Taner Yıldız, 1961’de Yozgat- Devecipınar’da doğdu. İTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Kayseri ve Civarı Elektrik TAŞ’ın Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Müdürü olarak görev yaptı. 22, 23 ve 24. Dönemlerde AK Parti kayseri Milletvekili seçildi. 61. Hükümette Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak atandı.
Duruşu yaşlı bir kişi olduğu hissini uyandırıyor. Bu durumunun sakallı bir insan olmasından kaynaklandığı anlaşılıyor. TBMM’nin kuruluşundan bu yana kaçıncı sakallı bakan olduğunu hesaplayamadım.
Taner Yıldız’ın, yüzünde derin bir keder sinmiş olduğu görülüyordu. Yaşama sevincinden çok, insanlara başka bir duygu ile bakıyordu. İnsanlara bu dünya yaşamaya değmez der gibiydi.
Büyük bir alçak gönüllülük gösteriyordu. Kim olursanız olun, sonunda gideceğimiz yer, çok küçük bir kara toprak paçası duygusu yaratıyordu. Sanki orada hiç birimiz rahat olmayacağız inancındaydı.
Sayın Taner’in yüzü ahret dediğimiz öteki dünyayı bize hatırlatıyordu. Orada kimsenin üstün olmadığı, aynı azabı, aynı çığlıklarla orada yaşayacağız, orası imtiyazsız sınıfsız bir yerdir
der gibiydi. Ölümden öte bir yer. O, Tabiat dersinde tahtaya kalkmış bir öğrenci gibiydi. Kurak toprakta ve kuru rüzgârda yüzü yıkanmıştı.
Merhamet, eski bir köy geleneğidir. Orada belki de okula yalınayak delikli çarık ile gitmiştir. Hep sıcak bir öğle yemeğinin hasretini çekerek okumuştur. Böyle bir imtihandan başarılı çıktığı için bu yazıya konu olmuştur.
Sayın Taner, okuyabilmiş Anadolu çocuklarından biridir. Elektrik mühendisi olmuştur.
İlk işi Başbakan’ın enerji danışmanlığı olmuştur. Sanki memlekette başka adam yokmuş. Bir yüzü steril, bir yüzü de mahkeme duvarı kadar soğuk.
2009 yılında Hükümetin nükleer santral projesini gündeme ilk getiren bir bakan olmuştur.
O günü bu günkü gibi hatırlıyoruz. Şimdi O’nu Soma’da görüyoruz. Orada bir facia oldu. Oraya gitti. Üstün başarılı beş günü gündüz oturmadan, gece uyumadan aç ve açıkta bu beş gün geçti.
Hükümet, Atatürk’ün ölümünden sonra, tarihte ilk defa üç gün yas ilan etti. Bayrak yarıda, başlar eğik!.. Tüm ülke kocaman bir taziye çadırına dönmüş. Taner Bey, o çadırın ev sahibiydi. Gelen taziyeleri O, orada kabul etti.
İlk andan itibaren O, orada çalışmaları ile ilgili tam, doğru ve net bir şekilde sonuçları vermeye çalıştı. Orada sinirlerine hakim olabilen tek adam O’ydu. Gözyaşlarını içine akıtarak
Ayakta kalabilen babacan bir adamdı.
Taner Bey, Soma’da çadırında nöbeti sırasında koltuk ve masaya hiç ihtiyaç olmadığını gösterdi. Yaptığı işin sonucunu 301 ölü, 77 milyon yaralı olarak verdi.
Sayın Taner Bey’in gösterdiği başarı bu yazının kapsamına sığmıyor. Başarısının önemi ve büyüklüğü her türlü övgüye ve takdire laiktir. Millet her şeyin farkındadır. Geçmiş olsun.