AVRUPA BİRLİĞİ DERDİMİZ – 1 -

Eskiden olsaydı belki de başlık “Avrupa birliği aşkımız” olurdu. Zamanla Avrupa bizim için, aşk olmaktan çıktı, dert oldu. Cumhurbaşkanımız bir Afrika atasözünü de kullanarak çok iyi ifade ediyor. Ya “sular yükselirken balıklar karıncaları yer, sular çekilirken ise karıncalar balıkları yer…” Avrupa da artık sular çekilmeye başlamıştır. Bundan sonra artık bugüne kadar yedikleri dünyanın fakir kıtaları Avrupa’yı yiyecektirler. Çünkü Avrupa’da ahlak yok, aile çürük, çocuk yapmıyorlar, olanlarında yarıya yakını gayri meşrudur. Dini inanç ve kilise çökmüştür. İngiltere güya Hristiyanlığın liderliğini yapıyor, bu yolla dünyanın yarısını işgalinde sömürüyordu. Onun için bayrağında “hac” vardı protokol sıralamasında kraliçe Hristiyanlığın başı olarak birinci sıradadır. İkinci sırada ise  kardinal üçüncü sırada kardinal yardımcısı vardır. Seçilmiş başbakan ancak dördüncü sıra da gelir. Sıralamaya bakar mısınız? İngiltere’nin yazılı anayasası da yoktur. Mahkemeler tamamen Hristiyanlık geleneklerine göre hüküm verirler. Peki, buna rağmen şimdi İngiltere ne durumdadır? Yapılan araştırmalara göre inanç ve kültür bakımından İngiliz halkının en kalabalık kısmını inançsızlar, yani ateistler teşkil etmekteymiş. İkinci sırayı Müslümanlar, Hristiyanlar ise ancak üçüncü sıraya düşmüşler. Bu durum İngiltere’nin tükenmekte, erimekte olduğunu gösterir. Diğer Avrupa ülkeleri de farklı değildir. Mesela Fransa altmış milyon falandır. Sekiz bin kilise, Almanya ise doksan milyondur, dokuz bin kilise kalmıştır ki, bunlarda boştur. Halbuki Avrupa birliğinin temel harcı Hristiyanlıktır. Avrupa birliği binasına bir bakın haç şeklindedir. İlk birlik temelleri atıldığında papa onları kutsamış ve “Hristiyanlığın geleceğini kurtaracaksınız” diye dua da etmiştir. Şimdi görüyorlar ki, orta da ne Hristiyanlık kalmış ne de harç. Patır patır dökülmektedirler. Sadece asırlarca dünyayı sömürmekle, eşkıyalıkla ülkelerine taşıdıkları zenginliklerin döküntüleri vardır. Diğer bir sebepte şimdi artık dünyayı eskisi gibi sömüremiyorlar. Hala ellerinde bulunan kapital birikimini kullanarak birazcık sömürseler de yetmiyor. Bizler de yarım asırdır bu birliğe katılmaya çalıştık. Bazen bana da soruyorlardı “Avrupa birliğine girelim mi? ”ben cevap veriyordum “evet girelim” “peki neden?” cevap “çünkü Avrupa birliği haydutlar sofrasıdır. Orada kim soyulacak, kime ne kötülük yapılacak konuşulur? Eğer aralarında olursak bizimle ilgili alçak planlarına mani oluruz”  ben böyle düşünüyordum. Ancak zaman geldi gördük ki biz aralarına giremedik. Onlarda haydutluklarından asla vazgeçmediler. Bizim ülkemiz e bize zararlı ne kadar mikrop varsa hepsine sahip çıktılar. “PKK’sı komünist eşkıyası. Hatta DAEŞ’i, Fetöcüsü” daha adını ve cinsini bilmediğimiz ne kadar alçak ne kadar mikrop varsa hep arkasında bu batılılar ola geldi. Oldular da ne oldu? Başka hiçbir milletin istiklal marşında böyle bir ibare var mıdır bilmiyorum “Garbın afakını (ufuklarını) sarmışsa çelik zırhlı duvar/benim iman dolu göğüsüm gibi ser haddim var/ ulusun, nasıl böyle bir imanı boğar/ medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar…” “Garp” denilen batıdır, yani ABD ve Avrupalıdır. İstiklal marşımız onlardan “tek dişi kalmış canavar” olarak söz ediyor. Biz ise dip diriyiz. O canavarın tek dişini de kıracağız.  (DEVAM EDECEK)