ÜLKEMİN DÜŞMANLARINDAN ÖĞRENDİM, GENELKURMAY BAŞKANIMIZ ÇOK İYİ ADAMMIŞ -

“Hani şu Anti Tayyip”  sadece Tayyip Erdoğan aleyhinde yayın yapan gazete var ya, işte o gazete yazdı. Genelkurmay başkanımızın da aleyhinde boydan boya bir manşet attı ya oradan çıkardım ki bu Genelkurmay başkanımız çok iyi, çok vatanperver ve de şuurlu bir askermiş.

Epeydir Genelkurmay başkanlarıyla ilgili çokta bilgi sahibi olamıyorduk. Öyle ya şimdikiler öncekiler gibi siyasetle falan pek ilgilenmiyorlar ya o yüzden.

 Peki o gazete neden Genelkurmay başkanımızın aleyhinde öyle kocaman bir manşet attı?

Bir haftadır düşünüyorum ve buldum. Hani Genelkurmay başkanımız Cumhurbaşkanının kızının düğününe katıldı ya. Hani orada aynı zamanda nikah şahitliği yaptı ya o yüzdenmiş.

Ama işin içinde başka işlerde varmış. Görünürde Cumhurbaşkanı düşmanlığı falan ama iş başkaymış. Hani şu taksim haydutlarının bir sloganı vardı ya “Mesele ağaç değil, siz hala anlamadınız mı?” O zamanda benim gibi aptallar meselenin ağaç olduğunu sanmıştık.

 Oysa mesele “Köprü, havaalanı” gibi mega projelerimizmiş. Zaten ağaları Avrupalılar da söylediler ya. Neyse, biz Genelkurmay başkanımız ve düğüne gelelim. Bakın damat kimmiş biliyor musunuz? Türkiye’de ilk insansız hava aracını geliştiren ve ordumuzun emrine veren “Selçuk Bayraktar” adında bir süper mühendis gençmiş. Eyvaah.

 Buna emperyalizm hiç tahammül edebilir mi? Hiç ilgisiz kalabilir mi? Tepkisini nasıl gösterecekti? Elbette uşaklarını devreye sokacaktı ve öyle de yaptı. Hani Mevlana diyor ya; “Tilkinin kuyruğuna bastım, ses ağzından çıktı.” Siz hala anlamadınız mı? Bu namussuz emperyalizm ajanları kaç tane en kabiliyetli mühendisimizi şehit ettiler? Duymadınız mı? TÜBİTAK, gibi stratejik ürünler, silahlar, yazılımlar geliştiren yerlerde çalışan kabiliyetli mühendislerimiz birer birer ortadan kaldırıldı, duymadınız mı? İşte bu genç yani Cumhurbaşkanımıza damat olan yüksek mühendis öldürülemeyen, durdurulamayan bir değer imiş.

Ve Amerika’nın, İsrail’in elindeki İHA’lar dan çok daha teknik üstünlükleri olan daha yüksekten uçabilen, daha çok havada kalabilen, her bakımdan dünyada yapılanlardan daha üstün İHA’yı geliştirmiş ve soyadını taşıyan “BAYRAKTAR” adındaki insansız hava aracını ordumuzun hizmetine sunmuş. Bunun düğününe gelmesin de Genelkurmay başkanı ne yapsın? Siz İsmet İnönü’yü arıyorsunuz. Hani Nuri Demirağ, kendisinden “Ordumuzun ihtiyacı var, uçak alacağız.” Dendiğinde. Gözleri yaşararak “Eğer ordumuza uçak lazımsa bende o uçakları yaparım” diyerek uçak fabrikası kurmuştu da. İsmet İnönü önce ordunun sipariş ettiği uçakların alımını durdurmuş sonra da dışarıya uçak satışını yasaklamış daha sonra da adamın uçak fabrikasını istimlak ederek bu günkü Yeşilköy havaalanının olduğu yeri elinden almıştı ya.

Yani Türkiye’de kurulan uçak fabrikasını adamın elinden gasp etmişti ya. Bari kendisi çalıştırsaydı, olmaz. Türkiye uçak yapmamalıdır. Çünkü düşmanlarımız öyle istiyor. İşte sırf bu yüzden bu emperyalizmin uşaklarının en çok sevdiği adam İnönü’dür.

 Birde Cemal Gürsel’i çok severler, neden mi? O da İnönü gibi bir gereksize “Senin sözün bizim için peygamber buyruğudur” dediği için.

Şimdi anladınız mı bunların Genelkurmay başkanını neden sevmediklerini? “Kimi sevip, kimi sevmemem” hususunda benim çok kolay bir yolum vardır. Türkiye’nin düşmanlarının sesi olduklarından yüzde yüz emin olduğum bu gazetelere şöyle bir göz atarım. “Kimin aleyhindelerse o benim sevdiğim kahraman” olur. Çünkü bunlar nezdinde de en iyi adam Türkiye’ye en çok zarar veren adamdır. En kötü adam ise Türkiye’nin yararına en iyi işleri yapan adamdır. Nasıl beğendiniz mi taktiğimi?

Saygılarımla