CHP üyeleri Dayanışma Yemeğinde buluştu

Saat 19.00’da başlayan yemeğe CHP üyesi pek çok kişi ve çok sayıda davetli katıldı.

Yemeğe, CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, CHP Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu, İl Başkanı Ünal Başkur, İlçe Başkanı Özgür Kaya, dernek üyeleri, oda başkanları, CHP üyeleri ve çok sayıda davetli katılım sağladı. Slayt gösterileriyle başlayan yemek Lüleburgaz İlçe Başkanı Özgür Kaya’nın konuşmasıyla devam etti.

 “19 Mayıs 1919 bu topraklar için neyse, 16 Nisan’da bu topraklar için odur”

CHP İlçe Başkanı Özgür Kaya, “Değerli dava arkadaşlarım, bundan yaklaşık 400 gün önce Lüleburgaz’da Cumhuriyet Halk Partisinin delegesi, üyesi bize bu görevi verdi. Dediler ki artık bundan sonra bu bayrağı sen taşıyacaksın, senin ekibin taşıyacak. Ve 400 günün sonunda bu yemeği yapmaya çalıştık biliyorsunuz daha sonra Kayseri’deki bir patlamaya denk geldi erteledik ve bugüne kısmetmiş bugün bunu yaptık. Bu 400 günün sonunda sordular; Başkanım dediler bu geceye bir isim koysaydık ne olurdu? Bu gecenin ismi sadece birlikte başardık olurdu. Çünkü biz 400 gün önce başladığımızda sen, ben yok biz varız. Birlikte başaracağız diye bu yola çıkmıştık. Ve 400 gün sonra görüyorum ki çok işi başarmışız. Ancak bu güne kadar başardıklarımızın hepsi bir yana, önümüzdeki günlerde 16 Nisanda başarmamız gereken başka bir şey daha var. 16 Nisanda başarmamız gereken Cumhuriyete sahip çıkmak ve Cumhuriyeti korumaktır. Ve bu gün sadece Cumhuriyet Halk Partililer değil, bütün Türkiye biliyor ki, eğer Cumhuriyet Halk Partisi olmazsa Cumhuriyet ayakta duramaz. Eğer Cumhuriyet Halk Partisi olmazsa özgürlük olmaz, eşitlik olmaz. Geçtiğimiz günlerde de gördünüz, bütün partiler, bütün siyasi kuruluşlar, Cumhuriyet Halk Partisini önder kabul etmiş durumdalar ve Cumhuriyet Halk Partisi tıpkı bundan 100 yıl önce olduğu gibi Kuvayi milliye ruhuyla, bu önderliğiyle mutlaka ve mutlaka zafere ulaşacak arkadaşlar. Bu geçtiğimiz 400 gün içerisinde çelme takanımız oldu. Bize çelme taktılar, üstünden geçtik. Sırtımızdan vurdular, düşmedik. Peki bunu yapanlar kimdi? Bunu yapanlar bugünkü iktidarın sahipleriydi. Biz Lüleburgaz’da Laiklik pankartları astığımızda, ‘Türkiye laiktir, laik kalacak’ dediğimizde savcılara koştular, mahkemelere koştular, bize ceza verdirmeye çalıştılar. Ve şimdi iktidar sahipleri her türlü kumpasla, her türlü çirkefle kendi iktidarlarını, gayrimeşru iktidarlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Ancak bu sonun başlangıcı 16 Nisan’dır. 19 Mayıs 1919 bu topraklar için neyse, 16 Nisan’da bu topraklar için odur arkadaşlar.

“Hakkımda soruşturma açmışlar”

Biz bu haramileri ne pahasına olursa olsun durduracağız. Ancak bu haramilerde boş durmuyor. Buraya gelmeden önce traş olmak için berbere gittiğimde telefonum çaldı. Arayan emniyet müdürüydü. Dedi ki başkanım yakın bir zamanda ifadenizi almak istiyoruz. Bugün olmaz, yarın olmaz olsa olsa Salı Çarşamba olur dedim. Tamam Başkanım dedi. Peki dedim konu ne, neden benim ifademe başvuruyorsunuz. Dedi ki başkanım sizin hakkınızda açılmış bir soruşturma var. Nereden açılmış dedim soruşturma? Vize Cumhuriyet savcılığından açılmış. Peki konu ne dedim. Konu dedi ki, sizin örgütünüzün hazırladığı broşürler. Biz bu broşürlerde ne söylemişiz. Hiçbir şey söylememiş, hiç bir yorum yapmamışız. Bank Asya’nın açılış resmini koymuşuz. Feytullah Gülen, Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül bir oradaymış. Bu resmi biz mi yaptık? Sonra Bülent Arınç’ın resmini koymuşuz. O tarihte Bülent Arınç diyor ki; ‘Sayın Gülen bize yol gösteriyor, önümüzü aydınlatıyor.’ Gülen’in önünü açan, aydınlatan biz miydik? Hemen peşinden arka tarafta Habur’da teröristleri davulla zurnayla karşılayanların resmi var. O resimde teröristleri davulla zurna ile karşılayan biz miydik? Hemen arkasında Diyarbakır’da yaşasın Kürdistan diye açılış yapanla kol kola bir Başbakan var. Bu resmi ortaya çıkartan, Kürdistan diyen biz miydik? Hemen yanında bana ‘Serok Ahmet diyorlar, Kürtçe yasağını biz kaldırdık’ diyen bir başbakan var. Bu Cumhuriyet Halk Partisinin Başbakanı mıydı? Peki o zaman bunları hatırlattığımız için bize ceza kesilecekse o zaman bizde bu resmi verenlerden davacıyız. O zaman bu resmi verenlerde yargılanacak. Eğer mahkemeler susarsa, eğer savcılar korkarsa bilsinler ki Cumhuriyet Halk Partisi korkmayacak, mutlaka ama mutlaka bir gün bu haramileri yargılayacak.”dedi.

Milletvekili Gündoğdu “Telafisi mümkün olamayan bir seçim”

CHP Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu, telafisinin mümkün olmadığı bir seçim sürecine girdiklerini ifade etti. Gündoğdu, “Milletvekili seçimlerini yaparsınız. 4 yıl sonra tekrar telafi edersiniz. Belediye başkanlığı seçimi yaparsınız. 5 sene sonra tekrar telafi edersiniz. Ama velâkin bu referandumun geriye dönüşü yoktur. Bu tek bir seçim olacaktır. Tek bir seçim olacağı için telafisi de mümkün olmayacaktır. Bu seçim Türkiye’nin geleceğini, Türkiye’nin kaderini, çocuklarımızın kaderini hatta doğmamış torunlarımızın ilgilendiren kritik bir seçimdir. Bunu el birliğiyle mutlaka atlatacağız. Çünkü atlatmak zorundayız.

“Mutlaka sandığa gidin”

Katılım oranlarına bakıyorum. Hakikaten Kırklareli güzel bir yerde %90’ların üstüne çıkıyoruz. Belediye başkanlığı seçimlerindeki katılım oranlarına bakıyorum yine %90’ların üstü. Ama Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı bu ülkede kendine Cumhurbaşkanı diyen zat, %52 oy aldım diyor. Neye göre %52 oy aldın? Kullanılan oya göre. Peki kullanılan oy ne? %70’lerde, yani %35 oyla Cumhurbaşkanı oldun. 15 milyon kişi sandığa gitmedi değerli arkadaşlar. Ve en son yapılan araştırmada Kırklareli’ndeki oy kullanma oranı %87. Bu gün elimize gelen anket aynen şunu söylüyor. Yabancı ülkelerin yaptırdığı bir anket. Eğer ki Türkiye’de katılım oranı %87 olur ise eğer sonuç ‘Hayır’ çıkıyor. Katılım oranı %91’i bulur ise eğer, AKP toz duman oluyor. Dolayısıyla da Cumhurbaşkanı. Yani biz her bireyi her yurttaşı, yok işim var, rahatsızlığım var gelemem diyenleri bile kolundan tutup sandığa götürmek zorundayız. Bunu yapabilirsek eğer referandumdan sonuç alacağız. Eğer yapamazsak, beceremezsek istediklerine ulaşırlar. Bunlara dikkat etmemiz gerekiyor.

“Benim hakkımda da 65 soruşturma açıldı”

Gündoğdu konuşmasının devamında, Kaya hakkında açılan soruşturmaya da değindi. “Hiç merak etme sevgili kardeşim. İlçe başkanlığı yaptığım süreç içerisinde, il başkanlığı yaptığım süreç içerisinde benim hakkımda 65 tane dosya açıldı. Ben ilçe ve il başkanlığı yaptığım süreç içerisinde o FETÖ’nün adamları tarafından 4 yıl dinlendim. Bunların hepsi bizim yetkili arkadaşlarımızın başından geçen olaylar. Bu olaylardan dolayı soruşturulursak ne mutlu bize. Bu soruşturma dosyalarını alıp, biz boynumuza Cumhuriyet Halk Partisinin altın madalyası yaparız ve o şekilde de gezeriz. Bundan hiç kimse korkmasın, bizde korkmayacağız. Çünkü cesaretsizlik, istikrarsızlığı getirir. Ama biz hepimiz Cumhuriyet Halk Partililer olarak ilçe başkanından, il başkanlarına, kadın kollarından, gençlik kollarına en yetkili makamlardaki tüm arkadaşlarımıza son derece cesaretliyiz ve bu cesaretimizle de 16 Nisan’da ‘Hayır’ çıkaracağız. Şimdi bakıyorum. Sürekli olarak popçular, topçular, çıkıp evetle ilgili reklam kampanyaları yapmaya başlamışlar. Halende yapıyorlar, devamda ediyorlar. Ve son olarak da maalesef Genel Kurmay Başkanımızda buna alet olmuş. Kardak krizi sanki tekrarlanmış gibi Kardak’a gitmiş bir tane resim vermiş. O resim ne demek biliyor musunuz? Referandum geldiğinde ‘Evet’ oyu diyoruz. Sen Kardak’a gidip, fotoğraf verip, bunu da kaybedecek olan Cumhurbaşkanına destek olacağına El-Bab’ta git şehitlerine sahip çık Sayın Genel Kurmay Başkanı. Sen ilk önce Nato’nun ikinci en büyük güçlü ordusu olan Türk ordusuna sahip çık. Bizim Mehmetçiklerimiz, bizim polislerimiz orada özelliklede Güneydoğu Anadolu’da şuan kanları dökülüyor. 7 Haziran bizim için bir milattır sevgili arkadaşlar. Zaman zaman oturuyoruz arkadaşlarımızla konuşuyoruz. Bakın 7 Haziran’da aldıkları oy %40, fakat tekrarlanan bir seçimle oldular. Yani buda ne demek oluyor. AKP %10 civarında oy’unu kaybedeceğini gösteriyor. Ve bugün gelen size bahsetmiş olduğum AKP’nin içinde de %15 Hayırcı var ve şuanda %15’i ikna çabaları başladı. Bu süreci iyi değerlendireceğiz değerli arkadaşlar. İyide değerlendirmek zorundayız. Aksi takdirde başka Türkiye yok, başka gidecek yerimiz yok.”dedi.

Milletvekili Erdem “Vatan için Cumhuriyet için vuruşacağız”

Yemeğin sonlarına yetişmeyi başaran CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, konuşmasında gündemi değerlendirdi ve vatan için, cumhuriyet için vuruşacaklarını söyledi. Erdem, “Ben Ankara’dan geliyorum. Ankara’da hava soğuk siyasette soğuk. Aynı zamanda bilhassa Cumhurbaşkanının çok sevdiği bir milletvekili olmam sebebiyle bu soğuk iklimden böylesi sıcak bir ortamda bulunmak benim içinde son derece güzel ve onur verici oldu. Değerli arkadaşlar, birlikte omuz omuza çok önemli bir eşiğe gelmiş bulunmaktayız. Bu eşik sadece Cumhuriyet Halk Partisi ile alakalı bir süreç değil. Bu Amerika’yla Türk halkı arasındaki bir mücadeledir. Bu İsrail emperyalizmi ile Türk halkı arasındaki bir mücadeledir. Bu vahşi kapitalizmin başımıza akbaba gibi diktiği tahtadan, taştan putlarla vermiş olduğumuz bir mücadeledir. Bu kurtuluş savaşında ezanları susturmak isteyenlerin  bu günkü iş birlikçilerine vermiş olduğumuz bir mücadeledir. Bu mücadelede çok kararlı olmak lazım. Ellerinde 100 milyonlarca dolarlık bütçe, arkalarında dev bir medya ordusu, yurt dışındaki müttefikleri, şimdi böyl böyle laflar söylüyorlar ama aynı zamanda ‘Evet’ diyeceğini deklere etmiş FETÖ terör örgütü, aynı zamanda bunlarla işbirliği içerisinde Oslo’da masada taraf olup Başkanlık gelsin de özerklik verilsin diyen İmralı’daki Öcalan hep beraber birlikte tüm bu parayla, tüm bu servetle, tüm bu güçle, tüm bu medya organizasyonuyla sahaya indiler. Biz neyle indik? Kurtuluş Savaşında ya İstiklal, ya Ölüm diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün yoldaşları ve neferleri olarak indik.

Anketlere göre bu işte öndeyiz. Hata yapmamamız lazım. Herkesin elini sıkmamız lazım. Bu işin sonunda Cumhuriyet kazanacak. Oy toplamak için İsrail’e ‘one minute’ diyenler. İsrail ezanı yasakladı. Ne oldu neden sesleri çıkmıyor. Trump müslüman ülkelerin bazılarının vatandaşlarının ülkeye girişini yasakladı. Sesleri çıkıyor mu, çıkmıyor. Katil Esad diyorlardı. Moskova deklerasyonu ile bugün yoldaş Esad demeye başladılar. Daha düne kadar bana Rus Ajanı diyorlardı şimdi Moskova’dan çıkmıyorlar yani. Hepsi Moskova’da. Şimdi bu ortamda vermiş olduğumuz mücadele uluslar arası vahşi emperyalizmin Türkiye’ye reva gördüğü geleceğe dönük bir mücadeledir. Başkanlık sistemi 3-5 tane kendisini padişah zanneden ne idüğü belirsiz adamın ürettiği bir şey değil, okyanus ötesinden tasarlanarak buraya postalanmış Türkiye ve orta doğunun geleceğine dönük özel bir tasarımdır işte bu tasarımla mücadele ediyoruz. Tek amaçları Başkanlık sistemini getirmek, bunun üzerinden Amerika’nın arzu ettiği şekilde orta doğuyu yeniden şekillendirmek. Tüm bu projeye karşı mücadele ediyoruz. Halkımıza bu gerçeği çok net anlatmamız lazım. Hiçbir televizyon kanalında ‘Hayır’ diyemiyorsunuz. İrfan Değirmenci ‘Hayır’ diyor işinden oluyor. Öbür taraftan Fatih Çekirge ‘Evet’ dediği halde halen işinin başında duruyor. Ama söyleyeyim Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar. Hiç şüphesi olmasın”dedi.

Cüneyt ÜNLÜSOY