Muharrem ince kongre meydanında konuşurken oradan geçiyordum. konuşmasının tamda milletvekili sayısının 50 adet arttırılmasının ülkeye getireceği maddi yükten bahsettiği kısmını duymuş oldum.
Anlayacağınız Muharrem ince ülkemizi çok düşünüyor ve de bu düşünceyle ince hesaplar yapıyor, bunu da hayır demesi için karşısındakilere uzun uzun abartarak anlatıyordu. Tabi ki anlatacak. Onun işi odur.
Tabi ki bizimde anlatacaklarımız vardır.
Bizim kafamız fazla çalışmaz. İnce gibi ince hesaplara da aklımız ermez. Biz daha kalın hesaplarla ilgileneceğiz. Mesela eve geldiğimde, hesap makinasını elime aldım, hesaplamaya çalıştım "Acaba Bülent Ecevit ile Sezer arasındaki kavganın sonucu da ülkemizin uğradığı zarar 600 milletvekilinin kaç aylık, kaç yıllık, kaç asırlık Maaşına denktir."
Neredeyse elimdeki Hesap Makinası çatlayacaktı. İçinden çıkamadım, hesabını yapamadım.
Ama şundan emin olun ki, o kavganın Yani Bülent Ecevit'le A. Necdet Sezer arasındaki kavganın Milletimize ve Ülkemize verdiği zarar (600) altı yüz, Milletvekilinin bir asırlık (yüz yıllık) Maaşından daha fazlaydı. Muharrem İnce ,bana bu hususta da bir yardımcı olur musunuz.? Ben "bir asır" dedim ama belki de iki asır, üç asırda olabilir. Tam hesabın çıkması için Muharrem ince gibi ince hesap uzmanlarına ihtiyaç vardır.
Bu bir Başbakanla bir Cumhurbaşkanının kavgası sonucu uğradığımız bir zarardır.
Bir de şunu soralım ince ve ince gibi ince düşünenlere "Kemal KILIÇTAROĞLU'NUN SSK'yı uğrattığı zarar 600 Milletvekilinin kaç yıllık maaşına denk gelir.? Yahu bu işleri biraz daha karıştırsak neler çıkar neler. Yine de ben şu kadarcık bir tahminde bulunayım KILIÇTAROĞLU'NUN SSK genel Müdürlüğünün ülkeye verdiği zarar da 600 Milletvekilinin yarım asırlık maaşından az değildir. Yine de bu meseleyi de Muharrem ince gibi ince hesap yapmasını bilenler bir incelesinler. Ya şu elif hanımın iki trilyonluk mektup masrafı devlete ödetmişti ya.? kaç millet vekili maşına denk? 150 mi? 200 mü? En feci olanı da KILIÇTAROĞLU'NUN savunmasıydı? "Neden güvendiniz?" dedi. Sen Kefilisin ya, Sana Nasıl iktidarı ve bu ülkeyi teslim edeceğiz?
Ya beyler, karşınızda her dediklerinize inanmaya ve alkışlamaya hazır bir topluluk varken atın bakalım. Siz bu topluluğa "Pınarhisar Çimento fabrikasının bacalarının kartondan" olduğunu söylediniz de biz yıllarca öyle olmadığını anlatamadık. "Bülbüllere emir var Lisan öğren vak vak'tan. Tarih bahset balığın tırmandığı kavaktan."
Saygılarımlar...