İktidar ne pahasına olursa olsun varlığını sürdürmek, devlet kaynakları üzerine oturmaya devam etmek istiyor.
Bu yüzden olağan üstü gündemler eşliğinde siyasal gerilimi ve kutuplaşmayı alabildiğine keskinleştirmeye, muhalefeti parçalamaya, bilinçleri felçleştirmeye, emekçilerin ve halkın ilgi odağını başka yöne kaydırmaya ve gerçek sorunların üzerini örtmeye çalışıyor.
Sevgili Kardeşim!
Sömürünün, salgının, savaşların, işsizlik ve yoksulluğun olmadığı bir dünyada yaşayabiliriz.
Bunun hayal olmadığını, en az yarın kadar mümkün ve gerçek olduğunu biliyoruz.
Yaşadığımız çağda bunun tüm imkanları var, ancak sermaye biriktirmeye dayalı kapitalist sömürü düzeni, insanın toplumsal mutluluğunu zerrece umursamıyor.
Bu düzende milyarlarca insan bir avuç asalağın mutluluğu için ter akıtıyor, egemenlerin cenneti yoksulların sefaleti üzerine yükseliyor.
Kardeşlerim !
Yaşlanmış ve tıkanmış kapitalist düzen işlemiyor, sürekli arıza yapan ve artık ıskartaya çıkarılması gereken bir makinadan farkı yok bu sistemin.
Bu kahrolası sistemin yarattığı sorunlar insanlığın üzerine karabasan gibi çökmüş durumda.
Kardeşlerim!
İlk yazmaya başladığım zamanlardan beri bir emekçi gözüyle salgın ile ilgili fikrim şuydu.
Egemenler salgına değil, emekçilere ve halka savaş açtığıydı.
Baskı ve yasakları arttırarak, haklarımızı yok etmek için salgını bahane olarak kullandıklarını yazmıştım.
Salgının ilk döneminde bizlerin bilincini bulandırmayı başardılar.
Ancak dünyanın dört bir yanında emekçiler gerçeği görüyor, meydanlara çıkarak tepkilerini dile getiriyorlar.
Peki Türkiye'de durum nasıl ?
Kardeşlerim!
Ülkemizde pasifize edilmiş sendikalar bir girdabın içine sokulmuş sendikacılar nedeni ile emekçiler değil alanlara çıkmak sokağa çıkıp kahveye gidemez duruma geldiler.
Kardeşlerim!
Patronlar, sendikalaşan ve haklarını arayan işçileri cezalandırmak için Kod 29 bildirimiyle yani "ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı" davranmakta damgalayıp işten atıyorlar.
Düşünebiliyor musunuz ? Bizi iliklerimize kadar sömüren ve emeğimizi çalan hırsızlar, hakkımızı aradığımız için bizi ahlaksız olmak ile suçluyorlar.
Ama tarih şahittir ki bunu dünde başaramadılar, bugün de başaramayacaklar.
İşçi sınıfı hiç bir zaman sömürüye boyun eğmedi eğmeyecektir.
Elbet kalkacak bu karanlık
Elbet boğazımıza düğümlenenler, bir nefes çıkacak
Elbet bir birimize dokunmaya korkan o nasırlı eller tek yumruk olacak
Elbet 1 mayıs türküleri ile dağılacak sessizlik
Ülkemizin tüm sokaklarında Meydanlarında umudun sesi çınlayacak
Elbet yerin dibine girecek kapitalizm
Elbette ki kızıl bir güneş doğacak yeni günün sabahında.