KÖYDES SEÇİMLERİ YAPILDI
Vali Ekici, cenaze törenine katıldı
Paranoya  Filmiinin Lüleburgaz çekimleri başladı
“AŞI OLMAYI İHMAL ETMEYİN”
Bu yazı 20 Kasım 2015, Cuma 09:27:23 tarihinde eklendi. 858 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

UÇAN YAPRAKLAR, AÇAN ÇİÇEKLER! - Nuri Kahraman

UÇAN YAPRAKLAR, AÇAN ÇİÇEKLER!

Geçen akşam eve gittiğimizde masanın üzerinde dışı jelâtinli bir kitap gördük. Ön yüzünde Arapça EL’ED’IYETÜL VÂRİDE, diğer yüzünde de sâdece DUA yazan güzel bir kitap. Dışını soyup Besmeleyle açtığımız kitap, duâyla ilgili kaynak bilgiler yanında, günlük, haftalık olarak ay ve yıl boyunca okunacak, âyet ve hadislerden derlenmiş duaları içeriyor. El kitabı olmaktan öte, başucu kitabı olma özelliğini taşıyan bir HAYAT KİTABI bu.

Kitabı, daha önce oturduğumuz mahalledeki komşulardan bir hanım, yeni taşındığımız eve, bir-kaç arkadaş olup  ‘HAYIRLI OLSUN, GÜLE GÜLE OTURUN’a geldiklerinde, diğer hediyeleriyle berâber getirmişler. Çok güzel, ciltli, temiz baskılı, kullanışlı bir kitap.

“Kitap işte,” deyip geçmeyelim. Bunu yazacaktık zâten; nasip bugüneymiş. Nedir derseniz; 1985’de Lüleburgaz’dan tâyin olup geldikten sonra, sanırım 1987’deydi; bir seminer dolayısıyla geldiğimiz Tekirdağ’dan, Lüleburgaz’a da geçmiştik. Yanımızda ilk çocuğumuz da vardı. Daha 40 günlük falan. Sağ olsunlar, dostlar Demirköy’e piknik düzenlemişlerdi. Bizi oraya da götürdüler. Çok da sıcak günler yaşanıyordu o yaz. Ortalık alev alevdi âdetâ.

İşte o yaz olmalı, Lüleburgaz’dan ayrılırken dostlar bize bir de kitap hediye etmişlerdi. O kitap, başta evdekiler olmak üzere bizim o günden bu güne bir duâ eksenimiz, bir nevî sığınağımız oldu. Şekil olarak da kullanışlı. Naylon dışlı ve büyük boydaydı. Aynı baskıdan daha sonra yapılmadı. Kendilerinde başka baskıları varken, onu bizde görüp de ödünç isteyenler bile oldu. Bunu, kitabın fizyonomisinin de önemli olduğunu vurgulamak adına söylüyoruz. Esnek yapısıyla, elinize alınca sizi sarıp sürüklüyor. Hem huruf îtibârıyle de daha okunaklı.

Kısaca, yaklaşık 30 yıldır hem okuduk, hem de Lüleburgazlı günleri hatırladık. Bu arada dostlara duâyı da eksik etmemeye çalıştık. Hâlâ da okuyoruz. Allâh kabul etsin. Şimdi 2 adet olunca daha da kolay olacak inşâllâh.

Tüm bunlardan dolayı, gerek oradaki GÖRÇİN, gerekse de onun Arapçası yanında açıklamalar eşliğinde Türkçeleri de verilmiş yeni baskısını hediyelerinden dolayı buradaki ÇULFAZ âilesine müteşekkir olduğumuzu, Rabbimizden kendilerini ve tüm dostlarımızı gönüllerinin hayırlı muratlarına erdirmesini, birbirlerini duâdan unutmayan kardeşler olarak, dünyevî, uhrevî bereketlere hep birlikte ulaşma dileklerimizi de buradan, bu vesîleyle iletiyoruz.

“Kitap deyip de geçmeyelim” dedik; neden? Özellikle bu kitap, kulu Allâh’a yaklaştıran, onunla konuşturup sohbet ettiren, ona kulluğunu ve de Rabbimizin Rabliğini duyumsatan bir vâsıta olarak, oldukça önemli. Kulu Allâh’la, deyim yerindeyse birebir görüştüren duâdan başka ne var? Dolayısıyla duâ, kulluk şuuru bakımından son derece önemli.  Ve dolayısıyla, gerek içeriği gerekse dışarığıyla(baskı şekli ve kullanışlılığıyla) bunu kolaylaştıran bu ve benzeri kitaplar da. İşte, şahsen evimizde az da olsa bir duâ iklîmi varsa, bunda, bu kitabın katkısının azımsanamaz olduğunu düşünüyorum.

Her neyse sevgili okurlar, tevâfuka bakınız ki, aynı günlerde takvim yaprağında da, Efendimiz (s.a.v.)in şöyle buyurduğu yazıyordu:

“– Şüphesiz kâlpler de demirlerin paslandığı gibi paslanır.

Bunun üzerine;

– Ya Rasulâllah, onun cilâsı nedir?, diye sorulur. Allah Rasulü (S.A.V.) de şöyle cevaplar:

Kâlplerin cilâsı Kur’an okumak, Allah’ı çokça zikretmek ve ölümü çok hatırlamaktır.” (Beyhakî, Ali el-Müttakî)

Kâlbin pas tutması bir çeşit cezâdır. Gerçeği algılama yeteneğinin bitme noktasına geldiğini ifade eder. Bu derece paslanan bir kâlp, Allâh korusun, artık işlevini göremez hâle gelir. Kâlbin pası, Kur’an okumak, Allah’ı zikretmek ve güzel ahlâk sahibi olmakla giderilir. O zaman, böyle bir kitabın ve onu hep yanı başınızda bulundurmanın ve de okuyabilmenin ne denli önemli olduğu anlaşılır.

Babam rahmetli de meselâ, son yıllarda, Akit Gazetesi’nin verdiği HISN’UL MÜSLİM (Müslümanın kalesi, korunağı) adlı duâ kitabını sık sık okur; âdetâ elinden düşürmezdi. Küçücük bir kitaptı ama inanan gönüller için anlamı ve işlevi büyüktü. Gerçekten, duâdan daha çok insanı rahatlatan, güven sıcaklığına ulaştıran bir şey yok. Rabbimiz, geçmişlerimiz başta olmak üzere bizlerin de duâlarını hayırlısından kabul buyursun inşâllâh. Yoksa, başka çâre yok çünkü!

Evet, yine tevâfuka bakınız ki, cumânın hutbe konusu da zikirdi. Hocalarımız, Efendimiz(SAV) in şu Hadisi şerifini hatırlattılar bizlere “Rabbini zikreden ile zikretmeyenin durumu, diri ile ölünün durumuna benzer.”[Buhârî, Deavât)]

Rabbimiz bizleri eli bereketli, dili duâlı, gönlü niyâzlı, oku emrine uymak adına kitaplar başta olmak üzere, her şeye ibretle bakıp ders çıkaran, hayâtını da buna göre güzelliklerle bezemeye çalışan hayırlı kullarından eylesin. Ayrıca, duâ ve zikir için gerekli gayreti gösteren, dışarda yapraklar uçarken içerde çiçekler açan KÂLBİ DİRİLER arasına katsın inşâllâh.

Sevgili okurlar. Duâlar, zikirler ve de niyâzlar, sizlerin de kitaplığınıza baktığınızda ulaşabileceğiniz tazarrû cümleleri bitmez. Lâkin, bunların ille de bir kitaptan olması gerekmez. Her varlığın kendi lisânınca yakarışları olduğu gibi, bizler de, kendi gönlümüzce, samîmâne, orijinâl cümlelerle Allâh’a yalvarabiliriz. Ancak biz, her şeyde olduğu gibi burada da örneğimiz olan; Peygâmberimiz (SAV) in bir duâsıyla bağlıyoruz sözlerimizi:

“Rabbim! Beni, sana çokça şükreden, seni çokça zikreden, senin azabından çekinen, sana hakkıyla itaat eden, sadece senin için eğilen, daima sana yalvarıp yönelen bir kişi eyle! (Tirmizî, Deavât, 102; İbn Mâce, Dua, 2.)

Âmin, Âmin, Âmin derken, cümle dostlara sevgiler-saygılar, duâlarla iç içe geçen güzel günler-geceler, hayırlı uzun ömürler ve de sonsuz mutluluk dileklerimizi sunuyoruz ves’selâm…

 

 

Yazdır Paylaş
Diğer Nuri Kahraman Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek