Sevim Ören hayatını kaybetti
RAYFEL Bilim Fuarı başladı
Akım Koleji 2-A sınıfı 23 Nisan’ı coşkulu bir şekilde kutladı
Yaşasın 1 Mayıs Alanlardayız!
Bu yazı 10 Mayıs 2016, Salı 09:37:50 tarihinde eklendi. 903 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

ŞOPEN Mİ CUMHURİYET DEĞERİ YOKSA İTRİ Mİ? -

ŞOPEN Mİ CUMHURİYET DEĞERİ YOKSA İTRİ Mİ?

İnternette de var, televizyon ekranlarında da tekrar tekrar seyrettik. Güvenlik kuvvetlerimiz şehit olan bir arkadaşlarını memleketine gönderiyorlar. Olay Van havaalanında oluyor. Nakliye uçağı hangarını açmış şehidin tabutunu bekliyor.

Şehidimizin cenazesi gelirken malum olduğu üzere Şopen’in cenaze marşı çalınıyor. Nasıl olduysa yan taraftan birden bire silah arkadaşları fırlıyorlar. Şehidin tabutunu omuzluyorlar. Bir taraftan da avazları çıktığınca en yüksek sesleriyle tekbir getirmeye başlıyorlar.

 Şehidin arkadaşları olan, yiğitlerin sesleri bir anda o bet sesli cenaze marşını bastırıyor. Bizde izlerken tüylerimiz diken diken oldu. Tekbir sedalarına bizde iştirak ettik. Öyle ya o tabutun içerisindeki şehit bir gün önce o taşıyanların arasındaydı. O şehit evladımızın değerlerini en iyi o silah arkadaşları bilirdi ve neye layık olduklarını da onlar biliyor. Tabi ki tekbirlerle, dualarla uğurlayacaklardı. Şimdi soruyorum. Bu ülkede kimin sözü geçmelidir?

Nişantaşı’nda ki sarhoşların, şarap kokanların mı? Yoksa cephede barut kokanların mı? Yine bir gazete fotoğrafını basmış. Şehit olan arkadaşlarının koğuştaki yatağının üzerine bayrakla örtmüşler üzerine de bir “Kur-an” koymuşlar. Bir askerimiz şehidin boş yatağının yanında dikilmiş, ellerini açmış, şehit arkadaşına dua ediyor.

Soruyorum bu ülkede kimin sözü geçsin? Bu Cumhuriyet kimin? Dünyayı namlunun gezinden, arpacığından görenlerin mi? Yoksa Bağdat Caddesinde araba yarıştıranların mı?

Bir evladımız kısa zaman önce arkadaşının şahadetini görmüş, onu evine kadar getirmiş. Babasının, anasının elini öpmüş “Beni evladınız yerine koyun” demiş. Sonra o da şehit olmuş. Onunda mübarek naaşı bayrakla örtülü tabutla evine gönderilmiş. Soruyorum size, bu ülkenin sahibi kim? Bu Cumhuriyeti kim kurdu? Ve kimin? Bir vatanı kurtarmak zordur ama korumak daha da zordur. Bu vatanı ve Cumhuriyeti kim kurdu ve kim kurtardı? Şimdi de kim koruyor? Bu güne kadar hiç şehit çıkmayan, duymadığımız, görmediğimiz, Kadıköy mü, Şişli mi, Nişantaşı mı, Ankara’nın Çankaya’sı mı, İzmir’in Kordon boyu mu? Yoksa Bağcılar, Zeytinburnu, Ümraniye mi? Veya Osmaniye, Adana, Maraş Erzurum mu?

Bu ülkenin ve Cumhuriyetin değerleri nedir? Bunlara kim karar verir. Hiç konuşmayan şehitler mi? Yoksa, hiç susmayan ayyaşlar, sarhoşlar mı? Ya da her türlü çileyi çeken,  ama az konuşan Türk milleti mi? Yoksa hiç hakkı olmayan ama hiçte susmayan şamatacılar, gürültücüler mi?

Bu milletin veya Cumhuriyetin hangi şey değeridir, hangi şey milletin ve Cumhuriyetin değeri olamaz buna kim karar verecek? Boğazdaki  İngiliz ajanları mı? Ya da mahzendeki mason lojaları mı? Bu ülke için kanını, canını ve bütün varlığını harcayanlar mı? Yoksa bu ülkenin kurtuluşunda tek bir damla kanı, kalkınmasında tek bir damla alın teri olmayanlar mı?

Şu çok konuşanlar var ya çok konuşanlar. Ağızlarından bu ülke yararına bu güne kadar tek bir kelime çıkmamış şu konuşanlar. Onların şamataları bizim için çok sesli batı müziği gibidir.

Sadece bizim için gürültüden ibarettir. Kafa şişirirler o kadar. Bizler yolumuza onları yoldaki molozlar gibi temizleye temizleye ilerleyeceğiz. Bu da bizim kaderimiz.

 

Saygılarımla

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek