KAYSERİ’NİN APTALI, TRAKYA’NIN UYANIĞI VE SEÇİMLER -

    Şöyle bir fıkra anlattılar. Tren Kayseri’den geçmektedir. Kompartımanına bir köylü biner. Elbisesinden ve halinden tipik bir Kayseri köylüsüdür. Adam selam verip oturduğunda yol arkadaşlarında bir küçümseme hali belirir. Çünkü oradakiler kelli felli ve de bilgili adamlardır. Uzun yolculuğun sıkıntıları dağıtmak, birazda neşelenmek için tanışma faslından sonra bir profesör Kayserili köylü amcamıza bir teklifte bulunur.

“Kayserililerin çok uyanık olduğunu söylerler, doğru mudur?”

-Eh öyle derler beyim.

-Peki seninle bir imtihan olalım mı?

-Olalım be beyim.

-İyi ama bedava olmaz. Kim soruya cevap vermezse on lira verecek.

-Olur mu be beyim. Siz ki koskoca bir profesörsünüz. Ben ise cahil bir köylü parçasıyım.

-Peki nasıl olacak?

-Sen bilemezsen yüz lira vereceksin, ben bilemezsem on lira vereceğim.

-Tamam. der profesör.

Öyle ya, profesör ya, çok biliyor ya, muhatap ise cahil ya.

Kayserili “İlk soruyu soruyorum; Üç ayaklı insan nerde yaşar? Profesör aptallaşır, düşünür, taşınır, kaşınır. Melül Mahsun “Bilemedim” der. Kayserili “O zaman ver yüz lirayı.” Parayı alır cebine indirirken, profesör “O zaman sen söyle nerede yaşar?” Kayserili “Tamam bende bilemedim. Al on lirayı.” Dakika bir gol bir. Daha ilk soruda doksan lira kara geçen Kayserili, ikinci soruyu sormaya hazırlanırken profesörümüz pes eder ve yarıştan çekilir. Bizde seyirci olarak olaydan ders çıkaralım. Belki profesör çok bilgilidir ama peki kim daha akıllıymış?

İsterseniz benimde şahit olduğum bir Kayserili hikayesi anlatayım. Buralarda harita mühendisi bir arkadaşım vardır. Bu arkadaşın İstanbul, Aksaray’da yazıhanesi vardı ara sıra uğrardım. İşi de çok iyiydi. İstanbul’da iflas edip Kırklareli’ne döndü. Bir gün sordum “Yahu arkadaş İstanbul’da senin işin çok iyiydi, neden iflas ettin? Cevap “ Sorma, benim Kayserili bir ortağım vardı. Adamın okuması yazması yok, ben ise harita mühendisiyim ve yüzde elli ortağız. Bir gün bir iş getirdi on beş bin lira fiyat tespit ettim. “Tamam işi yap” dedi, işi bitirdik. Paramızı aldık yarısı olan hakkını da verdim. Sonra birde araştırdım ki meğer iki katına anlaşmış benden habersiz para almış. Adamı kovdum gitti. Gitti ama ben  işsiz kaldım ve iflas ettim” dedi. Nasıl Kayserililerin uyanıklığı? İşte bu seçimlerde de aynı sonuçları görebiliriz. Biz Trakyalıyız biliriz. Onun içinde hep sola oy veririz. Kayserililer aptaldırlar, cahildirler, bir şey bilmezler. Onun içinde giderler Ak Parti’ye oy verirler. Ama sonuca bak. Bizim sokaklarımız pislikten geçilmiyor. Kayseri’nin sokakları ise bal dök yala. Her taraf pırıl pırıl. Şimdi soralım Kayseri mi uyanık yoksa biz mi? Kayserililer mi cahil yoksa biz mi cahiliz? Kayseri’yi sadece misal verdim. Bu bakış açısını daha da genişletebiliriz. Konya öyle değil mi? Bursa, İzmit, İstanbul öyle değil mi? Bütün İç Anadolu öyle değil mi? Demek ki öyle çok konuşanların illa çok bilenler olduğunu sanmayalım. Hani hoca talebelerine ders verirken “Akıllı adam çok konuşmaz” demiş. Talebelerden birisi “Ya hocam adam hiç konuşmazsa”. Hoca “ Ah evladım, o kadar akıllı adam neredeee” demiş. Çok şükür milletimiz, yalancıları, plancılarını, fitnecileri, iftiracıları aştı. Öyle kuru gürültücülere itibar etmiyor.

Medya denince, gazete ve televizyon denilince aklımıza mason ve Siyonistlerinkiler gelmiyor.

Artık milli basınımızda var. Bir Siyonist, bir mason, bir yalan söylediğinde, doğrusunu birkaç dakika içerisinde öğreniyoruz. Onun içinde milli menfaatlerimizin nerede olduğunu milletimiz o yüce ferasetiyle hemen far ediveriyor. Bir yerde okumuştum. “Aptallık doğumdan gelirmiş de, cahillik okuyarak ulaşılacak bir merhaleymiş.” Herhalde “Yanlış ilim” denilmek isteniyor.

Saygılarımla