Sevim Ören hayatını kaybetti
RAYFEL Bilim Fuarı başladı
Akım Koleji 2-A sınıfı 23 Nisan’ı coşkulu bir şekilde kutladı
Yaşasın 1 Mayıs Alanlardayız!
Bu yazı 25 Temmuz 2014, Cuma 09:23:38 tarihinde eklendi. 426 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Lemyezuk, bilmez yazık -

Lemyezuk, bilmez yazık

“Lemyezuk” “Tatmamış ki” demektir.

Yeni “tatmamış ki onun için bilmiyor” demektir.

Ramazan şerifin sonuna geldik. Ramazan kültürü diye bir şey vardır. Bunu bütün İslam alemi olarak yaşadık.  Bu kültür bizim inançlarımızdan gelir. Binlerce yıldan beri oluşmuştur. İnsanda meleki bir duygu oluşturur. Bilhassa bu uzun günlerin ve de sıcağın hararetin de oruç tutmak, akşama doğru bir durgunluk, bir mütevazilik getirir insana. İnsan bu oruçlu haliyle daha anlayışlı, daha merhametli ve daha duygusal olur. Onun içinde müminler bu ayda zekatlarını fitrelerini verirler. Daha da yardım etme duygularıyla erzak dağıtırlar falan. Bazılarıysa bu kültürden hiç nasiplenmez. Oruç tutmuyor ki onun verdiği huzuru, farklılığı anlasın. Namaz kılmıyor ki, teravih nedir, camilerdeki coşku nedir bilsin. İftarlara belki katılıyordur ama oruç yoksa o iftarın tadı tuzu olmaz ki. Akşam ezanına yaklaşıldığında önünde duran bir bardak suyun bir tas çorbanın değerini oruç tutmayan aç olmayan nereden bilsin? İftar sofralarındaki o dingin ve yorgun, fakat asaletli sabrın ne demek olduğunu oruç tutmayana nasıl anlatırız ki?

Hani anlatılır, Napolyon bir gün askerleri bozulmuş, düşman peşine düşmüş kaçıp bir esnafın  dükkanında saklanmış, sonra kendi askerleri yetişip kurtulunca onu dükkanında saklayan adam sormuş, “macesteleri, ölüm korkusu nasıl bir şey” diye. Birazda alaycı bir üslupla sorulan bu soruya Napolyon şöyle cevap vermiş “askerler şu adamı yakalayıp şu ağaca bağlayın. Gözlerini de bağlayın şimdi nişan alın ve ateşşş” tabi bir eliyle de “sakın ha” işareti yaparak. Adamcağız “ateşş” sözünü duyunca olduğu yere yığılıp kalmış. Sonra gözleri ve elleri çözülen adama “işte ölüm korkusu böyle bir şeydir” demiş.

Acaba hayatlarında hiçbir gün oruç tutmayan şu sokaklardakileri napsakta hiç olmasa bir gün aç bırakıp da nimetin kadir kıymetini, orucun açlığın ne demek olduğunu öğretsek.

Ramazan kültürü, tabii ki sadece “oruç demek açlık demek” değildir. Başlıktaki ifadede olduğu gibi onu tadan bilir, yaşayan bilir. Bu bir inancın gereğidir. İnançlar bir bütündür. Ağzında oruç dilinde zikir, gönlünde sabır, kesende ihsan, kafanda güzel düşünceler olacak.

Yolda yürüyüşünden, komşularınla ilişkisine kadar her adımında, her sözünde, her nefesinde ramazan yaşayacaksın. İnsan oruçluyken şu tarihi mabetler bile daha bir mana kazanıyor. Her yıl en az bir defa Edirne Selimiye’de teravih kılarım. Rekat aralarında selatüselamların kubbelerdeki yansımaları sanki ilahi bir ses gibi gelir bana. O eşsiz eser içerisindeki cemaatle, getirilen selatüselamlarla daha bir mana daha bir kutsallık kazanır. Şehrimizdeki Sokullu Mehmet Paşa Camii de aynen öyledir. Ben namazlarımı genellikle burada kılarım. Ramazanda oruçluyken gelen huşu son derece yoğun oluyor.

 

Bütün Türkiye’mizin şehirlerinde sokaklarında salonlarında verilen iftar yemeklerinin meydana getirdiği birlik ve beraberlik atmosferi bizi son derece duygulandırıyor. Adeta on bir ay günah kirleriyle bulandığımız zaman dilimini bir aylık Ramazan da yeniden yıkıyoruz, yıkanan gönüllerimiz sevgi ve birlik aşkıyla coşuyor. Bütün okuyucularımızın bayramı kutlu olsun. Saygılarımla.

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek