CHP İş Bankası Reklamından Telif Ücreti Almalıdır -

Reklamlarla pek ilgilenmem ama ne yalan söyleyeyim İş Bankası’nın şu son reklamına takıldım. Ne zaman karşıma çıksa bitinceye kadar gözlerimi ayıramıyorum. Başrolde Cem Yılmaz. Birileri ne zaman bir şeyler yapmaya çalışsa nereden nereden çıkıp gelip itiraz ediyor “Olmaz, yapamazsınız, şimdi buna ne gerek var canım…”

Baktım baktım…

 “Bu reklamın senaryosunu yazanlar mutlaka Cumhuriyet Halk Partisi’nden kopya almışlar” dedim.

Adam her şeye karşı çıkıyor. Sanki CHP Genel Başkanıdır.

Sadece yakasında bir altı ok takılı değil. Cem Yılmaz’ın yakasına bir altı oklu rozet takında tamam olsun.

Yok, yok CHP bu reklam için İş Bankası’ndan telif ücreti almalıdır. CHP’nin altmış beş yıllık muhalefet anlayışından esinlendikleri için hangi reklam ajansı bu reklamı hazırladıysa “senaryo bizim kendi buluşumuz” demesinler, bana yutturamazlar.

Haa, bak şu olabilir. Malumunuz CHP’nin İş Bankası’nda önemli bir hissesi vardır. Bu münasebetle “telif ücretine falan gerek yok. Bizden esinlenebilirsiniz” dedilerse o zaman başka. Yarım asırdır CHP’yi takip ederim. Zaten o kadar çok gürültü çıkarırlarki duymamak, görmemek mümkün değildir.

Ellili yıllarda Demokrat Parti ve Menderes’in her yaptığına karşı çıkmışlar. Çimento fabrikalarına karşı çıkmışlar, önleyemeyince de “bacaları kartondan” demişler. Menderes İstanbul’un yollarını genişletmiş “ne yani buralara uçak mı indireceksiniz?” demişler.

Yetmişli yıllarda Adalet Partisi ve Demirel’e karşı çıktılar. O zamanları bizde takip ettik. Adalet Parti iktidarı Keban Barajı’nın temelini attığında “bu kadar elektriği toprağa mı vereceksiniz?” dediler. “Keban Barajı’nı yaptı” diye.

CHP’nin arka bahçesi olan mimar, mühendis ve elektrik odaları Demirel’i ve Özal’ı üyelikten ihraç ettiler. Şehitler Köprüsü’nün temellerini attılar.

CHP yine ayakta bu defa bahane “Zapsuyu’nda köprü yok. Siz Boğaz’a yapıyorsunuz.” O zamanlar daha “yeşillik, ağaç mağaç” falan bilinmiyordu. Bu gibi şeyleri emperyalizmin ajanları sonradan keşfedip bunlara öğrettiler. Sonra Özal geldi onunda aynen her şeyine itiraz ettiler. O da İstanbul Boğazı’na ikinci Fatih Köprüsü’nü yaptırdı ya lafı uzatmamıza gerek yok. Zaman ikibinli yılları devirdi. CHP’de en ufak bir değişme yok. Haa, itiraz gerekçeleri değişebiliyor. Mesela, ilk itirazlarında yeşillik falan bilmezken, şimdilerde bunu fazlaca kullanıyorlar, “bizim aşçı gibi” “Gazi Osman Bey” Köprüsü’nün açılış şekline itiraz ettiler. “Yavuz Sultan Selim” Köprüsü’nün de hem adına, hem de her şeyine yani yapılmasına itiraz ettiler. Haliyle tabiki İstanbul’a yeni yapılan hava alanını da atlamadılar ona da itiraz ettiler. Uzatmayalım. Bu ülkenin kalkınmasında en küçük katkısı olacak her eserin yapılmasına itiraz ettiler. Eğer bu ülkede iktidar olanlar CHP’nin itiraz ettiği her şeyi, her eseri yapmasalardı kalkınmışlık seviyemiz “Bangladeş” civarında olurdu.

Anlayacağınız, bu ülkede iktidar olanlar eğer ülkemize hizmet edeceklerse, bu ülkeyi kalkındıracaklarsa, Türkiye’yi çağdaş medeniyetler seviyesine çıkartacaklarsa bu ülkeye çok çok faydalı eserler yapacaklarsa CHP’nin itirazlarını da aşmak mecburiyetindedirler.

Unutmadan söyleyeyim. İş Bankası’nın o reklamını izlerken aklıma parlak bir fikir geldi. Hani CHP’de genel başkanlık tartışılıyor ya Cem Yılmaz adayımdır. Bu rolünü devam ettirsin yeter. Saygılarımla…