İstanbul ve Ankara’nın biraz dışına çıkınca ve oralardaki insanlarla temas edince, çoğunluğun bulunduğu mekânlarda dolaştığınızda gözlerinizle görürsünüz.
zlerinizle görürsünüz, kimsenin Cumhuriyete karşı olduğunu göremezsiniz. Niçin olsunlar?
Sayın okuyucular için daha önce yazmıştım. Ama şimdi yeri gelmişken tekrarlayayım. Biz Cumhuriyete karşı değiliz ve olamayız. Aksine biz Cumhuriyeti çok seviyoruz. Kemalist değiliz, CHP’ye oy vermiyoruz. Mustafa Kemal’e Peygamber, Nutuk’a Kutsal Kitap, Anıtkabir’ Kâbe demeyiz.
Bazı darbelerin iyi, bazı darbelerin kötü olduğunu savunmayız. Bütün darbeler kötüdür. Bazı darbeler iyi anayasalar getirmiş olsa bile bunlar darbeyi meşrulaştırmaz. Okurun anlayacağı şekilde söyleyeceğim. Vesayetçi bir anayasadan daha kötüsü olamaz.
Bıyıklı veya sakallı göbeğini kaşıyan fark etmez. Ama hepten de saf değiliz. Halkımızın tek tip insanlardan oluşmasını istemez ve beklemeyiz. Böyle bir istekte bulunmak, bir millet yaratmaz. Nitekim yaratamadık.
Mahmut Esat Bozkurt’u gelmiş geçmiş en büyük hukukçu kabul etmeyiz. Bedri Baykam’ın resimlerine bayılmayız. Zülfü Livaneli’yi dinlediğimizde, devrim devrim diye kendimizden geçmiyoruz. Ama biz de cumhuriyetçiyiz.
Çokbilmiş bazı akademisyenler, cumhuriyetin bir ideal olduğunu söylüyor olmasına inanmıyorum. Cumhuriyet bir devlet yönetim şeklidir. Başka bir şey değildir. Fazilet hiç değildir.
Avrupalı Milletler, 15. asırda Ortaçağı kapatmışlar. Biz 1920’ lere kadar Anadolu’daki topraklarımızda yaşadığımızı söylüyoruz. Bu bir şüphedir. Bu şüphe iyidir. İleri Batı Ülkeleri, buldukları icatları, yaptıkları reformları hayata geçirebilmişler. Bunun için 2–3 asır geçmiştir. Kıyım, kırım, kıtal, kıtlık sürecinden geçmişler. Sonunda Ortaçağı Tarihin karanlık çöplüğüne atmışlardır.
Biz bu atılımı ne zaman yapmışız? 5 asır sonra hiç zahmet çekmeden, masraf yapmadan bir gecede ortaçağdan çıkıp, çağdaş uygarlık seviyesine ulaştık. Bu nasıl oluverdi?
Bizim ortaçağımızda İkinci Meşrutiyet ilan edilmiş, Sultan Abdülhamit 33 yıl düşe kalka sürdürdüğü yarı başkanlık sistemini yıkmış, yerine çok partili bir parlamenter sistem kurulmuştu. Birçok reforma imza atmış, bir sürü yenileşme yapılmış, birçok alt yapı tamamlanmış. Demiryolu, eğitim, sağlık, Modern çağdaş üniversitelerin temeli atılmıştır.
O zamanki cumhuriyetçiler, ortaçağa son vermişler. Bütün siyasi partileri kapatmışlar. Çok partili Parlamenter sistemi yıkıp yerine parti rejimi ve rejimi koruma mahkemeleri kurmuşlar. Birçok adamı da asmışlar.
Evet, Cumhuriyet iyidir. Marifet cumhuriyeti kurmak değil. Onu demokratik değerlerle donatmak ve hukuk sistemini ona göre uygulamaktır. Onun için Cumhuriyet düşüncesine saldırıya karşıyız.