Adalet olmadığı yerde

Yazar -

Adalet olmadığı yerde

Son  günlerde  siyasi anlamda  baş döndürücü olayları peş peşe yaşadık. Aynı zamanda siyasi ahlak ve yargı bağımsızlığı açısından utanç verici günlerden geçiyoruz. 

17 Aralık operasyonu ardından HSYK'da düzenleme yapılarak Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Adalet Bakanı yine jet hızıyla yeni atamaları gerçekleştirdi.
HSYK, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik esaslarına göre kurulur hükmüne açık bir şekilde aykırıdır diyen CHP, Resmi Gazete ‘de yayımlanmasıyla birlikte, düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'ne götürdü. Aynı hızla CHP’nin yaptığı başvuruyu inceleyerek, dava dilekçesindeki eksiklikler nedeniyle CHP’ye iade etti. CHP Dava dilekçesindeki eksiklikleri tamamlayarak muhtemelen bu satırları okurken  HSYK düzenlenmesinin iptali için 3. kez Anayasa Mahkemesi’ne başvuracak.
Bu arada yaşananlar arasında, 17 Aralık Büyük Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu'nda, evindeki ayakkabı kutularında 4,5 milyon dolar bulunan Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Arslan serbest kaldı. Genel Müdür serbest kaldı ancak ayakkabı kutularını haber yapan TV kanalı ceza yedi. RTÜK, Kanal D, Samanyolu ve Kanaltürk'te yayınlanan aynı konudaki haberler için ise, "Verilen bilgilerin haber niteliği taşıdığı ve haber sınırları dahilinde yayın yapıldığı" gerekçesiyle cezaya gerek bile görmedi.
Bu arada 17 Aralık yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklu bulunan hayırsever (!)Reza Zarraf ve bakan çocuklarına tahliye kararı çıktı.Ve hemen ardından Adli Kolluk Yönetmeliği'nde bir değişiklik daha yapıldı.Bir cümlelik değişiklikle "zorunluluk halinde" bile artık Cumhuriyet Savcılarının polise görev ve yetki alanları dışında operasyon yaptırma yetkisi kaldırıldı.Yani İstanbul'da ki bir savcı Ankara'da ki bir bakanın, banka müdürü için arama, yakalama ve gözaltı gibi bir emiri , talimatı veremeyecek.
Yalnızca Türkiye'de değil ABD'de bile Türkiye'de insan hakları sorunları sıralanırken, polisin aşırı güç kullanımı, güvenlik güçlerinin yol açtıkları ölümler gibi kategorilere bu yıl YOLSUZLUKLAR eklenmiş.ABD bile artık Türkiye'de ki yolsuzlukları "İnsan Hakları sorunu" olarak görüyor. 
Dinleme kayıtlarının  İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla imha edilmesi ile birlikte Cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kelimenin tam anlamıyla sıfırlanmıştır.
Yürütmenin başında olan Başbakan; Komutanlar tutuklandığında, ben bu davanın savcısıyım, Madımak katilleri aklandığında, Millete hayırlı olsun dediği gibi Hırsızlar tahliye edildiğinde ise Adalet yerini buldu dedi.Hukukun üstünlüğü, Adalet kavramları artık yalnızca birer sözcükten ibarettir...
Çok önemli bir süreçten geçiyoruz, her yeni gün yeni bir olaya gebe.MİT’in yapısını değiştiren ve özel dershanelerin kapatılmasını öngören yasal düzenlemeler ise önümüzde ki haftanın önemli olayları olacaktır.
Türk Milleti adına değil Başbakanın adına karar veren hâkimler, hâkimlere bu hukuksuz ortamı yaratan, delilleri karartan savcılar ve emniyet görevlileri ile yolsuzlukların aklanmasına yardımcı olan tüm bürokratlar bağımsız Türk yargısının önüne çıkartılacak ve hesap vermeleri sağlanacağı günleri görebilmek dileğiyle...

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 29 Mart 2024, 18:27 tarihinde yazdırılmıştır.