SİZİN LAİKLİĞİNİZİDE, ATATÜRKÇÜLÜĞÜNÜZÜDE BU MİLLET KABUL ETMEZ -

Hürriyet gazetesi yazarlarından Taha Akyol’un yazdığı “Ama hangi Atatürk” isminde bir kitap vardır. Ben bu kitabı okumadım ama neler yazdığını tahmin edebliyorum. Bilinen iki türlü Atatürk vardır. 1. Her akşam içen, meclis konuşmasında Kuranı Kerim’den bahsederken “gökten indiği zannedilen” tabirini kullanan, Türkün türküsünü bile yasaklayan öbür tarafta ise en gerçek Türk ırkını bulabilmek adına kafatası ölçtüren Mahmut Esat Bozkurt’un “Türkiye’nin dini Hristiyanlıktır” teklifinden Kazım Karabekir Paşa’nın itirazıyla vazgeçen bir Atatürk. 2. Diğer tarafta meclisi dualarla, tekbirler ile, kurbanlarla açan, her yıl dönümünde Çanakkale şehidleri için Çankaya’da mevlut ve kuran okutan Hamdi Yazır hocaya “Kuran tetsiri” yazdırıp, onu kendi parasıya bastırıp dağıtan, son günlerinde Ruşen Eşref Ünaydın’a hatıralarını yazdırırken sıksık “dinimizi ihmal ettik” sözlerini kullanan bir Atatürk. Türkiye’de ki inançsız ateistler, masonlar(tapınak şovalyeleri) birinci Atatürk’ü kabul ediyorlar ve milletimize de bu tavırları dayatıyorlar. Bizler ve Türk milletinin kahir  ekserisi ise ikinci kısmını yani tefsir yazdıran, onun parasını cebinden verip dağıtan, kuran okutan, tek bir getirip dua eden Atatürk’ü kabul ediyoruz. Laiklikte öyle.

ATATÜRK’ün cenazesi hangi camiden kaldırıldı bileniniz var mı? Cenaze namazı kılındı mı? Kılındıysa kaç kişi katıldı ve nerede kılındı biliyor musunuz? Eminim şu kasabada bunu bilen yüz kişi çıkmaz, ozaman ben anlatayım da öğrenin. ATATÜRK İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda vefat ettiğinde tartışma çıktı. Şu azgın ve hastalıklı ateist laikçiler “Cenaze namazının kılınması laikliğe aykırıdır, kılınmasın” diye tutturdular. Ozaman da hakimiyet onlardaydı, sözleri geçiyordu. ATATÜRK’ün kız kardeşide “İllede cenaze naması kılınacak” diye ısrar etti. “Hadi kardeşinin gönlü olsun” diye Dolmabahçe Sarayı’nda çalışan 15 kişiyi topladılar. O günün Diyanet İşleri bakanı önlerine geçti. Başında şu hahamların giydiği fötr şapka “Tanrı uludur, tanrı uludur. Selam size, selam size.” diye uydurma bir cenaze namazı kıldırdı. İsmi bende saklı birisi diyor ki cemaatten bir kişi hocaya yaklaşıyor “Yahu hocam söyler misin bu din geleli beri on dört asırdır yer yüzünde böyle bir cenaze namazı kılınmış mıdır?” Hoca cevap verir “Evlat abdestim yoktu bunuda sayma” Şimdi soruyorum ATATÜRK’ün cenazesi böyle mi kalkmalıydı? Biz şöyle isterdik Naşı Sultan Ahmet Cami’ne getirilmeliydi. Yüzbinlerce İstanbul’lu saf tutmalıydı, namazı kılınmalıydı, helallik alınmalıydı. Tıpkı Türkeş, Özal, Erbakan gibi. Yakışan buydu. Geçen hafta başbakan  Anıtkabir’de açmış ellerini fatiha okumuş. Vay sen misin bunu yapan?

Ey Masonlar, tapınak şovalyeleri, Allahsız ateistler. Kusura bakmayın biz sevdiklerimize dua ederiz, Fatiha okuruz. Sizin laiklik anlayışınız bizim semtimize hiç uğramadı. Sizin düşmanlığınız bu milletin sadece dinine değil, bizzat milletimizin kendinedir. Elinizden gelse Bayrağımızın üzerinde ki Hilal’ide kaldırmaya çalışırsınız. “İslamı temsil ediyor” diye. Atatürk üzerinden millet düşmanlığı yapıyorsunuz. Biz de bunu biliyoruz.