BU SEÇİMLERDEDE ARİFİN FENDİ ALİMİ YENDİ -

Cemiyet içerisinde “alimler” vardır, birde “arifler” vardır. “Alimler” çok şey bilenlerdir. Yani çok okuyanlar, diplomaları olanlardır. Çeşitli okulları bitirmiş olanlardır. Bunlar matematiği, fiziği, astronomiyi, felsefeyi, tıbbı, ziraatı, coğrafyayı… Velhasıl dünyevi ilimlerin birçoğunu bilirler. Çok şey bildikleri içinde yanlarında konuşulmaz, lafları çok olur. “Arifler” ise çok fazla şey bilmezler. Hatta bazılarının okuyup yazması bile olmaz. Onların özelliği ise “Anlarlar” çok şey bilmezler. Çok konuşmazlar ama o çok bilip çok konuşanların şöyle yüzlerine baktıklarında ta ciğerlerini bilirler. Kafasındakini okurlar. Bu biraz Allah vergisi, biraz tarih şuuru. Biraz medeniyet mirası falandır. Adam çobandır. Kırda bayırda koyunlarını, keçilerini otlatır. Ama memleketin ahvalini birçok profesörden daha iyi anlar. Kim dost, kim düşman, hangi düşman nereden gelir, ne zaman gelir? Bilir ve anlar. Gelmiş geçmiş insanlığın en büyüğü Peygamberimiz S.A.V.’ de bir ümmiydi, yani okuyup yazması yoktu, ama en iyi konuşan, en çok anlayan odur. Tabi o insan üstü bir zat, bir mübarektir, onu bu değerlendirmenin dışında tutalım. Fakat tarihimizin en büyük sadrazamlarından “Köprülü Mehmet Paşa” da okuma yazma bilmezdi. Osmanlı batma noktasına gelmişken yeniden diriltti, yeniden Avrupa’yı titretti. Cumhuriyet tarihimizde de  orta okul mezunu olduğu halde ordinaryüs profesörü olan tarihçi Fuad Köprülü vardır. Müthiş bir adamdı. Uzatmayalım. Bir insan hem alim hem de arif olamaz mı? Elbette olur. Hem de alası olur. Fakat bizlere tepeden bakan ukala, şımarık, kendini beğenmiş, “Şişli, Bebek, Çankaya, Kordon Boyu” okumuş zengin evlatları var ya, işte ben onları anlatmaya çalışıyorum. Hani, hiç şehit çıkmaz ama CHP’ye oylar tulum çıkar ya onları söylüyorum. İşte onlar çok bilirler, ama bir p..tan anlamazlar. Çünkü arif değillerdir. Mesela Pazar akşamı ulusal televizyonunda Doğu Perinçek’i dinledim, diyor ki “Bana Kılıçdaroğlu mektup yazdı. “Eğer PKK’ya askeri hareket yapılırsa, fay hatları çatlar, kürtlerle ebediyen ayrılırız” diyor” dedi. Perinçek devamla “CNN televizyonunda Kılıçdaroğlu;“PKK neden silah bıraksın ki? Onlar DEAŞ’la savaşıyorlar. Amerika’da yardım ediyor” dedi. “Amerika’yı da işin içine katarak PKK adına gözdağı veriyor” diyor Perinçek. Şimdi Trakya’nın, İzmir’in, Çankaya’nın, Şişli’nin, Bebek’in, Kadıköy’ün tahsilli evlatları bu sözleri dinlerler, ama Kılıçdaroğlu’nun PKK’yı Demirtaş’tan daha iyi savunduğunu anlayamazlar. Kılıçdaroğlu’nun ne demek istediğini Anadolu’nun çobanları anlarlar, çünkü onlar ariftirler ondan. Türkçemizde atasözümüzde vardır. “Arif olan anlar” diye. Seçim sonuçlarında bize bunu anlatıyor. Anadolu halkı ariftir. Kim iyi, kim kötü, kim orjinal, kim sahte çok iyi anlar. Hani Kayserililer için söylerler ya “Eşeği boyar, sahibine satar” Diye. Rahmetli N. Fazıl Kısakürek bu sözü şöyle açıklardı. “Kayserililer boyanmış eşeği iyi anlarlar.” Kayserililer “Kim boyalı, kim makyajlı, boyanın ve makyajın arkasında neler gizlidir” iyi anlarlar. Sadece Kayserililer değil bütün Anadolu halkı öyledir. Onları süslü laflarla aldatamazsınız. Çünkü, belki cahildirler ama ariftirler. Birilerinin “Biz ilericiyiz, biz çağdaşız, biz aydınız, biz halktan yanayız” demeleri onları aldatamaz. Bunların “Ne kadar çağdışı, taş kafalı, ne kadar halk düşmanı, karanlık adamlar olduğunu gözlerinden ve sözlerinden anlarlar ve oylarını ona göre kullanırlar.

Saygılarımla