Sevim Ören hayatını kaybetti
RAYFEL Bilim Fuarı başladı
Akım Koleji 2-A sınıfı 23 Nisan’ı coşkulu bir şekilde kutladı
Yaşasın 1 Mayıs Alanlardayız!
Bu yazı 08 Ekim 2015, Perşembe 09:51:33 tarihinde eklendi. 1006 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

DELİ KİM, BAYRAM KİM? - Nuri Kahraman

DELİ KİM, BAYRAM KİM?

9 güne uzayan tâtiliyle berâber bize hareketli bir süreç yaşatan Bayram’ın ardından, bir nevî yalnızlık ve sâkinliğin getirdiği mahzunluğu, Vakfıkebir’den gelen, “MÜMİNE BEŞ BAYRAM DAHA VARDIR: GÜNÂHSIZ GEÇEN GÜN, ÎMANLI ÖLÜM, SIRAT’I GEÇMEK, CENNETE GİRMEK, CEMÂLULLÂHI GÖRMEK.” duâsıyla, Hayırlı cumâlar…” şeklindeki mesaj sürûra çevirdi.

Dünürümüz Hayâti Cansız Bey’e teşekkür ediyor, bize sonsuz bayramları hatırlatan, aslında haftalık cumâ bayramı tebriği olan mesajı dolayısıyla, sevdikleriyle berâber ulaşacağı bitimsiz mutluluk dilek ve temennîlerimizi iletiyoruz .

Gel gör ki, bayramın ardından mahzûnlaşan gönlümüzü ferahlatıp dâimî bayramları çağrıştıran bu cümleler pekâlâ; DELİYE HER GÜN BAYRAM! ifâdesini de akla getirebilir ilk anda. Ama, gerçekten, eğer düşünürsek aslında, bir yönüyle deliye her gün bayram değil midir aynı zamanda dostlar? 

Nasıl yâni derseniz, biz de deriz ki; hani, Hz. Ömer(ra) başta olmak üzere pek çok sahabinin duâsını almış ve yetmişi Bedir gazisi olmak üzere yaklaşık yüz yirmi kadar sahabeyle bizzat görüşme imkânı bulmuş, hepimizin velî olarak tanıdığı Hasan-ı Basrî Hazretleri (ö. 110/642), Efendimiz (SAV)in belirttiği gibi, ümmetin yıldızları mesâbesindeki sahabenin yaşadığı baş döndürücü hayatı, nasıl dile getiriyordu:

“EĞER SİZ SAHABEYİ GÖRSEYDİNİZ, ONLARA ‘DELİ!’ DERDİNİZ;

ONLAR SİZİ GÖRSELERDİ, ‘BUNLAR MÜMİN DEĞİL’ DERLERDİ.”

 Nitekim; Sahabe’nin bu yaşayış tarzını en güzel şekilde anlamamızı sağlayacak 10. Sûre YÛNUS’da yer alan 62. âyet şöyle: 

(Biliniz ki, Allah’ın velileri (şeriata tam olarak bağlı kulları) için hiç bir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır.)

Ali Fikri Yavuz’un Meâli’yle verdiğimiz bu âyete göre, hangi zaman, mekân ve durumda olursa olsun, Allâh’a dost olacak kıvamda yaşayanlar için ne dünyâda, ne âhirette hiçbir hâlükârda korku yoktur. Mahzunluk ta.

Ama, bunun için de yine Mâide Sûresi 54. Âyette ifâdesini bulan bir mümin özelliği taşımak gerekir. İşte, Ahmet Tekin’in biraz genişletilmiş meâliyle âyetin bir kısmının Türkçe dökümü:

“…Onlar, Allah yolunda, İslâm uğrunda, hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad ederler. HİÇBİR KİMSENİN KINAMASINDAN, DEDİKODUSUNDAN DA KORKMAZLAR. Bu azim ve irade, bu kararlılık Allah’ın bir lütfudur… Allah’ın rahmeti geniştir. İlmi her şeyi kucaklar.”

Demek ki, bizi sonsuz mutluluk ve bayrama taşıyacak yaşantı biraz ciddiyet istiyor, halkın beğenilerine göre değil, Hakk’ın emrine göre yaşama azmini gerektiriyor sevgili dostlar. Hem de, çok biraz bir ciddiyet! Rabbimiz hepimize nasîp etsin inşâllâh.

Bir de mâdem, söz delilikten geldi; bu minvâl üzere biraz daha gidelim isterseniz. Yukardaki gerçekleri destekler mâhiyette şöyle bir söz var:

“Gerçek mutluluğa ermek için;

ya VELÎ olacaksın ya da DELİ!...”

Bu söz de doğru değil mi sizce de? Öyle ya; ya tam hakîkâte kilitlenip, hak zemîninde âşıkâne yürüyüp velîlerden olacak, yukarda sahâbe için denildiği şekliyle yaşayıp dîvâne gözüyle bakılacak bir kıvâmı yakalayacaksın; ya da gerçekten, aklen yaya bir deli olacaksın! Çünkü deli için düşünce yoktur. Dolayısıyla dert, gam, tasa diye bir şey de yoktur. Vara-yoğa güler, şen-şakrak, fütursuz hareket eder. Gel gör ki, bu ikisinden de olmayıp arada kalınca, iki arada, bir derede gibi bir şey oluyorsun.

Elbette bunlar; gelişi-güzel hareket, deli-doluluk, hatır-gönül, kânun-kural, büyük-küçük tanımadan dümdüz gitmek anlamına gelmiyor. Bu daha çok içte yaşanan ve de çoğu kez dışa vurmayan bir vakar, iç yoğunluk, dinginlik ve derinliğin ifâdesidir. Yoksa, vura-kıra, yaka-yıka, akılsız ve fütursuzca bir hayât yaşamak anlamına gelmiyor. Ama, asgarîsinden dînin her noktada dikkâtle tâkibi, çizgi dışına çıkmama rikkâtini, kısaca takvâyı ifâde ediyor. Daha çok da, ortalama bir islâmî hassâsiyet ve de şuuru. Daha da açık bir ifâdeyle, her zaman her yerde, her şeyden önce bir insan, bir hakîkât halîfesi, bir îman eri, ahlâk ve fazîlet örneği bir Resûlün ümmeti olduğu telâkkîsiyle hareket etmek. 

Bu duygu ve düşüncelerle berâber cümlenizin geçen bayramlarınızı tebrik ediyor, seneye kalmadan görüşebilmeyi umarak hepinize sonsuz sevgi ve de saygılarımızı sunuyor, HAYÂTINIZ DA, MEMÂTINIZ DA BAYRAM OLSUN derken, bu arada birbirlerimizi de duâlardan unutmayalım inşâllâh temennîsini hatırlatıyor, Cenâb-ı Hakk’tan, önümüzdeki seçim süreci ve sonuçlarını millet, memleket  ve de Ümmet-i Muhammed için hayırlara vesîle kılmasını niyâz ediyoruz ves’selâm…

 

 

Yazdır Paylaş
Diğer Nuri Kahraman Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek