Vali Ekici, ziyaret ve programlarına hafta sonunda da devam etti
Satrancın şampiyonları madalyalarını aldı
Öğrenciler Başsavcı ve Savcı oldu
Bayramın keyfini doyasıya çıkardılar
Bu yazı 14 Mart 2014, Cuma 09:16:39 tarihinde eklendi. 871 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

SİYASETE İFTİRA, KÜFÜR, TOKAT -

SİYASETE İFTİRA, KÜFÜR, TOKAT

Kılıçdaroğlu başbakanın anasına taktı. Bende onun anasına takıldım tabi.

Önce benden başlayalım, Kılıçdaroğlu’nun anasına neden takıldım. Benim bildiğim okuduğum kadarıyla Kılıçdaroğlu’nun anası ermeni tehciri sırasında bebek iken bir Tunceli ailesine evlat verilmiş. Diyoruz ya “Tarihimizdeki en bilmemiz gerekenleri öğrenmiyoruz” diye. 1915 öncesi Ermeniler azmıştı. Doğuda birçok şehrimizi “Van, Bitlis” gibi birçok kasaba ve köyümüzü yakıp yıkmışlar, insanımızı da öldürüp “soykırım” yapmışlardı.

O günkü devletimizde bunların bu azgınlığına ve de düşmanla işbirliği yapmalarına son vermek için Ermenileri o günlerde bizim olan Lübnan, Suriye taraflarına zorla hicret ettirmişti. İşte o günlerde güneydoğumuzdan Ermeniler giderlerken tekrar gelebiliriz diye küçük çocuklarını komşularına bırakanlar olmuştu.

İşte Kılıçdaroğlu’nun anasıda o çocuklardan birisiymiş. Olabilir bunda ne var ki? Olabilir de öldüğünde kendisinin Ermeni mezarlığına gömülmesini istemesine ne dersiniz?

Bir de bir kadın eğer atalarına yapılanları öğrenirse evladına ne der? Onun kulağına neler söyleyebileceğini varın siz hesap edin. Zaten ataları da Dersim isyanına katıldıysa işte bende bu yüzden Kılıçdaroğlu’nun anasına takıldım.

Kılıçdaroğlu başbakanın anasına neden taktı bilemem. Geçmiş zamanda başbakana sataşırken hızını alamayıp “senin ananı…” dedi kesti. Sokakta yüz bin kişiye bu ifadeden ne anladığını sorsanız verecekleri cevap aynıdır devamı “sinkaf” anlaşılır. Geçen günüde yine başbakanın anasının da yolsuzluk yaptığını söyledi. Hâlbuki kadıncağız çoktan ölmüştü. Ben kabrini Karaca Ahmet Mezarlığında gördüm. “Ermeni Mezarlığında” değil.

Bir de “tokat” hadisesi seyrettik.

Meğer Sarıgül’ünde bu yönde marifetleri varmış. Gerçi kendisi “atmadım, ittim” diyor ama biz gözlerimizle gördük. Herhalde montaj değildir. Öyle ya son zamanlarda montaj modası da yaygınlaştı ya. Sarıgül’ü yuhalamışlar, oda kızmış. Siyasetçiler ve sanatçılar alkışı çok severler. İyi ama her zaman papaz pilav yemez, bulduğunu yer. Yani bilhassa siyasetçiler kendilerini buna alıştıracaklar. Bu gibi durumlar her siyasetçinin başına gelebilir. Yuhalamayı hatta yumurta atmayı bize solcular öğretti.

-Bir tokat hadisesi de Türkeş’ten-

Rahmetli Alparslan Türkeş bir devre damgasını vurmuştu. 1960 senesinde ölünceye kadar siyasi gücü aldığı oyla mukayese edilmeyecek kadar fazlaydı. Onun içinde bilhassa solcular her olayda onu suçlarlar her şeyi ondan bilirlerdi. Galiba Talat Aydemir darbe girişimi günlerinde rahmetliyi tevkif ederler. Etrafında emniyet güçleriyle götürülürken o günün arsız CHP’lileri etrafa yığılmış durmadan bağırıyorlar. Eskiler bilirler, Türkeş 1960 darbesine katılanlardandır. O zamanda CHP yanlılarıyla ters düştüğünden tasfiye edilip Hindistan’a sürülmüştü. Yine CHP’lilerce çıkarılan bir “sarı zarf” iftirası isnat edilmişti. “Sarı zarfı çaldı” deniliyordu. O nasıl zarfsa içerisinde yüklü para varmış. Yahu bir zarfa ne kadar para sığar?

Neyse gelelim mevzuya. Kalabalık “hırsız, faşist, işte bu, bütün suç bunda. Bunu asmalı kesmeli” diye bağırıp çağırırken, yani bildiğimiz klasik solcu pisliğini sergilerken, bir tanesi çok ileri gidiyor. Taa Türkeş’in burnunun dibine kadar sokuluyor. Rahmetli de iyice yaklaşan bu arsıza öyle bir tokat şaklatıyor ki sesi bütün civarda yankılanıyor. Tokadı yiyen adam yere yuvarlanırken, kalabalıktan yükselen uğultuda bıçakla kesmiş gibi susuveriyor.

Şimdi bunu neden anlattım?

 

30 Martta öyle bir tokat atmalı ki millet. Sesi bütün cihanda yankılanmalı, bütün arsızların gürültüsü kesilmelidir. Kime mi? Onu millet bilir. Saygılarımla. 

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek