Âşık Veysel’i ayağında kara lastik var diye Ankara’ya sokmamışlardı. O zamanlar köylüler Ankara’ya giremezlermiş. Çünkü o zaman öyle bir yasak varmış. Şimdi “köylü milletin efendisidir” sözüne inanmayın.
Ayağında “kara lastik”olan çobanı “onun oyu ile benim oyum bir olamaz.”diye aşağılanıyor.” Bidon kafalı, göbeğini kaşıyan kıllı ayı”diyorlar vatandaşa. Biz birçok kimsenin geçmişini biliriz.
Ben ilkokul üçte idim. Köyde Maraşlı bir öğretmenimiz vardı. O babama anlatırken duydum.
Dönemin Milli eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in yolu Maraş’a düşmüş. Hasan Ali Yücel kudretli bir bakandı. Hazır Maraş’a gelmişken adını duyduğu lise müdürünü görmek ister ve haber gönderir lise müdürüne. Lise Müdürü Arif Nihat Asyadır.
Yıl 1943 aylardan Mart. Yollar çamur… Lise Müdürü, atlar bisikletine bakanın yanına gider. Çamur Şairin paçalarına bulaşmıştır. Müdürü bakanın yanına çıkarırlar.
Müdürün sırtında bir padesü, elleri önünde bağlı Bakanın yanında şehrin valisi ve diğer zevat vardır. Bakan paçaları neden çamurlu diye müdürü tahkir eder.
Lise Müdürü, benim paçalarım neden senin ağzında? Bakan bozulur ve şair Arif Nihat Asya’yı Müdürlük görevinden alır.
Köylünün evine ayakkabı ile girersiniz. Onlara “şekerim” diye hitap eder, sonra da aşağılarsınız. Sofrasına oturur, yemek yiyor pozları verirsiniz sonra da çıkar kara lastiklerini ağzınıza alırsınız. Siz busunuz işte.
Karaman valisi televizyona bağlanıp yalın gerçeği tüm çiplaklığ ile anlatınca, olayın aslı anlaşılır. Vali bey, Recep amcaya güzel bir ayakkabı göndermiş. Mahallenin imamı da kendi imkânları ile bir çift kara lastik alıp göndermiş. Hürriyetin adamları ile Gülen’in adamları o kara lastiği Valilik gönderdi diye “kara propaganda” yaptılar.
Ülke bunu yutmadı. Boşuna dememişler. Karaman’ın koynu, sonra çıkar oyunu.