Bu yazı 03 Temmuz 2015, Cuma 09:21:54 tarihinde eklendi. 382 kez okundu.
MİMARLAR ODASI SALDIRDIYSA, BİZE SAVUNMAK DÜŞER -
Sene 1978 idi. Bir sinema salonunda ülkücülere konuşma yapıyordum. O zamanlar emperyalistlerin güdümündeki bütün odakların hedefi ülkücülerdi. Yalanları, planları, iftiraları. Hatta kurşunları hep ülkücülere çevrilmişti. Her türlü iftiraları atıyorlardı. Şöyle bir cümle kullanmıştım.''Onlar bizi beğenmesinler. Bize kötü desinler. Bu bizim ülkemiz için ne kadar doğru yolda olduğumuzu gösterir. Eğer bir gün bizi beğendiklerini söylerseler işte o zaman biz sapıtmışız demektir.''hatta '' Şu gözlerin ne kadar güzelmiş''deseler onları bile çıkartıp atarım.” Ben bu hususta aynı fikirdeyim hala hiç değişmedim. Çünkü o zaman tespit ettiğim odaklarda değişmediler. Sadece medyada Simavi kardeşlerin yerini A. DOĞAN aldı. Saldırılar, iftiralar, yalanlar, planlar aynıdır. Mühendis ve mimar odaları da aynıdır. Herhangi bir şahıs veya kurum ya da siyasi iktidar bu ülke için faydalı bir şeyler yapıyorsa bunlar faydalı işin hemen karşısındadırlar. Bunlar dün öyleydiler bugün de öyleler. Dün birinci boğaz köprüsüne karşı çıktılar bugün üçüncüsüne karşı çıkıyorlar. Dün Keban Barajı’na karşı çıktılar. Bugün yapılan her santrale karşı çıkıyorlar. Havaalanına karşı çıkıyorlar, Boğaz İstanbul'a karşı çıkıyorlar. Peki bu yapılanlar faydalı değil mi? Elbette faydalı eserlerdir. Bugün Keban ve oradaki diğer barajların olmadığını düşünelim Urfa ne olur? Harran ovası ne olur? O bölge ne olur? Ya köprüler olmasa İstanbul'un hali ne olur? Düşünmek bile istemiyorum. Peki bunların faydalarını mühendis odaları bilmez mi? Bilmez olur mu hiç benim gibi cahiller bile bunu görürken koskoca mimar ve mühendisler hiç görmezler mi? bilmezler mi? Peki neden karşı çıkıyorlar? İşte püf noktası buradadır. Orman falan bahane Eğer orman onlar için önemli olsaydı Koç Üniversitesi koskoca bir ormanlık alanı yok ederek kuruldu. Bunlardan çıt bile çıkmadı. Peki bunların derdi nedir? Bunların derdi Türkiye'nin ilerlemesini durdurmaktır. Bunlar dışarıdan idare ediliyor kardeşim.
Şimdide Cumhurbaşkanıyla uğraşıyorlar.
Cumhurbaşkanımız sarayda iftar yemekleri veriyordu. Yok masa iki yüz kırk bin liraymış. Yemek bir milyonu geçmiş. Cumhurbaşkanlığı’ndan açıklama geldi. Masa dört bin altı yüz TL'ye yemekte kişi başı otuz TL'ye mal olmuş. Onlar iftira, yalan ve planlara devam ediyorlar da peki biz ne yapacağız. Yapacağımız bellidir. Eğer bu yalancılar birilerine iftira atıyorsa bizim onu savunmamız lazımdır. Bu görev bizim milliyetçiliğimizin ve vatanperverliğimizin gereğidir. Hatta bu o kadar önemli bir görevdir ki sınırda düşmanı kovalayan kahraman kadar. Ne yalan söyleyeyim ben akşamları haberleri dinlerken bunlara bakıyorum hangi kuruma veya kişiye iftiralarını sıralıyorlarsa benim o günkü kahramanım o iftiraya uğrayan oluyor. Ha kim ki bunların iftirasına uğramamış ise bunda bir bit yeniği var diye düşünüyorum. Sizde öyle değil misiniz ?
Saygılarımla.
|