Futbolcudan milletvekili olmaz -

            Futbolcu Hakan şükür adliyeyi bastı. Nasıl yaptı bunu. Paralelci şüphelilerin adliyede sorguları yapılırken, sorgu odasına dalmış. Futbolcu hüneri ile mi yoksa attığı gollerle mi bunu başarmış. Hayır, hiçbiri ile değil. Vekil kimliği ile bunu yapmış.    

                Peki, bu futbolcu nasıl milletvekili olmuş. O’nu halk mı seçmiş yoksa Sayın Erdoğan mı? AK Parti’den milletvekili olmuş, TBMM’ne girmiş. Meclise girer girmez milletin işleri ile değil futbol yorumculuğu ile uğraşmaya başlamıştır.

            Paralel yapının ortaya çıkması üzerine AK Parti milletvekilliği sona erince futbol yorumculuğu da son bulmuştur.

            Hakan Şükür, AK Parti’den ayrılınca “Beni AK Parti değil, millet seçmiştir.”diyebilmiştir. Kendisi bağımsız aday olsaydı acaba seçilebilir miydi? Bir zamanlar yere göğe sığdıramadığı Sayın Başbakan’ın zalimliğinden zulmünden söz etmeye başladı.

            TBMM’deki görevine en az uğrayan bir milletvekili olmuştur. Yemin hariç hiçbir zaman kürsüye çıkıp bir konuşma yapma başarısı gösterememiştir. Adliye baskınında halk nereden nereye yuvarlandığına tepki göstermiştir. Sayın Başbakan sayesinde adam sırasına konmuştur.

            Hakan Şükür, emniyette paralel bir yapılanma olmadığını söyleyip duruyor. Bu gün emniyet yeniden milletin hizmetine girmiştir. Halk boşuna telaşa kapılmasın. Hakan Şükür’ün

Topa iyi vurmasından başka bir başarısı yoktur. Bu özelliğini öne sürerek milletin kafası karıştırılmak isteniyor.

            Başbakan’ın sofrasında oturan, O’nu evinde sıkça ziyaret eden Hakan Şükür, şimdi O’na hakaretler yağdırıyor.

            Tutuklanan emniyetçilerden biri 16 Aralık 2013 günü, bir ilin emniyet müdürüne “Yarın sabahtan itibaren Erdoğan artık başbakan değildir. Yargı ve emniyet gerekli tedbirleri almıştır. Türkiye’de bir devir kapanıyor. Artık bir direnen de olamayacaktır.”

            Yukarıdaki konuşmanın ardından operasyon başlıyor. Halkbank Gene Müdüründen bakan çocuklarına kadar gözaltılar oluyor. 17 saat süre ile İstanbul Emniyet Müdürü’ne ulaşılamıyor. Başbakan derhal devreye giriyor. Hemen İstanbul emniyet Müdürü görevden alınıyor. Peki, Sayın başbakan nasıl devrilecekti: Dört bakanla ilgili fezlekeler TBMM’ne gönderilecekti. Böylece Başbakan ve bakanlar partiden ihraç edilecekti.

            Başbakan kuru gürültüye pabuç bırakmadı. Duruşunu hiç bozmadı. Uyduruk darbe girişimleri engellendi. Şimdi bunu düzenleyenler, hesap verecekler.

            Başbakan’a kelepçe vurmayı düşünenler. Kedi bileklerine kelepçe vuruyorlar. Bu tezgâhların adamları adliyeyi basmaya çalışıyorlar. Sayın Erdoğan’ın armağanı milletvekilleri O’nun arkasına sığınarak nereden nereye yuvalanıyorlar be Hakan Şükür.