Lüleburgaz girişinde TIR devrildi
CHP Haftalık halk toplantısı gerçekleşti
Lüleburgaz’da Gençlik Parkı artık cıvıl cıvıl!
Armando’da Yaz indirimleri başladı
Bu yazı 17 Mayıs 2016, Salı 09:19:55 tarihinde eklendi. 703 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

ENDÎŞEYE GEREK YOK... - Nuri Kahraman

ENDÎŞEYE GEREK YOK...

Endîşeye gerek yok; her şey yolunda. Sıkıntılar hep olduğu gibi bu gün de fazlasıyla var mutlakâ ve fakat, ülke her şeye rağmen her anlamda gelişiyor, merak etmeyin. Kolay değil. 200 yıldır örseleniyoruz. İnşâllâh, yaralarımızı sarma, tahribatlarımızı giderme, bünyemizi onarma sürecine odaklanmış vaziyetteyiz çok şükür. Sefer külfetli, yol uzun. Gelinen son nokta îtibârıyle biz kendimiz, halkın tercihinin irâdesiyle, yürüyüşe bir ivme, duygulara bir tâzelik getirmek ve de hedefe daha çok kazanımla ulaşmak adına, belki de strateji gereği, göreceli bir değişiklik cihetine gidiyoruz.

Önce bir defâ, böyle durumlar daha önceleri, kaynağı halk olmayan, içten-dıştan başkalarının irâdesiyle olurdu; tökezletmek, gidişâtı çıkar ve emellerine göre dizayn etmek adına. Şimdi, hepimiz gönlümüzü ferah tutalım. Böyle durumlarla pek karşılaşmadığımız için birden ne olduğunu anlayamamış olabiliriz. Bu, Ahmed Davudoğlu’ya sevgi, saygı, güven ve de samîmiyetinin oluşturduğu vefâ duygusundan da kaynaklanabilir. Oldukça yerindedir de bu aynı zamanda. Çünkü o bizim siyâsetimizin 2. Hocasıydı. Hem bilgi açısından donanımlı olduğu kadar, Anadolu kültür ve İslâm irfânının temezzücünden kaynaklanan bir bilgelik tarafı da vardı. Ayrıca, tüm bunların bereketi olarak, içtenlik ve sevecenliğiyle halkın çoğunluğunun kâlbinde yerini almış, kıyâmete kadar da orada duracak özellikte nâdir siyâsetçilerimizdendi. Bundan sonra da, hayâtı boyu, bu minvâl ve imaj üzere hizmetlerini çeşitli oylumlarıyla sürdürecektir.

Ama, ona dâir tüm bu söylediklerimiz, olacak olanın olmasına engel teşkil etmemeli. Biz ne desek de, kader diye bir şey var. Sonuçta bu gelişmeler, şimdi halkın olduğu kadar cümle muhâlefetin de sevdiği Ahmed Davudoğlu için de daha hayırlısı olabilir.

Neyse, şimdi burada, sözün akışına kapılıp özden uzaklaştırarak kendimizce bir mantık örgüsüyle felsefe yapıyor olmak durumuna düşmeyelim. Düşmeyelim ama, işin doğrusu, işin doğrusunun ne olduğunu da bilmiyoruz açıkçası. Bilmek te mümkün değil. Aslında, çok irdeliyor da değiliz. Çok irdeleyenler de hep ayrı ayrı şeyler söylüyorlar sonuçta. Net bir yere varamıyorlar. İşte köşe yazılarına bakınız, ekranları tâkip ediniz. Yorumların ardı arkası gelmiyor. Kiminki doğru, kiminki eğri? Bilen ve de şudur deyip emin olan var mı?

Sevgili dostlar; şunu bilir şunu söyleriz ki; böyle durumlarda çok şey bilmeye gerek te yok aslında. Türkiye, Ak Parti’yle bir rüzgâr yakaladı mı, evet. Bu bir özlemin ifâdesi miydi, evet. Bu teveccüh boşa mı? Aslâ, hayır! Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Partililer hangi diğer bir partiden daha az seviyor memleketi? En az herkes kadar onlar da seviyorlar. Bunda şüphe var mı; yok?!

Hattâ, zaman zaman söylediğimiz gibi, Ak Parti bir çok milliyetçiden daha milliyetçi ve de Millî Görüşçü’den daha millîci, çok halk partiliden çok daha halkçı. Bu, genel anlamıyla böyledir.

O zaman mesele ve derdimiz ne? Problem nerede? Mevcut lider ya da kadronun ve %50’lik bir sandık desteğinin, böyle güçlü, kendini 15 yıllık süreçte ispat etmiş bir pratik, aktif iktidarın alternatifi var mı?

Bu akışın yerine konulabilecek, daha iyi, güvenli, pratik, deneyimli, uyumlu neyimiz var elde-ayakta? O mu, hayır?! Bu mu; hayır?! Ya, o zaman?!

O zaman, elbette körü körüne değil, nispeten tâkiple ama, sonuçta mevcut irâdeye teslîmiyet en hayırlı olanı değil mi sizlerce de?

Gelgelelim, mevcut durum bir zaafın değil, dinamizmin ifâdesi aynı zamanda. Dememiz o ki; ülkenin ve de dünyânın şartları ne olursa olsun, böyle, dere geçerken at değiştirmek gibi olsa da nâzik, hassas irâdeler ortaya koymak, ne yaptığını çok iyi bilmekten, kendine güvenip her şarta meydan okumaktan başka anlama gelmez. Bu tamâmen bir sağlık işâretidir. Mâmâfih, Türkiye iyi yoldadır. Bundan, kendi çıkarına sonuç elde etmek isteyerek elini ovuşturan iç ve dış bedhâhlar avuçlarını yalayacaklardır.

Ne mutlu, artık, en kritik durumlarda bile, kınayanların kınamasına aldırmadan, günün şartlarına göre, ne yaptığını bilerek inisiyâtif geliştirip risk alabilen kadrolarımız ve de devlet adamlarımız var. Bununla övünmeliyiz.

Diğer yandan, artık Türkiye her anlamda zengin. Sâdece tek Ahmet Davudoğlu yok. Niceleri var elhamdülillâh. Bundan sonra daha da olacaktır. Herkes bizden korksun demiyoruz, kimse bizden korkmasın. Zâten, korkuyu kaldırmak, yerine ülkesine, çevresine ve tüm dünyâya güveni getirmek için çaba gösteren bir yönetim var başımızda. Onlar ne yaptıklarını bildikleri gibi, ne yapacaklarını da çok iyi biliyorlar çok şükür.

Netîce olarak, onlara güvenelim, gerisini de merak etmeyelim ve de izleyelim görelim diyor, hep birlikte daha güzel günleri göreceğimize olan inancımızla berâber, insanlığın son limanı Türkiye misâli, mevcut kadroya da, ülkemiz ve tüm beşeriyetin hayrı adına duâlarımızı eksik etmeyelim inşâllâh temennîsiyle cümleye sevgiler, saygılar sunuyoruz ves’selâm…

 

 

Yazdır Paylaş
Diğer Nuri Kahraman Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek