MHP sizin de, emperyalizmin de babanızın uşağı değildir -

Şu günlerde başkanlık sistemiyle ilgili kanun meclisten geçip halk oyalamasına sunulmasıyla ilgili MHP, Ak Partiyle uzlaştı ya. MHP’nin genel başkanı Devlet Bahçeli’nin bu uzlaşmacı tavrı sol çevreler de şiddetle tenkit ediliyor. “ Neden başkanlık sistemine destek oluyormuş? Neden Ak Parti anlaşıyormuş? Neden CHP’nin yanında değillermiş?

Okuyucularım beni ne kadar tanır bilmiyorum. Ben geçmişte yani 1970’li yıllarda MHP Lüleburgaz İlçe Başkanlığı yapmıştım. O zaman partimizin başkanı Alparslan Türkeş idi. MHP’nin felsefesini yazan, stratejisini tespit eden Türkeş’tir. Bizi sık sık Ankara’ya çağırır toplantılar yapardık. Bazen de bölge toplantıları yapılırdı. Bu toplantılarda Merhum Türkeş, her ilden gelenlere sırayla söz verir, usanmadan onları saatlerce dinlerdi.

Konuşmacılar genellikle o gün ki adalet ve Selamet Partilerinden şikayet ederlerdi. “Adalet partililer bize şunu yaptı, Selamet partililer bize bunu yaptılar vs.” en sonunda rahmetli Başbuğ’umuz söze başlar, ağır ağır bir babanın bir dedenin yaptığı gibi bize nasihat ederde. “Bakın bozkurtlarım. Size adalet partililer, selamet partililer şunu yapmış, bunu demiş olabilirler. Bırakın onları, ne derlerse desinler, ne yaparlarsa yapsınlar. Sizin siyasi düşmanlarınız komünistler de CHP’de toplanmışlardır. Kafanızı dağıtmayın, hedefinizi şaşırmayın…”

Rahmetli başbuğumuz böyle diyordu. Onun o günkü tespitleri hiç değişmedi. Bölücüler, komünistler çıkmışlar emperyalizmin televizyonlarına durmadan konuşuyorlar, akılları sıra milliyetçilere ayar vermeye çalışıyorlar. Ulan siz kimsiniz? Siz bu ülke adına, bu millet adına konuşmuyorsunuz?

Bu emperyalizmin düdükleri ta nereden başlıyorlar biliyor musunuz? Geçen seneki haziran seçimlerinden. Diyorlar ki “Devlet bahçeliye altın tepsi içerisinde başbakanlık sunuldu da kabul etmedi.” Yani HDP, CHP ve MHP koalisyon yapacaklarmış. Başbakanda Devlet Bahçeli olacakmışmış. Enayi fırsatı tepmişmiş. Peki, hadi bakalım Devlet Bahçeliyi başbakan yaptınız, hükümeti kurun. Demirtaş’la Kılıçdaroğlu başbakan yardımcısı olacaklar. O sırtını PDY’ye, PKK’ya dayayan cadıyı da herhalde iç işleri bakanı yapardınız değil mi? Arabasıyla PKK’ya silah taşıyan Hakkari vekilini de gümrük ve tekel bakanı yapın ki adam hem sigaraları hem de silahları, füzeleri, her türlü mühimmatı gümrüklerden rahat rahat soksun değil mi? Adalet bakanı kimi yapacaksınız? Milli eğitimi kime teslim edecektiniz?

“Olmaz bu bakanlıkları HDP’ye vermeyiz” peki hangi bakanlıkları verecektiniz? Yahu koalisyon ya adamlara mutlaka birkaç bakanlık vereceksiniz. Allah aşkına buna hangi vicdan razı olur? Yahu Atatürkçülük “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” naraları bu kadar ihaneti örtebilir mi? Siz buna hangi MHP’liyi ikna edebilirsiniz? Beyler hani diyoruz ya “söz konusu vatansa, gerisi teferruattır.” Biz bu sözleri sırf birilerini kandırmak için söylemiyoruz. İnanarak içten söylüyoruz. “vatan mevzu bahis olursa hiçbir makam ve menfaatin önemi yoktur” başkanlık sistemi dediğimiz, bir kişinin istek ve iradesi değil, önce meclisin, sonra da Türk milletinin iradesiyle olacaktır. Yani bizim, benim Türk milletimizin iradesiyle olacaktır. Saygılarımla.