Topçu Baba Derneği’nden CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e ziyaret
KTSO’dan Milletvekili Sarıçam’a ziyaret
SEÇİM BİTTİ YANKILARI SÜRÜYOR
Bu haber 17 Aralık 2012, Pazartesi 09:36 tarihinde eklendi. 913 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Kesimoğlu’ndan içişleri bakanına gönderme

CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu T.B.M.M Genel Kurulu’nda söz alan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e yüklendi.
Kesimoğlu’ndan içişleri bakanına gönderme
 Kesimoğlu “Ve Sayın Bakan siz son kurultayda MKYK'a giremediniz, o koltukta oturma problemleriniz var, bu, alkışlardan da anlaşılıyor. Bence, siz Sayın Başbakanın karşısına gidin, bir takla atın, kendisini ne kadar sevdiğinizi gösterin, koltuğunuzu koruyun.” Sözleriyle Bakan’a göndermede bulundu.
Meclis’te devam etmekte olan 2013 Yılı Bütçe Görüşmelerinde, Emniyet Genel Müdürlüğü bütçesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet S. Kesimoğlu Ergenekon davasında Emniyetin bir biriminde sahte delil üretildiğini söyledi ve Bakan Şahin’e sordu: “Bu polisler hakkında soruşturma başlattınız mı?”
Konuşmasını yaptığı günün 13 Aralık 2012 olduğunu ve bütün Türkiye’nin Silivri'ye kilitlenmiş olduğunu belirten Kesimoğlu, “Milletvekillerimizin, aydınlarımızın, bilim adamlarımızın ve ömrünü terörle mücadeleye adamış Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımızın yargılandığı bir dava görülüyor Silivri'de. Halk orada ancak her zamanki bilindik görüntüler de var; biber gazı, cop, tazyikli su, orantısız güç kullanımı” dedi.
Orada tutuklu olarak yargılananların Atatürkçüler, cumhuriyetçiler, aydınlar, çağdaşlar, o ya da şu partiye mensup kişiler, daha doğrusu, AKP'ye muhalif olanlar olduğunu belirten Kesimoğlu şöyle konuştu:
“Peki, nasıl yargılanıyorlar? Beş yıldan bu yana tutuklu olarak yargılananlar var. Peki, neye dayanarak yargılanıyorlar? Artık, dilimizin "delil" demeye varamayacağı, üretilmiş -tırnak içinde- belgelerle yargılanıyorlar. Terör örgütünün iki numaralı isminin gizli tanıklığıyla yargılanıyorlar. Demokratik ülkelerde, aslında, bu durum hükûmetin istifa sebebidir ama söz konusu AKP'nin devri iktidarı olduğunda, uzaktan yakından ilgisi olmayan bir konu olarak algılanıyor.”
 
“SİLİVRİ’DEKİLERLE ÖZGÜRLÜKTE MUTLAKA BULUŞACAĞIZ AMA BU TABLOYU ÖNÜMÜZE KOYANLARLA DA ER YA DA GEÇ HESAPLAŞACAĞIZ.”
 
On binlerin 13 Aralık’ta  Silivri'de olduğuna dikkati çeken Mehmet Kesimoğlu, “Biz de yüreğimizle oradayız. Milyonların yüreği orada. Ben buradan, bu kürsüden Silivri'yi selamlıyorum. Silivri'dekileri özgürlükte buluşmak üzere beklediğimizi ifade etmek istiyorum. Özgürlükte bulaşacağımıza da gönülden inanıyorum ama bu tabloyu bu ülkenin önüne koyanlarla da er ya da geç hesaplaşacağımıza olan inancımı bu kürsüden bir kez daha ifade etmek istiyorum.” dedi.
 
“SAHTE DELİL ÜRETEN POLİSLERLE İLGİLİ NE YAPTINIZ?”
 
Bütçesini görüşmekte oldukları Emniyet Genel Müdürlüğünde, bir ekibin bu davaya “katkı”sının malum olduğunu belirten Mehmet Kesimoğlu, “"Delil demeye dilim varmıyor." dedim çünkü pek çok olayda kanıtlandı ki orada delil diye sunulan şeyler Emniyette malum birim tarafından imal edilmiş.” diye konuştu.
Her şeyin Ümraniye'de bir çatı katında başladığını hatırlatan Kesimoğlu, TÜBİTAK'ın yapmış olduğu ses analizini aktardı:
“İki polis kendi arasında konuşuyor:
"- Yav olay yeri tutanağı bilgisayarda yazılır mı?
- Olay yeri tutanağı diyorum bilgisayarda yazılabilir.
- Hı hı. Bir şey olmaz diyorsun. Olur mu?
- O zaman şimdi yaz.
- Şey dersin ya, daktiloda, bilgisayarda.
- Elle mi yazalım?
- Hani adam diyor ki, bilgisayarı nereden olay yerinde diyecek.
- Olay yerinde elle yazılır.
- Tamam, bu şekilde yazalım.
- Ama şöyle de düşünülür. Orada not bir şekilde alınmış, burada yazılmış olabilir."
Devam ediyor…
Bu ses kaydı Ümraniye'de karakolda yapılmış, video kaydının ses kaydı. TÜBİTAK'ın yaptığı analizin örneğini paylaşıyoruz. Ne görüyoruz burada? Ümraniye'de bulunan el bombalarıyla ilgili olay yeri tutanağının ilgili polisler tarafından nasıl tutulduğunu görüyoruz. TÜBİTAK Raporu 2010 yılına ait. Aradan iki yıl geçmiş. Ben bu kürsüden şimdi Sayın Bakana sormak istiyorum. Bu usulsüz ve hukuksuz tutanakları tutan polislerle ilgili bugüne kadar ne yaptınız? Ben söyleyeyim, hiçbir inceleme başlatmadınız Sayın Bakan.”
Kesimoğlu, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e sahte delil üretildiğinin ortaya çıktığı diğer olayları ve bu olaylara karışan emniyet görevlileri hakkında işlem başlatılıp başlatılmadığını da sordu. Kesimoğlu şöyle konuştu:
“Sayın Bakan, sizin başında bulunduğunuz bakanlığa bağlı emniyette yaşanan skandallar bununla da kalmıyor elbette ki. Eski Genelkurmay Başkanı da dâhil, tutuklu yargılanan pek çok sanığın tutuklanmasına delil olarak gösterilen 51 no.lu DVD ele geçirilmeden önce emniyette kopyalanabildi. Dikkatinizi çekiyorum, ele geçirilmeden önce. Hatta daha sonra da kırık olduğu hâlde tekrar kopyalanabildi. Ortada olmayan bir DVD'yi kopyalayanlarla ilgili ne yaptınız Sayın Bakan, bir soruşturma başlattınız mı? Elbette ki başlatmadınız.”
Kesimoğlu, polisin ABD Büyükelçiliği yetkililerine verdiği brifingleri de hatırlattı:
“Polisin, ABD büyükelçiliğine brifing verdiğini Wikileaks'den öğrendik, bunlarla ilgili de bir şey yapmadınız. Ergin Saygun'un kitabından öğrendik; emniyet, Genelkurmay'ın yazışmalarını izletmek için 2009 yılında bir birim kurmuş. Bu birim hâla görevde mi Sayın Bakan? Bu usulsüz, haksız, yerinde olmayan uygulamaları yapanlarla, bu brifingleri verenlerle ilgili bir soruşturma başlattınız mı?”
 
“SENDİKA ANAYASAL HAKTIR. KANUNSUZ OLAN SİZİN BASKILARINIZ.”
Kırklareli Milletvekili Mehmet Kesimoğlu polislerin özlük haklarıyla ilgili düzeltme yapılmamasını ve sendika kurmak isteyen polislere uygulanan baskıları da gündeme taşıdı:
“Sayın Bakan, tabii, yedi dakikada bunları anlatabilmek mümkün değil ama emniyet mensuplarınız, teşkilatınız sizden özlük haklarıyla ilgili güzel şeyler duymak istiyorlar. Bunlarla ilgili siz ne yaptınız? Onu da söyleyeyim, gene hiçbir şey yapmadınız. Özlük haklarını geliştirmediniz. Polislere ekonomik durumlarını düzelteceğinize dair söz verdiniz ama sözünüzü tutmadınız. Emniyet mensupları emekli olduğunda maaşları yarıya iniyor ama ihtiyaçları yarıya inmiyor, aynı biçimde devam ediyor. Gösterge sorunlarını çözmediniz ama örgütlenmek isteyenlere de yapmadığınızı bırakmadınız. Sosyal medyada yorum yapanlar için soruşturmalar açtınız. Sendika kurmak isteyen polislere tehdit, soruşturma dâhil her türlü baskıyı yaptınız ve yapıyorsunuz. Sayın Bakan, sendika kurmak anayasal bir haktır. Kanuni olmayan sendika değil, sizin sınırlamalarınız ve baskılarınızdır.”
CHP Kırklareli Milletvekili Kesimoğlu, son 10 yılda artan hırsızlık, gasp gibi suç istatistiklerini karşılaştırmak istediklerini ancak AKP’nin istatistiklerde karşılaştırma yapmayı imkansız hale getiren bir düzenleme yaptığını söyledi. Kesimoğlu şöyle konuştu:
“Bütçede Sayın Başbakan birtakım kıyaslamalar yaptı. Ben de hırsızlık, dolandırıcılık ve benzeri konularda 2002 ile 2012 arasında bir kıyas yapmak için rakamlara baktım ama maalesef öyle bir uygulama hayata geçirilmiş ki, o kıyası yapabilecek rakamlar ortada yok. AKP gerçeği demek ki istatistiklerin arkasına sığınmış.”
 
“TAVUKLARA VERDİĞİNİZ DEĞERİ İNSANLARA VERMİYORSUNUZ.”
"Türkiye'de hiç mi iyi bir şey olmuyor?" diyeceklere de “var” cevabını veren Kesimoğlu, “13 Aralıkta Silivri'de savcının iddianamesini okuduğu özel bugünde tüm Türkiye'yi çok yakından ilgilendiren güzel bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum. Şu yapılacaklara bakar mısınız: Tüm binalarda birbirlerini görmelerine, açıkça görsel olarak etraflarını araştırmalarına ve…doğal davranışlarına imkân tanıyacak yeterlilikte aydınlatma seviyesi sağlanacak, pencereler ışığı eşit şekilde dağıtılmasına imkân verecek, ses seviyesi asgari düzeyde olacak, havalandırma fanları en düşük düzeyde ses yapacak, belirgin sağlık problemleri olanlar derhâl tedavi edilecekler. Ne güzel değil mi? Ama tüm bu olanaklar kimler için biliyor musunuz? Çiftlikteki hayvanlar için, özellikle tavuklar için. Sayın Bakan, siz hayvanlara verilen değerin yüzde 1'ini insanlara vermeyen bir anlayışın takipçisisiniz. Ama bilin ki, ilk hükûmet değişikliğinde orada değil, en arkada oturacaksınız, ellerinizin arasına başınızı alacaksınız ve "Ah, keşke!" diyeceksiniz.” dedi.
Bakan İdris Naim Şahin’in, Kesimoğlu’nun ardından yaptığı konuşmada Kesimoğlu’nun gündeme getirdiği ABD Büyükelçiliğine brifingi yalanlaması üzerine yeniden söz alan Kesimoğlu şunları söyledi:
“Türk polisinin Amerikan Büyükelçiliğinde brifing verdiğini ifade etmiştim, kendisi vermediğini söyledi ve "Radikal bir yalandır." dedi bizim bütün iddialarımızla ilgili. Bu konuya açıklık getirmek istiyorum. Bir cumhuriyet hükûmetinin bakanına yakışmayacak bir tarzda bir konuşma gerçekleştirdi. Muhalefet milletvekillerinin iddialarına "radikal bir yalandır" yaftası asılı, bunu kesinlikle kabul etmiyorum. Sayın Bakana oturduğu koltuğun gereklerini yerine getirmesini öneriyorum. Çünkü, Sayın Bakan o koltukta otururken polis lojmanları soyuldu. Polis lojmanlarını da üç eve girildi, kapalı otoparktan araç çalındı. Çalanlar aracı terk ettikten sonra yakalandı. Sayın Bakan gitsin lojmanlarını korusun. Ben vatandaşın hâlini düşünemiyorum.”
 
“POLİSLER NEDEN İNTİHAR EDİYOR?”
Kesimoğlu intihar eden polisleri de hatırlattı. “On yılda, devri iktidarınızda 320 emniyet mensubu intihar etti.” Diyen Kesimoğlu, şöyle konuştu:
“Sayın Bakan biraz önce bu kürsüden 500 Afgan polisine eğitim verdiğini ifade etti. Afgan polisini bırakın siz Türk polisine sahip çıkın Sayın Bakan, 320 kişi niye hayatına kendi elleriyle son veriyor sizi bunu araştırın, onlara moral olun, onlara destek olun. Bir depremde felakete uğramış yurttaşların çadırına girdiğinde "Oo, Sarayda yaşıyormuşsunuz(!) 'gel' dediğiniz yok." dediğiniz, dalga geçtiğiniz ailelerden gidin siz özür dileyin Sayın Bakan. "Biber gazı organiktir, insan sağlığına zararsızdır." dediniz ama Çayan Birben ama Metin Lokumcu ve diğer yurttaşlar hayatlarını kaybetti o biber gazından. O biber gazından hayatını kaybeden insanların ailelerinden siz özür dileyiniz Sayın Bakan.”
 
KESİMOĞLU’NDAN BAKAN ŞAHİN’E:
“MYK’YA GİREMEDİNİZ. BAŞBAKANA Bİ TAKLA ATIN DA KOLTUĞUNUZU KORUYUN.”
Kesimoğlu Bakan Şahin’e koltuğunu koruması formülünü de verdi:
“Terör saldırısında 4 tane yurttaşla birlikte bir katır hayatını kaybetti, Sayın Bakan 4 yurttaşın hayatını yok saydı, devlet olarak katırın hesabını soracağını ifade etti. Siz gidin o ailelerden özür dileyin. Ve Sayın Bakan siz son kurultayda MKYK'a giremediniz, o koltukta oturma problemleriniz var, bu, alkışlardan da anlaşılıyor. Bence, siz Sayın Başbakanın karşısına gidin, bir takla atın, kendisini ne kadar sevdiğinizi gösterin, koltuğunuzu koruyun.”dedi.
 
Yazdır Paylaş
ETİKETLER :
Diğer Haberler
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek