CHP Lüleburgaz İlçe Başkanlığınca dün Aşkiye Neşet Çal Salonu’nda 21 Mart Dünya Su Günü nedeniyle Ergene Nehri ve Halk Sağlığı konulu bir panel düzenlendi.
Trakya Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz ve DAYKO Başkanı Nusret Türkkan’ın konuşmacı olarak katıldıkları paneli yıllardır bölgemizde çevre sağlığı için mücadeleler veren Hakan Dedeoğlu yönetti.
Panele CHP Lüleburgaz İlçe Başkanı Özgür Kaya, Lüleburgaz Belediye Başkan Yardımcıları Kevser Özkan, Rasim Aslan ve Necmi İnci, İl Genel Meclisi Üyeleri, Belediye Meclis Üyeleri ve Lüleburgazlılar katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başlayan panelde ilk konuşmayı DAYKO Başkanı Nusret Türkan yaptı. Istranca Dağlarından çıkan bir şişe su ile Ergene Nehrinden alınan bir şişe suyu yan yana koyan Türkkan su kirliliğine dikkat çekti. Avrupa’nın en zengin biyolojik bölgesi, Karadeniz’in Hawaisi İğneada’nın korunmasının önemini anlattı. Kendi kendisini yenileyebilen nadir tabiat güzelliklerinden Longoz Ormanlarının talan edilmemesi ve gelecek kuşaklara bırakılabilmesi için mücadele verdiklerini söyledi.
“İnsanın doğarken tanıştığı ve ölünce uğurlandığı “Su” çok özel bir maddedir”
Daha sonra konuşan Prof. Dr. Faruk Yorulmaz ise bir gazetede bugün yayınlanan haberde bir Rektör Yardımcısının “Çok cahil ve okumamış tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum. Okumuş insanların zihinleri bulanık oluyor” demesinin ülkemizin durumunu ortaya koyduğunu söyledi. Daha sonra suyun önemini anlattı.
Yorulmaz “Çevre sorunlarının gerçek nedenleri 4 maddede toplanabilir. 1-Bencillik ve çıkarcılık, 2- İnsana ve topluma saygısızlık 3- Boşvermişlik ve umursamazlık 4- Tehlikenin önemini küçümsemek.
Bugün 21 Mart Dünya Su Günü nedeniyle burada toplandık. Su hayati bir maddedir ve yerine hiçbir şey konamaz. Azalırsa da çoğalırsa da hayati tehlikelidir. Kirlendiği ve kirletildiği zaman hastalıklara yol aça ve çok çabuk kirlenir. Trakya Bölgesi’nde Ergene Havzasında yaşanan su kirliliği de maalesef insanlarımızı ölümlere götürecek tehlikeli boyutlardadır. Ergene nehrinin kirlenmeye başlamasıyla birlikte kirlenmeyi sağlayan etkenler birçok kez yetkili kurum ve kuruluşlarca yapılan araştırmalar sonrası açıklanmışsa da gerekli önlemler bir türlü alınmamış ve maalesef bölge zehir saçan bir alana dönüşmüştür. 2011 yılında Edirne Milletvekili olan sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, o dönem yaptığı açıklamada “En geç 2 yıl içinde nehrin %50’si kurtarılacak” demişti fakat geçen 5 yıl içinde maalesef bir şey değişmedi. Çevre Bakanı Veysel Eroğlu 2011’de “6 Mayıs milattır. Başbakanımızın emri ile Ergene’yi kurtaracağız. Ergene’de su kalitesi 2015 yılına kadar iyileştirilecek. Ergene’nin ıslahı için 1 milyar TL bütçe ayrıldı” demişti.
Daha sonra da başka bir yetkili “Suyun yalnızca rengi ve kokusu kötü. Bunu hallettik mi sorun kalmaz” diyerek konuya yaklaşımını ortaya koymuştu. Ama son zamanlarda Edirne tarafında yapılan ölçümlerde suyun içerisinde arsenik de tespit edildi. Su sorunu insanlığın geleceğini etkileyecek bir sorundur ve parti ayırımı yapılmaksızın önlemler alınması gereken bir konudur. Önlem alınmadığı takdirde yakın zamanda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de su kıtlığı çekilmesi olasıdır” dedi.
Lüleburgaz’ın musluktan su içilebilecek şanslı bir kent olduğunu da söyleyen Yorulmaz “Belediyelerin asli görevlerinin en başında su gelir. Musluğundan içilebilir su içilen bir kentte insanların yaşamları da ömürleri de uzun olur” dedi.
Gökhan KAN