Dünyâ Müslüman avında
Sense çıkar peşindesin
Demir dövülür tavında
Deyip akar peşindesin…
Ora Halep, bura arşın
Ümmete yağarken kurşun
İmdat beklenmeye karşın
Parsa, şikar peşindesin?
İşte en son Kudüs, mâlum;
Yâhûdî der; dünyâ kulum
Senin derdin; malım-mulum
Multi-milyar peşindesin!...
Ne güzel, dumanlı hava!
Kazanmak değil mi dâvâ?
Veresiye hava-cıva;
Nakitten kâr peşindesin…
Fırsat bu fırsattır zâhir
Ya gelir, ya gelmez âhir
Olmak gerekli çok mâhir
Dönüm, dekar peşindesin…
Tek, çalışsın elin-kolun
Kesilmesin kıyak yolun
Mânâsı yok sağın-solun
Aslı inkâr peşindesin!...
Yeter ki damsın cukkaya
Koşar varır o dakkaya
En son yol bulup Mekke’ye
Yuyar-yıkar peşindesin!...
Saçım var da sakalım yok;
Bundandır, îtibârım yok!
Velev, sende olsa da çok
Sahte vakar peşindesin!...
Hacısın, hocasın, beysin
Büyük adam, mühim şeysin
Masa, bardak; çorba-çaysın
Yalar-yutar peşindesin!...
Hareketler tümden sinyâl
Gözetilmez haram-helâl
Emâneti sûistimâl
Yakar-yıkar peşindesin!...
Rüşvet en büyük mel’anet
Daniskasından ihânet
Nereye gidiş, nihâyet?
Hangi umar peşindesin?
Zenginlik; köyde, şehirde
Yatlar; denizde, nehirde
Neylersin ölüm gelir de?
Açık kumar peşindesin!...
Bu devran nereye kadar?
Kaç yıl sürer bu havalar?
Dâvâyı edip istismâr
Mal-mülk, tomar peşindesin!
Baskıları bastırırsın
Feryatları susturursun
Güvenleri küstürürsün
Tokat, şamar peşindesin!
Olanlar revâ mı, hak mı?
Yanınıza kalacak mı?
Hakk’ın adâleti yok mu?
Nasıl karar peşindesin?!
Belki bir müddet yol alır
Konaklar, köşkler kotarır
Peki, ya âkıbet n’olur?
Niye azar peşindesin?
Dünyâ yalan, ukbâ gerçek
Yalandan-dolandan el çek
Hem, tüm bunları bilecek
Hem “ne takar!” peşindesin!...
Makam-mevkî büyük olay
Değil elbet; hafif, kolay
Sense düğün-dernek, halay
Döker-saçar peşindesin!
Bu, hâl-i pürmelâlimiz
Bitmiyor kîyl u kâlimiz
Yıkıldı tüm hayâlimiz;
Özden firar peşindesin!
Hepimizin var günâhı
Dinmiyor mazlûmun âhı
Hey Nûrânî, bak; sen dahî
Yalnız çatar peşindesin!...
Söz bitmiyor döne döne
Lâmba değildir ki söne
Sükûtu çekip al öne;
Çün, hep atar peşindesin!...
Hey dostlar; hadi eyvallâh
Yardımcımız olsun Allâh
Demeyin, küserim vallâh;
"Eder-tutar peşindesin!..."
Değil aslında, bir nazdır
Dâvâ adına niyâzdır
Hep çağlayan içli sazdır
"Yanar-tüter peşindesin!..."
Sen, ben; herkes âdil gerek
Gün yaklaşmakta giderek
Yoksa bil, ya bilmeyerek
Yanlış pazar peşindesin!...
Şâir Bey ne desin daha?
Varır mı günler sabâha?
Vaz geç, tevbe et Allâh’a;
Yoksa, zarar peşindesin!...