Sevim Ören hayatını kaybetti
RAYFEL Bilim Fuarı başladı
Akım Koleji 2-A sınıfı 23 Nisan’ı coşkulu bir şekilde kutladı
Yaşasın 1 Mayıs Alanlardayız!
Bu yazı 31 Ocak 2015, Cumartesi 09:35:20 tarihinde eklendi. 935 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

GÖÇMEN KUŞLAR, YERLİ AŞKLAR! - Nuri Kahraman

GÖÇMEN KUŞLAR, YERLİ AŞKLAR!

GÖÇMEN KUŞLAR, YERLİ AŞKLAR!

Geçen akşam Diyânet TV Kanalı’nda tevâfuk eden HAYIRSEVER adlı programda, 93'lük delikanlı, Dr. Ercüment AKSOY konuşuyor. Bunlar Balkan göçmeni bir âile. Babası çok küçükken ölmüş. Annesi öğretmen. Ama, mesleğine aşkla bağlı. Hayâtını eğitime adamış. Kendisi doktor. Yurt dışlarında bulunmuş. Ama, Almanya’da çalışırken bir ara yanına gelen annesi, bir dost meclisinde okuduğu kendi şiirini hasret dizeleriyle bitirince, oğlu bunu bir mesaj olarak algılamış ve hayâtının bundan sonrası için gurbet içinde gurbete nokta koyup, artık Türkiye’ye dönmüş.

HEP ALINMAZ, VERİLİR!

Oturdukları İzmir-Tire’de, birlikte bir çok gayrete ve hayırlı hizmete imza atmışlar. Okullar yaptırmışlar. Annesini anlatırken, dudakları titriyor, bu yaşta, gözleri yaşarıyor Ercüment Bey’in. Annesi, fakirlere maddî yardımdan başka olarak, zenginlere de dostça ilgileriyle hep destek olurmuş. “Annemin ayırıcı vasfı insan sevgisiydi.” diyen doktor bey, annesi Melahat AKSOY’un şu sözünü de altını çizer gibi naklediyordu:

“Devletten hep alınmaz, verilir…”

Ne güzel bir söz değil mi? Program da güzeldi. Adamdaki o, alnı ak, yüzü pak olmanın verdiği asil duruş, anlatıştaki duruluk ve güzellik kadar, bir âile olarak hicret hikâyelerinde de bir orijinâllik ve letâfet vardı. Çileyle berâber mutluluk. Hazin bir dünyâ gurbeti hikâyesi ama insana hoş bir buruklukla berâber, anlatılmaz bir haz veriyor. Nasıl yaşarsak yaşayalım; sonuçta dünyâ da bir gurbet değil mi? Ne mutlu onu, kâh çileli, kâh safâlı hikâyeleriyle berâber anlamlı bir gerçek olarak sonuçlandırabilenlere!

İşte tam burada, keşke toplum olarak daha çok böyle programlara alâka göstersek diye geçiyor içimizden bu izlediklerimizin tadıyla berâber. Ama ne gezer?! Ve de hemen aklımıza atalarımızın;

“Namazda gözü olmayanın ezanda kulağı olmaz!”

sözü geliyor. Ah bu atalarımız var ya; neler biliyorlar neler de, bize niye hep olumsuzluklar yansımış, bilemeyiz ki? Değil mi dostlar?

VEFÂ, FÜTÜVVET ve TERK…

Sevgili okurlar, iyi başladık gâlibâ. Mâdem bugün sözlere takıldık. Böyle gidelim isterseniz. 16-17-18 Kasım 14 Takvim Yaprakları-Şuayip başlığıyla notlarımıza aldığımız şu sözler de çok uyarıcı nitelikte:

“Sana Allâh Taâlâ’yı unutturan, gaflete düşüren her şey düşmandır.”

İbn-i Vefâ

“Fütüvvet(yiğitlik), kulların iyiliklerini ve güzelliklerini görmek, gıybet ise kulların kötülüklerini görmektir.”

Ebû Medyen Mağribî

“İnsanın bir günâhı terk için gayreti, iyilik ve hayır yapmaktan daha faydalıdır.”

Avn b. Abdulâh

YARDIM NEREYE YAPILIR?

Kimi, alâkasız gibi görünen bu sözler de birbirini tamamlıyor aslında. Biraz da bakış açısına bağlı tabiî ki. Olumlu baktığınızda çok güzel bir kompozisyon çıkarılabilir bu sözlerden. Devlete yapılıyor gibi görünenler de millete, millete yapılıyor görünen de aynı zamanda devlete yapılan yardımlardır. İşin en gerçeği de, nereye yaparsak yapalım, tüm yardımları aslında kendimize ve başta anne-babamız olmak üzere, tüm üzerimizde emeği olanlara yaptığımız gerçeğini de aslâ unutmamak gerekir.

Yukarda, farklı gibi görünen sözlerden ayrıca, toplamda, en azından şunu anlıyoruz ki, iyilik adına yapılan şey koskoca bir okul da olsa, küçücük bir günâhı terk de olsa sonuçta hayırdır ve de küçümsenmemesi bir yana, herkesin imkânına göre değerlendirmekten geri durmaması gereken fırsatlardır. Çünkü, eğer cennetse varılmak istenen yer, oraya, Allâh’ın lutf u keremi üzerinden iyilikler yoluyla varılır yalnızca.

Sözü yine oraya getiriyor, böylelikle de, takvimin 20 Ocak yaprağından ajandamıza not ettiğimiz, konumuzu en güzel yere bağlayıp pekiştiren bir âyet meâliyle bitiriyoruz:

“(Cennet nîmetleri); Sabreden, dürüst olan, huzurda boyun büken, hayra harcayan ve seher vaktinde Allâh’tan bağış dileyenler (içindir.) ÂL-İ İMRAN-17

Aslında, iyilik başta olmak üzere, hayat bitmedikçe özenilecek konularımız bitmez. Onun için, bizi ebedî mutluluğa taşıyacak hayır eksenli güzel konularımıza, dolayısıyla çizgimize, özellikle  onun dışına çıkmamak adına dikkâtli olup sâhip çıkmak her dâim gözeteceğimiz düstûr olmalı.

 

Tüm bunlardan sonra, hepimizin birer göçmen kuş misâli gurbet hayâtı yaşadığımız bu dünyâdan asıl yurdumuza dönüş seyrinde cümleye iyilikler, güzellikler ve bunlar eksenli aşk ve sevdâ hâtıralarıyla dopdolu olarak sılaya ulaşmamız dilek, arzu ve temennîsiyle berâber, hepinize içten, sonsuz sevgi ve saygılar sunuyoruz ves’selâm…

Yazdır Paylaş
Diğer Nuri Kahraman Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek