“BU VATAN KİMİN?”
Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.
Tutuşup kül olan ocaklarından,
Şahlanıp köpüren ırmaklarından,
Hudutlarda gaza bayraklarından
Alnına ışıklar vuranlarındır.
Ardına bakmadan yollara düşen,
Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,
Huduttan hududa yol bulup koşan,
Cepheden cepheyi soranlarındır.
İleri atılıp sellercesine
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine
Şu kara toprağa girenlerindir.
Tarihin dilinden düşmez bu destan,
Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
Her taşı yakut olan bu vatan
Can verme sırrına erenlerindir.
Gökyay'ım ne yazsan ziyade değil,
Bu sevgi bir kuru ifade değil,
Sencileyin hasmı rüyada değil,
Topun namlusundan görenlerindir.
“Orhan Şaik Gökyay”
Duygularımı ifade etmeye gücüm yetmeyince çare olarak bu şiire sarıldım. Öyle ya bir taraftan yarın bu ülkeye yapılmış, tarih boyunca görülmemiş bir ihanet teşebbüsünün yıl dönümü. Diğer taraftan ülkemizin doğusundan gelen şehit haberleri. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi birilerinin yeni ihanet ve fitnelik arayışları. Düşmanlarımızın eski kin ve işgal ihtiraslarının ayyuka çıkış görüntüleri. 15 Temmuz akşamı milletimizin akıllara durgunluk veren kahramanlıkları. Sahi “BU VATAN KİMİN?”
Ülkemizi işgale yeltenen, yabancılara taşeronluk yapan alçak darbecilere göğsünü gerenlerin mi?
İhanet tanklarının önüne çıkan, altına yatanların mı? İhaneti duyar duymaz hiç tereddüt etmeden sokağa fırlayıp darbe ihanetçilerini perişan edenlerin mi? Bu uğurda iki yüz elli şehidin iki binin üzerindeki gazinin mi? Yoksa üç bin metrenin üzerindeki dağlarsa hain avlayan, karda, kışta, buzda yatan ve şehit gazi olan kahramanların mı? BU VATAN KİMİN? Ve yahut darbe teşebbüsünü duyunca kaçan, sinen evine saklanan dostlarının evinde sonu bekleyen (korkaklığından mıdır, yoksa alçaklığından mıdır?) sonra da ortaya çıkıp ahkam kesen, darbeci alçaklara sözlü, iftiralı, yürüyüşlü arka çıkanların mıdır? Evet, ben çaresizim ifade edemiyorum. Şair konuşsun BU VATAN “İLERİ ATILIP SELLERCESİNE/GÖĞSÜNDEN VURULUP TAM ERCESİNE,/BİR GÜL BAHÇESİNE GİRERCESİNE /ŞU KARA TOPRAĞA GİRENLERİNDİR…” SAYGILARIMLA