Söyleyiniz dostlar Allâh aşkına;
O tavırlar GÜL’e hiç yakıştı mı?
Tekinsiz yerlerde, yâd diyârlarda
Şakımak, bülbüle hiç yakıştı mı?
Abdüllatif ŞENER, nereye döner?
Temel KARAMOLLA kimlere fener?
Kimin yuvasını yapar AKŞENER?
Bu misyon Merâl’e hiç yakıştı mı?
SOKAKTA NARGİLE;
N'OLDU YÂR GİLE?
Cemre mevsimiyken bizim diyârın
Soğuk esti meltemleri rüzgârın
Anlamadık melâlini bahârın
Gerçekler hayâle hiç yakıştı mı?...
Geldi, gitti Onbir ayın sultânı
“İncitme yazık” desek te, “atanı!”
Tutmayanlar, sanki aştı tutanı!
Sokakta nargile hiç yakıştı mı?!
MUHARREM İNCE
KILIÇDAR KALIN!
Seçimler geçti de geldi sükûnet
İşte REİS, meclis; işte hükûmet
Eski hâller muhâl, yeniye rağbet
Çiğlikler KEMÂL’e hiç yakıştı mı?
MUHARREM’de işler inceden İNCE
Hesaplar değişti oylar geçince
KILIÇDAROĞLU’na kalem çekince
Noktalık, virgüle hiç yakıştı mı?
Gelelim beriye; nerde haslıklar?
Ne bu dargınlıklar, artan küslükler?
Ortalığı tuttu kirler, pislikler
Yâdlaşmak, yâr gile hiç yakıştı mı?...
ÇIKAR EKSENİ
DÂVÂ ÇIKMAZI!
Çıkar eksenine kaydı dostluklar
Dâvâdan, mânâdan geçti mestlikler
Dolup taşan, perde perde pislikler;
Kara kir, AK tüle hiç yakıştı mı?!
Evlerin-barkların bozuldu tadı
Çeliğin-çocuğun değişti adı
Anneler gezmede, nineler dadı
Lâdes; bile bile, hiç yakıştı mı?
Ticârete bir bak, hele siyâset;
İçerde kırışma, dışta hamâset!
Hemen dışlanırsın, az bir temâs et
Bu tiranlık, böyle hiç yakıştı mı?...
STAD SÜPER,
LİG BETER!...
Meselâ, Ordu’da bakınız hâle;
STADYUM değil de sanki bir kale
Kimseler dinlenmez, alınmaz kâle
Şu HANGAR sâhile hiç yakıştı mı?
Sorarım; bu takım KAÇINCI LİGDE?
Sanırsın süperde, birincilikte!
Söylem uyutmaca, haberler dikte!
Şimşir tarak kele hiç yakıştı mı?
Bir boşluk görülse, dikilir binâ
Hani hassâsiyet, şehre îtinâ?!
Para gelsin yeter, etmez imtinâ!
BELDE’ye acele hiç yakıştı mı?
Kamunun hakkını peşkeş, özele!
Gökdelene döndü, kimi otele
Parası olan mı lâyık güzele?
Çevre’ye çetele hiç yakıştı mı?
SİYÂSETİN AK'I
HALKIN KARASI!
Her şeyi götürüp paraya tahvil
Yaylası-Ceniği; küllüsü dâhil
Halka, “AK gönüllü bir KARA câhil!”
Gibi muâmele hiç yakıştı mı?
AaVeeMee, AaVeeMee, yine AaVeeMee!
Kalmadı çökecek bir yer deveme!
Üretim yok, hep tüketim; hep yeme!
Bu yoğurt bu göle hiç yakıştı mı?
Milletin parası denizdir, çarçur
Topla, sonra hopla; har vurup savur
Fabrikasız maldan, kazanır gâvur
Farz yokken, nâfile hiç yakıştı mı?
YUTAN BOTANİK,
BATAN TİTANİK!
20 trilyonu yuttu BOTANİK
Bu gidişle Ordu olur TİTANİK!
Maddeye sınır yok, mânâya nanik!
Kel başa ful jöle hiç yakıştı mı?
Geldiğimiz yerde sonuç ortada
KOYUNLAR YAYILIR; hesap vartada
Zararın tazmîni yok sigortada
Bütçeye bu çile hiç yakıştı mı?
Madde önemsendi, mânâ geçildi
Âdetâ, bulaşmaktan(!) kaçıldı!
Sağa kapandı da SOLA AÇILDI!
Sapmalar AK yola hiç yakıştı mı?
GÖSTERİŞ, ŞAAŞA'A, İSRAF;
KİBİR, GURUR, VELVELE!...
Akıl var, mantık var; değil siyâset
Allâh için sen de şöyle kıyâs et
Nerede basîret, hani ferâset?
Dâvâya velvele hiç yakıştı mı?!...
Düşünmezler ne der; halk, kamuoyu
Eşittir gözünde kâmili, toyu
Tevâzû artık buhar, kibirler koyu;
Lâ yüs’ellik kula hiç yakıştı mı?
Her kim olursan ol, ekmeğin halktan;
Hesap var yalandan, dolandan, çarktan!
Korkmaz mısın zerre; hukuktan, haktan;
Yok yere gâile hiç yakıştı mı?
MODERN TAŞ DEVRİ;
CİLÂLI ZAMANLAR!...
Koşuyor, nereye; beyler seferber!
BİNÂLAR, ZİNÂLAR; kokuştu her yer
İhâleden, işten, ranttan haber ver
Hâller, istikbâle hiç yakıştı mı?
Yaşanan âdetâ, MODERN TAŞ DEVRİ!
Kentin benzi soldu, soğudu nevri
Nedir rantın kente bu zulmü, cevri?
RUHSUZLUK, güzele hiç yakıştı mı?
Nûrânî duramaz, konuşur böyle;
Nizâlı bu yüzden ağayla, beyle!
Var ise hilâf-ı hakîkat, söyle;
Bu şöhret bu ile hiç yakıştı mı?!...