetonun twitter tetikçileri olası genel bir sokağa çıkma yasağında oluşabilecek bir karışıklığı gözlemektedir. Sorarım sizlere sokağa çıkma yasağı geldi diyelim, Diyalize giden ne yapacak? Tek başına yaşayan ne yapacak? Elektrik sigortası attı diyelim, elektrikçi gelmedi ne olacak? Doğalgaz vanan bozuldu ne olacak ? Ha özel sektör devam ediyor diyeceksiniz, tehlike diyeceksiniz, haklısınız, burada da hamleyi devletten mi bekleyeceğiz? Özellikle bölgemizde bulunan tekstil firma sahiplerine sesleniyorum; en az çalışan ile esnek çalışma şartları ile çalışanlarınızın sağlığını düşünün, faaliyetlere ara verebiliyorsanız verin, 2 ayda cebinizden verin maaşı. Emin olun karşılığını alırsınız, hem dünya’da hem ahrette. Devleti böyle bir şeye zorlarsanız, pandemiden sonra sipariş bile alamazsınız ki tarih bunların örnekleri ile doludur. Bir olalım birlik olalım bu süreci en kısa sürede atlatalım. Allah tüm milletimizin yardımcısı olsun .

Saygı sevgi ve Hürmet ile.