Vali sporcuları misafir etti
En fazla trafik kazası Temmuz ayında oluyor
Recep Çotuk’tan gazetemize açıklama
Lüleburgaz Devlet Hastanesi’nden Hürfikir’e ziyaret
Bu haber 29 Mart 2013, Cuma 09:20 tarihinde eklendi. 946 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Dinsel eğitim isteniyor

CHP, ADD, ÖDP, EMEP, Kristal İş, Tek Gıda İş’in destek verdiği açıklamada Eğitim Bir Sen’in okullarda kılık kıyafet serbest bırakılsın isteğinin ardından laik eğitim yapısını sona erdirmek olduğu bildirildi.
Dinsel eğitim isteniyor
Ertan BAYER -Eğitim Sen Lüleburgaz Temsilciliği tarafından önceki gün Lüleburgaz Öğretmenevi’nde bir basın açıklaması yapıldı. Eğitim Sen Lüleburgaz Temsilciliği tarafından yapılan açıklama şöyle “AKP iktidara geldiği tarihten itibaren eğitimde dinsel ve muhafazakar değişiklikler yapmaya başlamıştır. Önce müfredatı daha sonra eğitimin içeriğini dinselleştirmeye başladı. Türkçe dersindeki Atatürkçülük konularını kaldırdı. Bunları yeterli bulmayan siyasal iktidar Başabakanın dediği gibi dindar ve muhafazakar bir gençlik yetiştirmek için eğitim sürelerini değiştirdi. 4+4+4 diye adlandırdığımız bu değişiklik ile amaçlanan iyi hafızlar yetiştirmek, toplumun laik dokusunu bozarak teokratik yaşam düzenini hayata geçirmektir.Yapılan bu değişiklik sonucu ortaokul ve liselerden 316.150 çocuğun örgün eğitimin dışına çıktığı biliniyor.
Şimdi kişisel hak ve özgürlükleri geliştirmek adı altında okullara dinsel simge ve ritüellerle giden eğitim çalışanları ve onların örgütü bu çocukların ne olduğunu, nereye gittiğini, hangi koşullarda yaşadığını biliyor mu? Hedef, 12 Eylülden Kalma Anti-demokratik Kıyafet Yönetmeliğine Karşı Çıkmak Değil, Bu Kisve Altında Eğitime Dinsel Simgelerin Sokulmasıdır!
Bu eylemlerin asıl amacının okullara dinsel simgelerle gitmek, abdesthane açmak, mescit açmak ve kız erkek öğrencilerinin ayn sınıflarda eğitim görmesini sağlamaktır.
Memur Sen ile birlikte Eğitim Bir Sen de özgürlük adı altında ve mağduriyet söylemi ile yürüttüğü bu kampanyanın sorgulanması gerektiğini düşünüyoruz. Eğitimde dinsel muhafazakarlaşmaya yönelik her gün yeni bir adımın atıldığı bu dönemde, böylesi bir sorgulamayı zorunlu görüyoruz. Zira eğitimde aşağıda sadece satır başlarına değineceğimiz onlarca ağır sorun varken, bu yönetmeliğin ön plana çıkarılmasını niyetli bir girişim olarak görüyoruz. Eğitim alanında yaşanan sorunların, özellikle Eğitim Bir Sen" in yakın durduğu AKP döneminde ağırlaştığının da altını çizerek, bir sendikanın siyasal iktidardan güç almasını da sendikacılık adına doğru bulmuyoruz.
 Eğitimde esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışma, sosyal hakları ve iş güvenliğini aşındırmış, eğitim emekçileri farklı statülere ayrılarak, mesleki dayanışmanın yerini rekabete bırakması hedeflenmiştir.  Siyasi iktidar tarafından "parasız eğitim uygulaması" olarak sunulan uygulamalar, aslında yandaş çevrelere rant dağıtma aracı olarak kullanılmakta, kamu zarara uğratılmaktadır.   İşsizler ordusunda ataması yapılmayan yüz binlerce öğretmen bulunmaktadır.  Devasa sorunlarla boğuşmakta olan yükseköğretim, hazırlanan yeni yasa ile daha büyük bir sorunlar yumağı haline gelecektir. Artan sosyal eşitsizliklere paralel olarak eğitimde cinsiyet eşitsizliği derinleşmektedir.  Eğitimde dinselleştirme uygulamaları, müfredata ve yardımcı kaynaklara doğrudan yansımış, bu konudaki sınır tanımazlık, hız kesmeden devam etmektedir.  Müfredatla ilgili sansürcü ve yasakçı zihniyet sınır tanımaz hale gelmiştir.
 4+4+4 dayatmasının yol açtığı sıkıntıları saymaya gerek bile yok. Çünkü yol açacağı sorunlar gün gibi ortadayken öylesine pervasız bir dayatma yapıldı ve velisiyle,  öğrencisiyle, öğretmeniyle toplumun öyle geniş kesimleri etkilendi ki, sonunda milli eğitim bakanının başını yedi. Bakan gitmiş olsa da, uygulamanın yol açtığı sorunlar orta yerde durmaktadır. Şimdi bir anlığına duralım ve düşünelim, bu denli sorun alanı varken, bir eğitim sendikası, neden sadece bir kıyafet yönetmeliğine odaklanır? Eğitim hakkının hiçe sayılmasına, alo 147 nin öğretmenler üzerinde yaptığı baskıya Atanamayan öğretmenler sorununa, norm kadro sorunlarına Kariyer basamakları meselesine, yetersiz ekders ücretlerine Eğitimin alt yapı sorunlarına, düşük emeklilik maaşlarına Eğitimde cinsiyet eşitsizliğine,4+4+4 dayatmasının yol açtığı sorunlara, Eğitimin ticarileştirilmesine, 657 iş güvencesinin kaldırılmasına, Sadaka toplu sözleşmelere,ÇocukIarm sınavlarla yarış atına dönüştürülmesine, Siyasal iktidarın antidemokratik-baskıcı uygulamalarına karşı Neler düşündüğünüzü, ne tür kampanyalar örgütlemeyi, hangi faaliyetleri yürütmeyi planladığınızı kamuoyu öğrenmek istiyor. Bu konularda bir sözünüz olmamasına karşın, kılık kıyafet noktasındaki duyarlılığınızı (!) anlamamızın ölçütü yukarıda sıraladığımız sorulara vereceğiniz mücadele yanıtında aranacaktır. Biz de bir eğitim sendikası olarak, anlamsız, antidemokratik kıyafet yönetmeliklerine, eğitimde tek tipleşmeye karşıyız. Bunu sadece bugün değil, kurulduğumuz günden itibaren dile getirmekteyiz. Ancak eğitimdeki tek sorunun bu olmadığının da çok iyi farkındayız. Kaldı ki, laikliğin, eğitim hakkının önemli bir güvencesi olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla özgürlük kisvesi altında eğitimdeki her türlü dinsel muhafazakârlaşma girişimine, 12 Eylül ürünü din derslerine karşı tavrımızı net olarak ortaya koyuyoruz. İnsanların inanç özgürlüklerinin, iktidarların piyasacı ve totaliter rejim politikalarını meşrulaştırmak üzere politik argüman yapılması doğru değildir. Devletin kimin neye nasıl inanacağına karışma hakkı yoktur; dinsel, mezhepsel, etnik, cinsel ayrım yapamaz. İktidarların kendi siyasi ideolojileri doğrultusunda muhafazakâr, dindar vb. insan yetiştirmeye yönelerek eğitim kurumlarını da kendi siyasal ikballerinin arka bahçesi olarak görmeye hakları yoktur. İktidar ya da yandaşları ne dinin ne de dinsizliğin propagandasını yapamaz. İnanç, bireysel ve vicdanidir. Eğitimin tek dayanağı ise evrensel olan bilim ve insani değerlerdir. Demokratik, özgürlükçü, çok sesli bir toplum için laik ve bilimsel eğitim olmazsa olmazdır. Toplumda farklı inanç, mezhep ve kültürlere özgürlükler getirmeyen bu düzenleme belli bir kesime özgürlük getirmeye yöneliktir. Uluslararası sözleşmeler zorunlu din dersi uygulamaları ortada dururken bu düzenleme istismardır ve bizler açısından kabulü mümkün değildir. Eğitim Sen olarak, eğitimde dayatmalara, antidemokratik uygulamalara hayır, 12 Eylül’den kalma kıyafet yönetmeliklerine hayır diyoruz. İnsanların dini inançlarının suiistimal edilerek piyasacı, totaliter rejimin sacayağı edilmesine karşı çıkıyor; demokratik, özgürlükçü, çok sesli bir toplum için laik, bilimsel, anadilinde bir eğitim için mücadeleye devam ediyoruz” .
Yazdır Paylaş
ETİKETLER :
Diğer Haberler
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek