Kesimoğlu: “Sırada Türk Milleti zekidir’ sözü var

Kesimoğlu’nun açıklaması şöyle “Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 1 Ekim 2013 yapacağı TBMM’ni açış konuşmasından bir gün önceye planlandığı aşikâr olan “Demokrasi Paketi” açıklaması bu toprakların çocuklarını bir kere daha derinden yaralamıştır. Demokrasi (!) paketi açıklaması ve 8 Ekim 2013 tarihli grup konuşması ile Sayın Başbakan 1923’te kurulan ve 90. yılını kısa bir süre sonra coşku ile kutlayacağımız Cumhuriyet Bayramımıza da, Cumhuriyet kazanımlarına karşı da birikmiş öfkesini katmerli bir biçimde yeniden kusmuştur. İşaretleri önceden belli olan sistematik bir gerici ve piyasacı saldırı ile karşı karşıyayız. Önce resmi bayramları ve o bayramlara ait resmi törenlerdeki çelenk koyma etkinliklerini yasaklamaya kalktılar. Sonra kamu binalarındaki T.C. ibarelerini kaldırdılar. Şimdi de adı demokrasi olan ama içinde demokrasinin “d”si olmayan bir paket daha doğrusu “maket” çıktı. Cumhuriyetimizin yapısını değiştirmeye dönük bölücü / gerici ve ırkçı ittifakla ortaklaşa hazırlandığı en küçük bir şüphe götürmeyen sözde demokratikleşme “maketi”nin iki omurga üzerine oturtulduğu ilk uygulamada anlaşıldı: Birincisi, öğrenci andı, diğeri de kamusal alanda türbana tam serbestiyet sağlanması. Cumhuriyetin 10. yılı olan 1933’te, Milli Eğitim Bakanı, Cumhuriyet Devrimcisi Dr. Reşit Galip tarafından çocuklarıyla birlikte kaleme alınarak küçük tadilatlarla günümüze kadar gelen öğrenci andımızın esası, sanayileşmeyi öğrenmeden tarihin raflarında yerini alan Osmanlı’nın fütuhata dayanan özgüven anlayışı yerine, üretime dayalı bir özgüven temelinde yeni bir üretim ülkesi ve sanayi toplumu yaratmaya dayanır. 1933 yılı sadece Cumhuriyetimiz 10. yılı değildir. Aynı zamanda, “bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı” duruşun çelikleşmiş iradesi olan I. Sanayi Planının hazırlandığı yıldır. Unutulmamalıdır ki, Sayın Başbakan’ın döne döne kötülemeye gayret ettiği 1930’lu yılların yıllık ortalama büyüme hızı yüzde 8,9’dur. Ve bu büyümeyi sağlayan ana omurga aklın ve bilimin harmanlanması demek olan sanayi sektörüdür. Bir an akıldan çıkarılmamalıdır ve herkes bilmelidir ki, bu büyüme hızı o dönem dünyasındaki gelişme hızlarının üzerindedir. O nedenle, Andımız sözleri bir de bu açıdan ele alınmalıdır. Ve yine Andımız, 1933’te Mustafa Kemal Atatürk’ün Onuncu Yıl Nutku’ndaki “Türk Milleti çalışkandır, Türk Milleti zekidir” sözlerine paraleldedir, tıpkı Onuncu Yıl Marşı’ndaki “Türk önde, Türk ileri” deyişi gibi.. Anlaşılan odur ki, Andımızı kaldıran Sayın Başbakan ve zihniyetinin temsilcilerinden oluşan gerici ittifak, düşüncelerini hayata geçirme imkânı buldukları Yüce Meclisin çatısı altına girerken ettikleri milletvekili yemininde yer alan “Büyük Türk Milleti” ibaresini de değiştirmeyi planlamaktadırlar. Ama unutulmamalıdır ki, Cumhuriyetin hassas alanlarına tecavüzler artık bardağı taşırmıştır. Türban konusu, onca yüksek mahkeme kararı ortada iken ve iktidar dahil bu yargı kararları tüm ilgilileri bağlamışken, hukuk bir kenara bırakılarak, fiili durum halinde yönetmelik değişikliği ile çözülmüş görüntüsü sağlanmıştır. Ancak bilinmelidir ki, bunun hukuksal ve cezai sorumlulukları vardır. Bir gün mutlaka ödenecektir. Başta Başbakan olmak üzere gerici ittifak, durmak yok yola devam diyerek “demokrasi” yolunda şerit ihlallerini sürdürmektedir. Geçmişleri, pratikleri, sicilleri ve iktidar sürelerinde getirdikler dört yargı reformu paketi ile ülkemizi nasıl bir kabusa soktukları açıktır. Cumhuriyetin, tüm değerlerinin üzerine bodoslama giderek; laiklik, modernlik, çağdaşlık, çoğulculuk, hoşgörü gibi demokrasininolmazsa olmaz motiflerini kendi gerici ideolojilerine feda eden gerici ittifaka karşı, Cumhuriyetten, aydınlanmadan, emekten yana her kişi ve kurumu, kol kola girmeye davet ediyorum. Çünkü cumhuriyet tehlikededir!” dedi.