Lüleburgaz Belediyesi tarafından düzenlenen Çınaraltı Sohbetleri Umut Verenler programında ekonomi konuşuldu.
Zübeyde Hanım Parkı’nda 29 Ağustos Çarşamba akşamı saat 19.00’da başlayan programın konuşmacı konukları CNN Türk Eski Ekonomi Müdürü Ebru Baki ve Sözcü Gazetesi Yazarı Murat Muratoğlu oldu. Programa Lüleburgaz Belediye Başkanı Murat Gerenli, Başkan Yardımcıları Rasim Aslan ve Kevser Özkan, Eski Belediye Başkanı Emin Halebak ve çok sayıda vatandaş katıldı. Türkiye’nin ekonomisinin konuşulduğu programa Lüleburgazlı vatandaşlar büyük ilgi gösterdiler.
Moderatörlüğünü Celal Pir’in yaptığı Çınaraltı Sohbetleri’nde ilk olarak Ebru Baki konuştu. Baki, konuşmasında ekonominin düzelmesi için iyi bir eğitimin gerekliliğini belirterek, ülkece birlik olmasının öneminden bahsetti. Baki, “Ben çalışma hayatım boyunca önceliğim hep eğitim oldu. Kendimde eğitim almak için çok çabaladım. Çevremde de özellikle genç kızların, çocukların okuması için çok çaba gösterdim. Çocuğunun eğitimi için çaba gösteren her anne, baba, aile benim için kutsal. Çünkü her şeyin başı eğitim. Bana şimdi diyeceksiniz ki çok iyi eğitim alsanız ne olacak iş mi var?
Hayır, çok iyi eğitim aldığınız zaman, çalışmaya istekli olduğunuz zaman size kapılar açılıyor. Siz çalışıyorsanız ve elinizde iyi bir eğitim varsa her zaman umudunuz oluyor. Kimsenin vicdanına, kimsenin ağzından çıkacak bir söze kimsenin cüzdanına mahkûm olmuyorsunuz. O yüzden Burgaz’ın benim için önemli bir tarafı da kadınların gücü. Lüleburgaz’daki kadınların konumu, onların çalışma hayatındaki rolü, eğitimdeki yeri, bana öyle anlattılar. Biz anaerkiliz dediler. O yüzden de Burgaz’ı tebrik ediyorum. Kadınların iş hayatında olması çocuklarımızın daha iyi eğitim alması umudumuzun en temel nedenini oluşturuyor. Siz dünyada daha güçlü bir Türkiye’yi nasıl göstereceksiniz? İyi eğitimle göstereceksiniz, bağımsız kurumlarınızla göstereceksiniz, birlikte yaşayabilen, güçlü insanlarınızla göstereceksiniz. Daha özgür, daha bağımsız, hakkın özgürlüğün daha fazla yaşandığı bir ülke olarak daha güçlü olacaksınız. Türkiye’nin en parlak, en aydın, en okuryazar insanları şuanda sahil kasabalarında kahvelerini yudumluyor. Bence bu doğru değil. Türkiye’nin çok önemli kadrolarına, çok önemli fikirlerine daha çok ihtiyaç var. Onları sahil kasabalarına çok erken göndermemek gerekiyor. Birlikte güçlü olduğumuzu göstermek gerekiyor. Ekonomide böyle daha güçlü olunur.” dedi.
“Türkiye’de tüm şirketler tarihe gömülecek”
Murat Muratoğlu, “Umut temalı bir program yapıyoruz. Ama size verebileceğim fazla umut yok. Çünkü hepimizi çok zor günler bekliyor. Emin olun bu günleri çok arayacağımız günler bunlar. Bu günleri özleyeceğiz, 2-3 yıl boyunca çünkü bütün göstergeler maalesef bize bunun geleceğini söyledi. Ve o günlere yaklaştık. Mesela Türkiye krizde diyoruz. Türkiye şimdiye kadar ne gördü? Dolar 7’ye kadar çıktı, 6’ya kadar indi, şimdi 6.40’a çıktı. Ama bu dolar Şubat ayında kaçtı? Şubat ayında doların fiyatı 3.75’ti. Türkiye’de özel reel sektörün toplam 120 milyar dolar borcu var. Ve bunlar uzun vadeli borçlar değil, kısa vadede ödenecek olan borçlar. 120 milyar dolar borç 3.75’ten olursa nispeten ödenebilir. Ama 6.50’den olursa bu ödenemez bir hale geliyor. Bu ne demek? Maalesef tüm şirketler Türkiye’de tarihe gömülecek. Yani maalesef batacak. Peki, ne için batacak bu şirketler? Çoğu bankaların kapısında yapılandırma istiyorlar. Bankalar artık kredi vermeyi kesti. Aranızda şuanda mevduatı %20’nin altında olan varsa bilin ki kazık yiyorsunuz. Çünkü hiçbir banka şuanda mevduata %20’den az faiz vermiyor. Eğer %20’den az faiz alıyorsanız banka sizin paranızı alıyor demek istiyorum. Şuanda devletin ödediği %25,5. Şuanda gerçek enflasyon mevduatla devletin verdiği arasındaki %20-24 arası olandır. Faizlerin yüksek olması bize ne getiriyor? Durgunluğu getiriyor. Durgunluğun nedeni faizlerin yüksekliği nedeniyle şirketler kredi alamıyor. Bir şirket kredi almazsa üretim yapamaz. Bütün şirketler kredi ile çalışır. Kimse sermayesini koyup üretim yapmaz. Ve maalesef Türkiye’de bu şirketler faizler yükseldiğinden dolayı üretim yapamayacak haldeler. Diğer yandan yaklaşık 26 bin şirketin dolar borcu var. Bu dolar borçları 2’ye katlanmış durumda. Ben dolar diyorum bunu döviz olarak da algılayabilirsiniz.
“İlk önce devletin kendini frenlemesi gerekiyor”
Bizim tasarruf etmemiz gerekiyor. Ülke şuanda Bayburt’a havalimanı yaparak tasarruf ediyor. Bayburt dediğimiz yer 90 bin kişinin yaşadığı bir yer. Yürüyerek bütün Bayburt’u yarım saate dolaşırsınız ama bir alışveriş merkezinde 1 saatten önce çıkamazsınız. Lüleburgaz’da köylerle birlikte 150 bin kişi var. Lüleburgaz’a da havalimanı yapması gerekiyor bu durumda. Ümraniye’de 700 bin kişi yaşıyor. Bu durumda 7 tane havalimanı yapması lazım. Ve Bayburt’un etrafında 6 tane havalimanı var. Mesela Zafer Havalimanı yap-işlet-devret ile yapılan bir havalimanı. Bu havalimanına yolcu garantisi verilmiş durumda, hem yerli hem yabancı. Şuana kadar yeli %4 kapasite ile çalışıyor. Yabancı %0 ile çalışıyor. Ve biz 2044 yılına kadar Zafer Havalimanının parasını ödemek zorundayız. Tasarruf nasıl yapılır? Bayburt’a havalimanı yapmayın çünkü oranın havalimanı zarar edecek biz hepimiz bunun parasını ödeyeceğiz. Şuanda Türkiye’de 55 tane havalimanı var. Çok güzel olsun ama 45 tanesi zarar ediyor. En çok kâr eden hangisi? Atatürk Havalimanı. Onu da kapatıyorlar. 3.Havalimanını yap ama Atatürk Havalimanı da açık kalsın. Mesela Londra’da 6 tane havalimanı var. Birisi dış hatlara bakıyor, birisi ucuz uçuşlara bakıyor. Siz 8 milyar dolarlık Atatürk Havalimanını yıkıp millet bahçesi yapıyorsunuz. Geçen gün Ahlat’a cumhurbaşkanlığı köşkü yapılmaya çalışılıyor. İlk önce devletin kendini frenlemesi gerekiyor. Harcamalarını kesmesi gerekiyor. Bu mümkün olmuyorsa bunun bedelini maalesef biz vergi verenler hepimiz ödemek zorundayız.” dedi.
Çınaraltı Sohbetleri, konuşmaların ardından vatandaşların soruları cevaplandırılarak sona erdi.
Cüneyt ÜNLÜSOY