Vali sporcuları misafir etti
En fazla trafik kazası Temmuz ayında oluyor
Recep Çotuk’tan gazetemize açıklama
Lüleburgaz Devlet Hastanesi’nden Hürfikir’e ziyaret
Bu haber 17 Mart 2017, Cuma 09:28 tarihinde eklendi. 1461 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce Lüleburgaz’da konuştu

CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, referandum çalışmaları kapsamında Trakya turunda Lüleburgaz’a geldi.
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce Lüleburgaz’da konuştu

CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce 15 Mart Çarşamba günü saat 18.00’da soğuğa rağmen Kongre Meydanı’nı dolduran Lüleburgazlılara seslendi. Kongre Meydanında ellerinde Türk bayraklarıyla toplanan kalabalığa konuşan İnce, Hollanda ve Almanya ile yaşanan krizi değerlendirdi.

CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, “Bu topraklar ilk kez 1699’da kaybetmeye başladı. 1699 Karlofça Barışı. Karlofça’da ilk kez toprak kaybettik. Ne zamana kadar? 30 Ağustos 1922’ye kadar. İşte o zaman 223 yıl sonra Osmanlı’nın hep kaybetmesine birisi dur dedi. 223 yıl kaybeden bu insanlara ilk kez bir zafer kazandırdı Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Yüzyıla yaklaşan bu Cumhuriyet ilk kez toprak kazandı. Bir Hatay’da kazandı, birde Kıbrıs’ta kazandı. 223 yıl kaybettikten sonra son yüzyıl içerisinde bu ikisini kazandık. Bizim birde 140 yıllık demokrasi mücadelemiz var. 1876’da Padişah ilk kez yetkilerinin bir kısmını meclise devretti. 140 yıl geçti. Bazen tek parti hükümeti oldu, bazen meclis hükümeti oldu, bazen baraj sistemi oldu, bazen ismi temsil oldu ama bir mücadele verdik. Padişah zaman zaman meclisi kapattı. Darbeler oldu kapatıldı ama bir yere geldik. Mesafe aldık, yol aldık. Bir parlamentomuz var. Şimdi bu 140 yıllık birikimi 16 Nisan’da ya yerle bir edeceğiz, ya da yolumuza devam edeceğiz. Türklerin tarihine bakalım. Bilge Kağan bizim tarihimizin bir parçası, Kanuni Sutan Süleyman bizim tarihimizin bir parçası, Fatih Sultan Mehmet bir parçası, Alpaslan bir parçası, Atatürk bir parçası, bütün bunlar bizim tarihimiz. Bunlar birinci adam hakan, sultan, bey ne diyorsak. Tarihimizde birinci adamlar var ama bizim tarihimizde ikinci adamlarda var. Bilge Kağan varsa yanında veziri Tonyukuk var, Alpaslan varsa yanında Nizâmülmülk var, köprülüler var, Mithat paşalar var, Atatürk varsa yanında İsmet Paşa var. Hep birinci adamaların yanında birde ikinci adamlar var. Şimdi diyor ki bize ikinci adam falan istemez. Anayasa maddesini ben belirlerim. Danıştay’ı ben belirlerim. Yargıtay’ı ben belirlerim. Valileri ben belirlerim. Generalleri ben belirlerim. Kaymakamları ben belirlerim. Milletvekillerini ben belirlerim. Başbakana falan gerek yok diyor. Kaldırmak istiyor Başbakanlığı.

“Binali Yıldırım kendisinin gereksiz olduğunu söylüyor”

Birde bizim tarihimizde Binali Yıldırım var. Meydan meydan geziyor diyor ki; Evet deyin Başbakanlık kalksın diyor. Yani kendisi Başbakan, Başbakanlık kalksın demek istediğine göre ben gereksizim, ben lüzumsuzum, beni yok edin, beni kaldırın diyor. Şimdi sandıkta evet dersek Binali Yıldırım gidecek, olmayacak bir daha. Ben sırf Binali gitmesin, ortalık şenlensin diye bile Hayır verebilirim. Kalsın o orda. Çanakkale köprüsünü kastederek diyor ki; Çanakkale geçilmez dediler geçtik, diyor. Çanakkale Geçilmez’i 1915’te kime dediler, İngilizlere, Fransızlara, İtalyanlara, Yunanlılara dediler. Ey bre Yıldırım İngilizlere söylenen bir sözü niye üstüne alınıyorsun sen? Üçüncü köprüyü yaptık diyor. Böyle dediğine göre 1. Ve 2. Köprüyü daha önce yapmışsın. Bundan 45 sene önce yapmış Demirel Boğaziçi köprüsünü. Sen 45 sene sonra yapmışsın, hatta o devletin parasıyla yapmış, sen milletin parasıyla yapıyorsun 70 TL’ye geçirtiyorsun bir köprüyü. Yap kardeşim yani o dolarların hepsi ayakkabı kutularına sığmaz ki. Artanla da köprü yap, yol yap biraz.

“AKP milliyetçi duyguları sömürerek oy toplamaya çalışıyor”

Bu referandumda Evet dersek niye evet diyeceğiz, hayır dersek neden hayır diyeceğiz bunu tartışmıyorlar. Yani şu Lüleburgaz Meydanına gelip Evet derseniz şunlar şunlar olacak diyemiyorlar. Neden diyemiyorlar biliyor musunuz? Malına güvenmiyorlar, çünkü ortada iyi bir anayasa yok. O zaman ne yapması lazım, milliyetçi duyguları sömürmesi lazım. Milliyetçi duyguları sömürmesi için ne yapması lazım, palavradan kavga etmesi lazım. Yani ne diyor; Almanya’yla kavga edecek Hollanda’yla kavga edecek. Bakın bir yabancı ülkeyle Türk Devleti arasında bir sorun çıkarsa kimsenin kuşkusu olmasın biz Türk Devletinin yanında oluruz. Hükümet kim olursa olsun destekleriz. Ama enayide değiliz. Adam diyor ki; Ben seçim yapıyorum, bizimkiler telefon açıyor biz oraya gelebilir miyiz propaganda yapmaya. Oda diyor ki gelme bende seçim var. Benim seçimim varken gelme, daha sonra gelirsin diyor. Ben komşuma diyorum ki akşama sana oturmaya geleceğim, komşuda diyor ki gelme müsait değilim kızımın düğünü var haftaya gelirsin. Ben diyorum ki, Ey Almanya, Ey Hollanda, senin başına dünyayı yıkarım ben geleceğim diyorum. Böyle bir şey olabilir mi? Yıl 2004 rahmetli Rauf Denktaş, Türkiye’de miting yapmak istiyor. Seçim var Kıbrıs’ta. Recep Teyyip Erdoğan Türk olan Rauf Denktaş’a diyor ki, ne anlatacaksan Kıbrıs’ta anlat niçin Türkiye’de yapacaksın diyor. Denktaş’ı Türkiye’ye sokmak istemiyor.

İkinci olarak Erdinç Hayrullah Hak ve Özgürlükler Hareketinden milletvekili. AKP’de hoşlanmıyor bu Hak ve Özgürlükten, başka partiyi destekliyor. Erdinç Hayrullah’ı yani Türk kökenli Bulgaristan Parlamentosu Milletvekili, bizim soydaşımız. Buna Türkiye’ye giriş yasağı konuyor. Türk Milletvekiline diyor ki; Sen Türkiye’ye gelemezsin, Türkiye’de propaganda yapamazsın diyor.

“Danışıklı dövüş bu”

Bir belge daha göstereceğim, 22 Ocak 2008 imza Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ve eğer ben yalan söylüyorsam da beni mahkemeye versinler. Ya ben yalancıyım, ya onlar yalancı, hadi verin bakalım mahkemeye. Kanun çıkardılar Türkiye’de Kanun’un 94.maddesi Yurtdışında ve Yurtdışı temsilciliklerde siyasi propaganda yapılamaz. Kanunen yasak, ya böyle bir yalancılık olur mu? Sen Kanun çıkarmışsın sonra sahte bir şekilde Hollanda ile kavga ediyorsun. Bu işten Hollanda çok karlı neden biliyor musun? Hollanda hükümeti bir Müslüman ile kavga ettiği için bir yabancıyla kavga ettiği için, Hollanda’da yabancı düşmanlığı var, hoşlanmıyorlar Türklerden, Faslılardan, Müslümanlardan. Hükümette Türklerle kavga edince Hollanda hükümeti oy alıyor. Bizimkilerde gavurlarla kavga ettiği için referandumda Evet’i yükselteceğini düşünüyor. Danışıklı dövüş bu başka hiçbir şey değil. Bunu bu millet yemeyecektir, basacaktır Hayır’ı.

Hollandalı siyasetçi ona artistik yapılmasına bakmaz. Hollandalı siyasetçi satın alacağı şirkete bakar, satın alacağı banka’ya bakar. Paraya bakar onlar, paraya. Çok güzel sistemi kurmuşlar birisi Müslüman düşmanlığı yapacak oy kazanacak. Öbürüde haçlı düşmanlığı yapacak ve oyları yükseltecekler. Ey milliyetçiler, ey ülkücüler, ey gençliğimde kavga ettiğim insanlar. Sizleri görüyorum ki, bu oyuna gelmiyorsunuz ve dik duruyorsunuz bunu görüyorum. Ve dik duran bu oyuna gelmeyen ülkücülere bu meydandan kocaman bir alkış istiyorum. Bu bir oyun, aklımızla dalga geçiyorlar bizim. Bir şey daha yapıyorlar Türkiye’nin itibarını ayaklar altına alıyorlar. Bakanlarımızın araçlarını çektiriyorlar, Büyükelçiliğe sokturmuyorlar. Tek cümle ile özetleyeyim mi bu durumu. Referandumda oy kazanalım Türkiye kaybetsin umurumda değil diyor.

“Milletvekiline verilecek maaş yerine fabrika kurun”

Şimdi sandığa gittik evet dersek ne olacak? 650 olacak milletvekili sayısı. 600 milletvekili, 20 Başkan Yardımcısı, 30’da bakan olacak. Bunlarda zaten aynı milletvekili statüsünde olacak. Nüfusumuz ne kadar 80 milyon. 80 milyon’a 650. Amerika Birleşik Devletlerinin nüfusu ne kadar, 300 milyon, milletvekili sayısı 535. Rusya’nın nüfusu 150 milyon milletvekili sayısı 450, Hindistan’ın nüfusu 1 milyar 250 milyon, Hindistan’da 500 milletvekili var. Biz bu kadar zengin miyiz ki kişi başına milletvekili sayısı en yüksek ülke oluruz. Eğer bu kadar parayı milletvekillerine maaş olarak vereceğimize fabrika kursak çocuklarımız işe girse daha iyi olmaz mı? Onun için Hayır diyorum.

Kaç tane yardımcısı olacak belli değil. Birden fazla diyor, 2 mi? 999 mu? Belli değil. Siz Cumhurbaşkanı yardımcısı deyince aklınıza bir ülke geliyor mu? Azerbaycan. Akşamdan yengeye söz vermiş, ya seni Cumhurbaşkanı birinci yardımcısı yapacağım. Yarın atadı, itiraz edebilir misin? Peki Cumhurbaşkanı birinci yardımcısı hanım efendiyi ilk kutlayan kim oldu. Enerji bakanı oldu Türkiye’nin. Damat oldu damat. Damat ne düşünmüş olabilir komşuda pişer bize de düşer, demiştir.”diye konuştu.

 

Cüneyt ÜNLÜSOY

Yazdır Paylaş
ETİKETLER :
Diğer Haberler
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek