Lüleburgaz STK’lar Platformu’ndan İsrail’e kınama

Basın açıklamasına Lüleburgaz Kent Konseyi Başkanı Binnur Dinç ve Lüleburgaz Kent Konseyi Kasın Meclisi Başkanı Nükhet Tufan Cebelli de katılarak destek verdi.

Lüleburgaz Ensar Vakfı Başkanı Eyüp Sabri Erdem basın açıklamadan önce yaptığı konuşmada ; “Mehmet Akif İnan’ın şiirinde geçen şu dizeleri hatırlayalım: “Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümdeBir çocuk gibiydi ve ağlıyordu. Varıp eşiğine alnımı koydum. Sanki bir yeraltı nehri çağlıyordu. Gözlerim yollarda bekler dururum. Nerde kardeşlerin diyordu bir ses.  İlk Kıblesi benim ulu Nebi’ninUnuttu mu bunu acaba herkes?” Evet maalesef, unuttuk... Sıcak evlerimizde, muhabbet dolu aile sofralarımızda, televizyonun karşısında, bilgisayarın başında, elimizde telefonlar sürekli bir şeyleri kınıyoruz. Gündelik işlerimizden, meşgul olduğumuz şeyleri bir kenara bırakarak, dünyada zulüm gören, elinde sadece taş ve sopa ile inancını savunmaya çalışanlara kulak verelim. Kulak verelim diyorum çünkü elimizden başka bir şey gelmiyor. Dua ediyoruz, kınıyoruz, paylaşımlar yapıyoruz. Birkaç kelâm ediyoruz fakat bir adım ötesine geçemiyoruz. Koşuşturmalarımızdan, kendimizce olan dertlerden geçiyoruz da, zalimin zulmünden geçemiyoruz.

Kendimizi sigaya çekip düşünmemiz gereken konular, etmemiz gereken dualar var.Şu hayatta sorumlu olduğumuz konular sadece iş, eş, aile değil; dünyaya gönderildiysek, bizim nefes aldığımız zaman diliminde birileri acı çekiyorsa vardır bunun da bir sebebi diyerek; sesimizi çıkartmamız, dur dememiz gereken konular var. Sorumluyuz yahu!

Dünyada açlık çeken, sefalet içinde yaşayan, zalimin zulmüne uğrayan her insandan sorumluyuz. “Bugün işime gittim, akşam geldim yemeğimi yaptım, iş yerinde çok yoruldum, şu kişi benim hakkımda şunu demiş, şu buraya gitmiş”lerin haricinde sorumlu olduğumuz konular var. Dünyanın bir yerinde bomba sesiyle uyanan çocuklar varsa; içirecek suyu, yedirecek yemeği olmayan anneler varsa, kış mevsiminde ayağına geçirecek ayakkabısı olmadığı için pet şişeden ayakkabı giyen çocuklardan sorumluyuz! Buradan bakınca ne çok sorumlu olduğumuz konu var değil mi? Evet var lakin, dünyaya gönderiliş sebebimiz bu, idrak etmeliyiz. Dünyanın bir yerinde, küçük bir çocuğun dilinden “Filistin halkıyla Mescid-i Aksa arasına duvar ördünüz! Ezanları susturdunuz! Rükûlarımıza, secdelerimize engel oldunuz! Yollarda, barikatların arkasında namaz kılar hale getirdiniz! Kilitlediğiniz bu ‘beyt’ kimin biliyor musunuz? Bu mescide yaptıklarınıza karşı, onu koruyacak bir Rabbi olduğunu bilmiyor musunuz? Allah yaptıklarınızın hesabını sormayacak mı sanıyorsunuz?” cümleleri dökülüyorsa; sorumlusun, sorumluyuz. Dua müminin silahıdır elbet, zalimlere karşı sağlam bir duvar, sığınacağımız en hakiki liman. Fakat kabul edelim, dünyada zulüm gören kardeşlerimize duadan başka bir şey yapamamak da bizim şu dünyadaki en büyük yenilgimiz. Netice itibariyle tüm gerçekliğiyle değerlendirdiğimizde elimizden gelen sadece dua etmek ise; gönlümüzde, dilimizde her daim olması gereken mesele budur. Duamız her daim şu şekilde: “Allah'ım, keşke orada zalime bir taş atan, mübarek mescidin bahçesinden bir taş kaldıran, etini vücudunu mâbedine siper edip göğsünden kurşun yiyen bir kulun da ben olsaydım. Zalime dur diyen dil ile Allah’ın dinini karış karış her yere ulaştıran biri de ben olsaydım!”

Selam ve Dua ile” şeklinde bir konuşma yaptı.

Daha sonra basın açıklamasını Eğitim Bir Sen Lüleburgaz Şube Başkanı Mehmet Şanlıer okudu. Mehmet Şanlıer’in okuduğu basın açıklaması söyle; “1948 yılında Filistinli Müslümanların vatanını işgal ile başlayan ve Filistin topraklarının tamamını işgal etmek üzere devam eden İsrail terörü bir taraftan öldürme bir taraftan çocuklar dahil hapsetme, ev ve işyerlerine el koyarak Yahudi yerleşimcileri yerleştirmek suretiyle hedefine ulaşmaya çalışmaktadır. 1967 yılından beri defalarca Müslümanlarca kutsal olarak kabul ettiğimiz Mescid-i Aksa’da Cuma namazı kılınmasını engelleyen İsrail terör devleti Mescidi tamamen ibadete kapatarak kendilerince kutsal kabul ettikleri Süleyman mabedini inşa etmek arzusundadır. Hedef Filistinsiz bir Filistin ve Müslümansız bir Aksa oluşturmaktır.

İsrail, en iyi bildiği yöntemle sinsice ve zamana yayarak kademe kademe kutsal beldeleri ele geçirmektedir. Belli bir yaşın altındakilere Mescidi Aksa’ya girişin engellenmesi, Kudüs’te ezanın yasaklanması, Mescid-i Aksa'nın Müslümanlara ibadete kapatılması, Mescid-i Aksa’ya girmek isteyen Müslümanlara yönelik saldırılar bu planın aşama aşama geldiği noktadır. Ramazan boyunca Mescidi Aksa’da ibadetini yapmak isteyen Müslümanlara her türlü zorluk çıkarılmış sonrasında ibadet esnasında mescid basılarak pekçok Müslümanın yaralanmasına sebep olmuştur. Kudüs’te yaşayan Filistinliler tüm bu olanlara karşı daha öncedende olduğu gibi yine tepki göstermişlerdir. İsrail ise namaz kılan insanlara ibadet halindeyken saldırmaya devam etmektedir. Bu saldırılar sırasında  çocukların da olduğu 35 kişi şehit olmuş birçok kişi yaralanmıştır. İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırıları ve işlemiş olduğu suçları görüntülemek isteyen basın mensuplarına yönelik engelleme ve saldırılar da devam etmektedir.

Bizler Türkiye’den Lüleburgaz Sivil Toplum Kuruluşları Platformu olarak çağrı yapıyoruz;

İşgalci Siyonistler bilmelidir ki, Kudüs asla yalnız değildir. Zira Mescidi Aksa bizlerin ilk kıblesi, göz nuru, peygamber mirası olması hasebiyle namusumuz kadar önemlidir. Ve iman meselesidir.  Kudüs Müslümanlarındır ve Müslümanların kalacaktır. İşgalci Siyonist İsrail bilmelidir ki, vicdan sahibi her bir kimse dini, dili, ırkı ne olursa olsun zulmün karşısında dimdik duracaktır. Buradan Kudüs'te tüm Müslümanlar adına direnen Ümmetin yükünü yüklenmiş Filistinli kardeşlerimize selam gönderiyor ve direniş yolunda dün olduğu gibi bugün de daima onların yanında duracağımızı belirterek tüm halkımızı da bu çirkin saldırılara karşı durmaya davet ediyoruz.  Ve buradan haykırıyoruz;

-Mescid-i Aksa başta olmak üzere Kudüs’teki tüm kutsal mekânlar Filistinlilerin sorumluluğunda saygı içerisinde korunmalıdır.

-Gazze ve Filistin’e uygulanan abluka ve ambargo ve işgal ortadan kalkmalıdır.

-İsrail işgal ettiği tüm Filistin topraklarını terk etmelidir.

-Filistinlilere yönelik suç işleyen her İsrailli yargılanarak cezalandırılmalıdır.

-Bizler; Mescid-i Aksa’nın ibadete açılması, ezanın Kudüs’ün her yerinde okunabilmesi, hapsedilen Filistinlilerin serbest bırakılması, Filistinlilere yönelik zulmün son bulması ve Kudüs’ün tamamen özgür olması için buradan haykırıyoruz.

Ey Dünya! Gözünü yumduğun, kulağını kapadığın bu mesele sadece Müslümanın meselesi değildir. Sen görmek istemesende İnsanlığa ait her değer gözler önünde katledilmektedir

Ey Müslümanlar bu mesele sadece Filistin meselesi de değil, yaklaşık bir buçuk milyar olan tüm Müslümanların, ümmetin meselesidir. Ümmeti İşgalci Siyonistlere karşı gücümüzün yettiği olanaklar çerçevesinde tepki vermeye çağırıyoruz.

Ve buradan bir daha “İsrail Terör devletidir” diye haykırıyoruz.

Rabbimiz Kur'an'ı Kerim’ de “Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz." (Âl-i İmran, 3/139) buyurmaktadır.

Bu iman ve İnançla biliyor ve iman ediyoruz ki eğer hakkıyla inanır ve mücadele edersek galip olacak olan bizleriz.

Biz Lüleburgaz Sivil Toplum Kuruluşları Platformu olarak Terörist İsrail'in Mescid-i Aksaya yaptığı terörist saldırılarını kınıyor ve lanetliyoruz.

Allahın laneti zalimlere ve teröre destek verenlerin üzerine olsun “

Ertan BAYER